Son zamanlarda Türkiye’de Provakatif eylemler üst üste yapılıyor.  Güneydoğu’da Jandarma karargahında indirilen Türk Bayrağı’nın ardından aynı eylem yurdun değişik yerlerinde de denenmeye çalışıldı.

Gaziosmanpaşa Emniyet Müdürlüğü binası önünde de şahsın biri direğe tırmanıp Türk Bayrağını indirmek istedi. Ama buna polis izin vermedi. Şahsı ayağından vurup indirdi.
Şanlı Türk Bayrağı kolay göndere çekilmedi. Tarihimizde Türk Bayrağı’nın göndere çekilmesi için ne mücadeleler verildiği bilinmektedir. Özellikle haçlı seferleri ve Kurtuluş savaşı öncesi yapılan işgaller ve verilen mücadele bu vatan evlatlarının bayrağı nasıl göndere çektiğinin gerçeğidir.

Bu gün de Türkiye üzerinde oynanan bir çok oyun var. Ama bu oyunlar öyle Başbakan Erdoğan’ın dediği gibi değil. Bugün Türkiye’yi bu oyunların içine iten, ülkeyi içte ve dışta zayıflatan da Ak Parti iktidarı döneminde yaşananlar ve verilen tavizlerdir.

hani derler ya etme bulma dünyası... Başbakan Erdoğan ne zaman ki 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonu ile karşı karşıya kaldı, hedef değiştirdi. O güne kadar kendisi ile birlikte olduğu bir gurubu ‘Parelel yapı’ ilan etti... Acaba Türk Milleti, acaba Ak Partiye oy veren ve Ak Parti kadrolarında çalışan masumane vatandaşlar buna nasıl bakıyorlar...

Kimse şunu söylemiyor...

Ey Tayyip Erdoğan, bu parelel değiğin yapı, devlete parelel değil. Bu yapı olsa olsa Ak Partiye paraleldir. Çünkü, bu yapı ile birlikte olup, bu ülkenin bazı temel taşlarına operasyon yapılmadı mı? Başbakan Erdoğan, o günlerde askere yapılan operasyonları destekleyerek “Bu bu davanın savcısıyım” demedi mi?  O gün göz yumduğu ve neyi nasıl yaptığını iyi bildiği yapı, bu sefer kendine dönünce iş değişti. O gün birlikte yürüyorlardı. Birbirlerine parelel şekilde. Hepsi birbirlerinin attığı adımı biliyordu. Ne oldu da kavga başladı... 2010 yılında yazdığım bir köşe yazısında Fethullah Cemati diğerleri arasında kavga olacağını yazmışım. Çünkü o günlerde mücadele alanı farklıydı bu parelel yapıların. Birlik olup karşı tarafları bertaraf edince kendi aralarında kavgaya başladılar. O kavganın ilki MİT Müsteşarı operasyonuydu. İkincisi baknalar ve Başbakan’ın çocuklarına yapılan operasyondu.

Bunlar böyle devam edip giderken, komşularımızda ve ülkemizde farklı olaylar yaşanıyordu. Türkiye’de anlık gündem değişimi yaşandığı için bir gün önceyi hemen unutuyoruz. Tam IŞİD Türk Konsolosluğu’nu bastı. Milletin dikkati oraya yönelmişken, birileri gelip Jandarma Karargahında bayrak indiriyor. Ne oldu, terör örgütünün elindeki esir Türk konsolosluk personelini unuttuk. Hele ki şu anda kimsenin onlardan bahsettiği yok. Sınırımızın diğer tarafına PKK paçavraları çekiliyor, içerideki bayrak indiriliyor. Bu ne cüret bu ne zaafiyet... Çünkü yine iktidarın çabalarıyla terör örgütü iyice şımardı. Tüm pazarlıkları kendisi üzerinden yürütüyor. Bu devleti yönetenler nasıl bu kadar tezgaha geliyorlar. Bu ülkede yaşayan her kim olursa olsun, Türk, Kürt, Laz, Çerkez, Ermeni, Yahudi... fark etmez. Bu ülkede yaşayan ve vatandaş olan herkes bilmeli ki;  Türk Bayrağı inmez, Vatan bölünmez.

Bu bayrak tüm yurttaşların ortak sembolüdür. Bu ülkenin başınaki yöneticiler, siyasetçileri ve bürokratları, bu topraklarda yaşayan insanlara demokratik haklar vereceksiniz  bunu birileriyle pazarlık yapmayın. Hele ki Terör örgütüyle hiç yapmayın. Benim Kürt kardeşlerim dillerini mi konuşacak, okul mu açacak, ne gerekiyorsa verilsin ve yapılsın... Bunda bir sıkıntı yok. Ama bunu yaparken, terör örgütü ile pazarlık yapıp,  “Onlar istedi verdik” ayarına getirmeyin.
Başbakan Tayyip Erdoğan, cemaatle ilgili 17 Aralık’tan sonra atıp tutuyor.  Dilde çok şey var, icraatta hiçbirşey yok. Bir ülkenin başbakanı insanlarını bu kadar gerer mi? Sen icranın başısın. Varsa bu ülkeyle ilgili bir sıkıntı, konuşma, atma tutma yerine icraat yap. Türkiye de bunun örnekleri yaşandı. Türk Silahlı Kuvvetlerinin üst kadrosu hepsi zindana atıldı. O gün darbeciler diye icraatı yapıyordunuz, bugün laftan öteye giden bir şey yok.

Böyle giderse Başbakan Erdoğan bir PKK ile de sıkıntı yaşayıp, talimatlar verir ve ‘Ne verdiyseniz alın’ der... O Zaman verdiğin ‘Anadil’ hakkını mı geri alacaksın? Geçmişte askere yapılan operasyonda cemaatle yapılan ‘Parelel birlik’ bugün aynı şekilde terör örgütü PKK ile yapılıyor. Yasalar bile buna göre düzenlendi. Neymiş efendim teröristlerle pazarlık yapanda yasal olarak hesap sorulamayacak.

Kim ne yaparsa yapsın, bu ülke sahipsiz değildir. Bu gün Erdoğan, yarın bir başkası hepsi gelir gider, ama bu millet vatanına toprağına bayrağına sahip çıkar.