Ergenekon mahkemesi, Danıştay saldırısında çete bağlantısına 'senaryo' diyen Ankara Cumhuriyet Başsavcıvekili Hamza Keleş'in talimatla ifadesini aldı.

Ergenekon ana davası ile birleştirilen Danıştay saldırısı ile ilgili sis perdesi aralanıyor. Tanıkların ifadelerinin alınması, güvenlik kameralarının görüntülerinin incelenmemesi gibi birçok konunun araştırılmadığı Danıştay saldırısı birleştirildiği Ergenekon davasıyla yeni boyut kazandı.

Bugün'ün haberine göre, Danıştay eski Başkanı Mustafa Birden ile yine saldırıya maruz kalan 2. Daire'nin başkanı Kamuran Erboğa, üye Ayla Gönenç ve tetkik hakimi Ahmet Çobanoğlu Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nde ifade verdi. Saldırının diğer mağduru üye Ayfer Özdemir ise rapor alarak ifade vermeye gelmedi. Saldırı ile ilgili olarak dönemin Ankara Cumhuriyet Başsavcıvekili Hamza Keleş'in de talimatla ifadesi alındı. Ankara'da yürütülen soruşturma sırasında kanlı saldırıya ilişkin iddiaların üzerine gitmemekle eleştirilen Hamza Keleş'in sanık avukatlarının anlattıklarını inceletmediği ileri sürülmüştü. Kanlı saldırının sanıklarından Süleyman Esen'in avukatı Mehmet Ener'in, Sincan Cezaevi'nde diğer sanık Osman Yıldırım'ın kendisine "Saldırının ardında Veli Küçük ve Muzaffer Tekin var" şeklindeki anlatımlarını Başsavcıvekili ile paylaştığı ancak Keleş'in bu konuyu inceleyip incelemediği soruldu.

'AVUKATLA DİYALOG OLMADI'

Saldırıdaki 'çete' bağlantısı iddialarına senaryo diyen Keleş'e, Alparslan Arslan'ın, Veli Küçük ve Muzaffer Tekin'le bağlantılı olduğu iddiasını araştırıp araştırmadığı, Danıştay sanığı Osman Yıldırım'ın anlattıklarını aktaran Avukat Mehmet Ener'in ifadesini tutanağa geçirip geçirmediği ve 'Bunlar senaryo' karşılığını verip vermediği soruldu. Keleş'in, Avukat Ener ile aralarında geçtiği belirtilen konuşmaya ilişkin soruya, Ener ile aralarında böyle bir diyalog yaşanmadığı şeklinde yanıtladığı öğrenildi.

Yeni Şafak'a konuşan Avukat Mehmet Ener, Danıştay saldırısını soruşturan eski Ankara Cumhuriyet Başsavcıvekili Hamza Keleş'e, saldırının diğer sanığı Osman Yıldırım'ın kendisine söylediklerini anlattığını dile getirdi. Osman Yıldırım ile Sincan Cezaevi'nde yaptığı görüşmeyi ve Yıldırım'ın "Saldırının ardında Veli Küçük ve Muzaffer Tekin var" şeklindeki sözlerini Keleş'e anlattığını belirten Ener, "8 Şubat 2008 Cuma günü, saat 13.33'de Sayın Başsavcıvekili Hamza Keleş ile adliyedeki odasında görüştük. Ben Sayın Başsavcıya Osman Yıldırım'ın söylediklerini anlattım. Başsavcı ayağa kalkarak odasının arka tarafında duran büfenin (kitaplık) üzerinde duran iki tane kitap getirdi ve bana gösterdi. 'Senaryolar kuruyorlar kendi kendilerine' dedi. Ben de 'suçu ve suçluyu, delilleri gizlememek, bildiklerimi saklamamak için anlattım' dedim ve odasından ayrıldım" dedi.

ENER GÖRÜŞMEYİ ANLATTI

Ener, görüşmenin niye tutanak altına alınmadığını ise şöyle dile getirdi: "Bir başsavcı ile görüşüyorsunuz. İnanıp güveniyorsunuz. Gelişmeleri anlatıyorsunuz. Herşey tutanak altına alınmaz." Ener, mahkemedeki ifadesinde, şifahi olarak yaptığı başvurunun Başsavcıvekili savcının sorumluluğu altında olduğunu, kabul edip etmeyeceğine Keleş'in karar vereceğini söyledi. Ergenekon davasının 181 ve 182. celselerinde "tanık" olarak ifade veren Ener, Sincan Cezaevi'nde Osman Yıldırım ile aralarında geçen konuşmayı şöyle anlattı: "Ama anlattıkları Türkiye'de bazı şeyleri ortaya koyabilecek nitelikte olduğunu gördüm ve Ankara Başsavcıvekili Sayın Hamza Keleş'e giderek; Sayın Savcım dedim böyle böyle bir olayla karşılaştım. Bu şahısla ilgili gerekli tahkikat mı yaparsınız bilmiyorum ben dedim bir vatandaş olarak bir meslektaş olarak bunları size arz edeyim ki olaylar ortaya çıksın."

3.5 YIL SONRA İNCELENDİ

19 Nisan 2011 tarihinde İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen Ergenekon davasının 181. oturumunda Mahkeme Başkanı Köksal Şengün'ün, "Ne anlattı size" şeklindeki soruya Ener, Sincan Cezaevi'nde Osman Yıldırım ile aralarında geçen konuşmayı şöyle anlattı: "Bana işte Cumhuriyet Gazetesi'ne atılan el bombalarının nasıl kendisine intikal ettiğini. Hatırladıklarımı şöyle arz edeyim; Veli Küçük Bey'den bunları aldığını Ataköy müydü bir yer, öyle bir yerde bir toplantı yaptıkları gibi olayları anlattı. Hatta bunun akabinde işte Hablemitoğlu cinayeti de bana teklif ettiler ben kabul etmedim gibi olayları da anlattı."

Danıştay saldırısı sonrası binanın güvenlik kameralarının bozuk olduğu ve kayıt almadığı iddia edilmişti. Ancak yapılan incelemelerde kameraların kayıt yaptığı ancak kayıtların bazılarının geri döndürelemeyecek şekilde silindiği ortaya çıkmıştı. Danıştay binasının güvenlik kameralarını kuran OYAK Güvenlik ise bu konuda sessiz kalmayı tercih etmişti. Ergenekon davasının sanığı avukat Buzoğlu'nun soruları üzerine Mehmet Ener, Danıştay binasının güvenlik kameralarına ait kayıtların incelenmesi talebinin Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilmediğini belirterek, "Güvenlik kameralarını 3,5 yıl sonra bu mahkeme inceledi. Ankara'daki davada incelenmiş olsaydı gerçekler daha iyi ortaya çıkacaktı" demişti.