MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında gündeme dair değerlendirmelerde bulunuyor.

İşte Bahçeli'nin açıklamasından satırbaşları:

İmralı adası cani başının adı konulmamış karargahı haline getirilmiştir. Hükümet bir teröristi hayalinde bile göremeyeceği tavizlerle diriltmiştir. Recep Tayyip Erdoğan PKK’ya ödünler vererek Türkiye’nin altını oymuş, milli birlik ve kardeşliğimize mezar kazmıştır. Türk milleti AKP, PKK, HDP, Barzani’yle cinayet grupları tarafından ihanet markajına alınmıştır. Daha düne kadar Recep Tayyip Erdoğan liderliğindeki AKP kadroları tarihimizle çelişen plan ve projelerle zehir saçmıştır.

DAVUTOĞLU VARINI YOĞUNU İHANET MESAİSİNDE HARCAMAKTA

Şimdi de Ahmet Davutoğlu varını yoğunu ihanet mesaisinde harcamaktadır. Zannedersiniz ki Türkiye’yi yıkmak için özel görevlendirilmiştir. Türk tarihine ne kadar ihanet eden emel varsa AKP’nin kundağında bir kez daha doğmuştur. Hainler Davutoğlu’nun gözüne melek gibi gözükmektedir. Ne Erdoğan’ın, ne de Davutoğlu’nun durduğu ve baktığı yer doğru değildir. Geçmişte Türk milletinin kanını akıtanlar bugünlerde revaçta, namertler el üstündedir. Yıllardan beri Erdoğan ve yandaşları Türkiye'nin bir bölümünü PKK’ya peşkeş çekmek için uğraşmakta, provokasyon seferleri düzenlemektedir. Ülkemizde çıkan isyanların avukatlığına soyunan Başbakan ve hükümetinin anlayışına göre Türkiye etnik farklılıklar temelinde anlaşılırsa demokratikleşecek, coğrafi eksen bölünürse çağdaş hale gelecektir. MHP tümüyle reddetmektedir. Böyle bir özgürleşme mahvoluşu getirecektir. Türksüz Anadolu özleyenler faal haldedir, AKP’ye yerleşmişlerdir.

DAVUTOĞLU, ERDOĞAN'IN KÖTÜ BİR KOPYASI

Başbakan Davutoğlu, tıpkı Erdoğan gibi tarihimizle kavgalı, milli değerlerimizle mesafelidir. Davutoğlu, Erdoğan’ın kopyasıdır, ama inanınız bana çok kötü bir kopyasıdır. Davutoğlu zillette inat etmektedir. Başbakan geçtiğimiz haftanın son gününde Tunceli’ye gitmiştir. Bazı etkinlik ve toplantılarda da bulunmuştur. Davutoğlu tarihi gerçekleri bir kez daha çarpıtmıştır. Arifleri, erenleri, allah dostlarını hikmet ve keramet sahibi manevi büyüklerimizi istismar ederek, bölücülere yine toz kondurmamıştır. Dersim isyanının ele başı terörist Rıza’yı sözde seyit ünvanıyla anan Başbakan, bir defa İslam'a, kutsal emanetlere kara çalmıştır. Alemlere rahmet olarak inmiş efendimiz Hazreti Muhammed'i bir teröristle anmak, İngiliz'in, Rus'un oyuncağı olan hainle yan yana getirmek utanmazlık olduğu kadar büyük bir günahtır. Davutoğlu’nun maksadı nedir? Bu şahıs kimlere hizmet etmektedir?

Terörist Rıza’yı savunma ihalesi Davutoğlu’na mı kalmıştır? Ali’siz Alevilik inşa etmeye çalışanlara, terörist Rıza’nın hakkını helal etmeyeceğini söyleyen Davutoğlu, kendisine selefesin

Millet evlatlarını öldürenleri Allah'ın affedeceğini mi düşünmektedir? Eğer rejime muhalifler millete hasım unsurlar bu şekilde cezalandırılmış olsaydı, Davutoğlu nasıl başbakan olacak, AKP nasıl iktidarda kalacak, Erdoğan hangi güçle cumhurbaşkanlığına yükselecekti?

DERSİM İSYANIYLA İLGİLİ YAŞANANLAR GERİDE KALDI

Bize göre Dersim isyanıyla ilgili olan olmuş, yaşananlar geride kalmıştır. Türk milleti asilerin hakkından gelmiş, bu sayfa kapanmıştır. Hem Osmanlı hem de Cumhuriyet devrinde isyana kalkışanlar bedel ödemişler ve cezalandırılmıştır. Erdoğan ve Davutoğlu, Gezi Parkı'ndaki itirazlara bile tahammül göstermeyip şiddetle bastırırken, her ne hikmetse demokrasi akıllarına gelmemişti.

TENCERE TAVA ÇALAN HANIMEFENDİLERE DAHİ TAHAMMÜL EDEMEDİ

Terörist Rıza’ya sempati duyanlar Türk gençliğine zalimce davranmıştı. TOMA’lı, biber gazlı şiddetle savunmasız hiçbir örgütle bağı olmayan gençleri hedef almıştır. Terörist Rıza’dan özürler dileyip, Ahi Evranı, Baba Mansur’u, Hazreti Mevlana’yı dilinden düşürmeyenler, tencere tava çalan hanımefendilere dahi tahammül edememiştir.

SOKAKTA YÜRÜRKEN SİGARA İÇENLERE BİLE HAKARET YAĞDIRAN ZİHNİYET

Sokakta yürürken sigara içenlere bile hakaret yağdıran bir zihniyet mi bu ülkede hoş görüden bahsetmektedir? Geçiniz bunları sayın Başbakan geçiniz, bugün isyan etmiş bir hainden özür diliyorsanız, çok yakında 1984’ten itibaren başkaldıran hainden de özür dileyeceksiniz demektir. Bizim erdem tanımımızda ahlakın övdüğü, alçak gönüllülük vardır. Davutoğlu’nun erdem tanımında, ahlaksızlara boyun eğme söz konusudur.

AKP'DE TERÖRİSTLERLE DÜŞÜP KALKMAK POPÜLER

Erdoğan ile Öcalan ikilisi nasıl kardeş ve dost olmuşsa, Davutoğlu da kendisine yoldaş olarak terörist Rıza’nın iğrenç emellerini seçebilecektir. Nasılsa AKP’de teröristlerle düşüp kalkmak popülerdir. Davutoğlu genel seçimlerden sonra başbakanlığı kaybedeceğinden dolayı, her rezilliğe tamam demektedir. Erdoğan’ı İmralı ve Kandil nasıl kurtaramayacaksa, Davutoğlu’nu da teröristlerin geride bıraktıkları fitne vasiyeti kurtaramayacaktır.

ŞAKA GİBİ DURAN DAVUTOĞLU BİR DAHA YERİNDEN KALKAMAYACAK

Toroslardan Munzur’a selam götürdüğünü söyleyen Davutoğlu’na, Türk milleti sandıkta öyle bir selam çakacaktır ki, mizah gibi, şaka gibi duran Davutoğlu bir daha yerinden kalkamayacaktır.

ALEVİ KARDEŞLERİMİZ DAVUTOĞLU'NUN TEZGAHINA DÜŞMEMELİ

İncinen ve hırpalanan Alevi kardeşlerimiz seslerini yükseltmeli Davutoğlu’nun tezgahına düşmemelidir. Alevi - İslam inancına sahip kardeşlerimizin teröristlerle yollarının kesişmesi imkansızdır. Efendimize gönül vermiş hiçbir vatan evladının isyancıların arasında olması düşünülemeyecektir. Edep yahu diyen 12 imamın sevgisiyle hayatlarını geçiren kardeşlerimize Dersim’in iftirasını atmak ayıptır.

Terör destekli etnik bölücülük siyaset sahnesine konuşlanmış, PKK’nın stratejisinde yeni bir aşamaya gelinmiştir. Etnik tahrik ve taleplerle ilerletilmeye çalışılan siyasi bölücülük gündemiyle, silahlı terör saldırılarının ortak hedefi ortadadır. Amaç Türk milletine, devletine vücut veren ortak değerleri yıkmaktır. Arkasından ülkemizi parçalayarak çok dilli ortaklık devleti yapılanmasını kabul ettirmektir. Biz bu kapsamdaki uyarılarımızı yıllardır yaptık. Türkiye’de bir Kürt sorunu değil, terör ve bölücülük sorunu olduğunu, İmralı’da yatan caninin Kürt kökenli kardeşlerimizin temsilcisi sayılamayacağını vurguladık. Alevi kardeşlerimizle, Kürt kökenli kardeşlerimizin beklentilerini kaşıyıp, AKP-HDP-PKK boluğunun istismar yarışına girdiğini söyledik.

MHP KİMSENİN ANA DİLİNE MERAK SALMAMIŞTIR

MHP hiç kimsenin nereli olduğuna, ana diline merak salmamıştır. Geleceğini Türk milletinin içinde gören, ay yıldızlı bayrağın altında yaşayan herkesi Türkiye kabul ettik. Parti olarak tarihi süreç içinde Türk milleti ailesine mensup olarak varlıklarını sürdüren bütün değerlere sonsuz hürmet besledik. Bu konulara yaklaşırken bizim için esas olan birleşmek ve birleşmektir.

AKP iktidarıyla işin başında ayrıştığımız nokta da burasıdır. Türk milletinin bin yıllık tarihi süreç içinde çıkardığı dersler bize bunu göstermektedir. Devletin ve hükümetlerin temel görevi vatandaşları arasında onları birbirine bağlayan duyguları hatıraları müşterek değerleri canlı tutmaktır. Tahrik etmek değildir. İşin başından beri siyaset anlayışını ayrılmaya bina etmiş olan AKP’nin çözülme sürecine ısrarla karşı duruşumuzun ana sebebi budur.

İLKELERİMİZ NETTİR

Partimizin ayrılma, bölünme, ufalanma gibi arayışlarla uzaktan yakından bağı desteği olmamıştır, olmayacaktır. Bu konuda ilkelerimiz nettir. Vazgeçilmez siyasi önerimiz milli kimlik ve kardeşlik üzerinedir. Biz mezheplerin sorununa da aynı ilkelerle bakmaya özen gösterdik. Alevi - İslam inancımıza sahip vatandaşlarımıza bakışımız da buna göre temellenmiştir.

Alevi kardeşlerimizle ilgili düşünce ve sorunlarına yönelik samimi tutumumuzu devamlı gündeme getirdik. Siyasi kaygılardan uzak bir anlayışla meselelerine eğildik ve dedik ki, cami de bizim cemevi de bizimdir. Ne var ki 2008 yılından beri attığımız adımlar hükümet nezdinde karşılık bulmamıştır. 2009 haziran ayının başında, hükümet tarafından başlatılan çalıştay adı verilen toplantılarda herkes eteğindeki taşları dökmüş ama somut bir sonuç elde edilememiştir. Partimiz ilk alevi çalıştayının toplandığı hafta da somut tekliflerle birlikte çalıştay sürecine olan açık desteğini göstermiştir. Konunun sürüncemede bırakılarak, yalnızca istismarının yapılmak istendiği az çok belli olmuştur.

Çağrıda bulunuyorum, evladı kerbela istismarı yapıyorsunuz, alevi kardeşlerimizi sevdiğinizi söylüyorsunuz. Sahibi olduğunuz demokrasi paketlerinin içine katmadan ilk adımları atalım ve TBMM zeminininde bu konuyu tamamıyla çözelim. Bu kapsamda önerilerimiz şunlardan ibarettir.

Aleviliğin nitelikli eğitim ve kadro ihtiyacını karşılayacak, türkiye Alevilik araştırmaları merkezi kurulmalıdır. Bu merkez desteklenmeli ve özerk olmalıdır. Milli eğitim bakanlığında din kültürü derslerinin müfredatına doğru objektif bilgiler dahil edilmelidir. Alevi islam inancı önderlerinden ilahiyatçılardan oluşan özel ihtisas komisyonu kurulmalıdır. Diyanet işleri başkanlığı ortaya çıkacak külliyatın orijinallerine sadık kalarak yayınlanmalıdır. Alevi islam inancını da bünyesinde temsil edecek şekilde diyanette radikal düzenlemeye gidilmelidir.

Cemevi gerçeği ön yargılarına katılmadan, cami-cemevi karşıtlığına dönüştürülmeden tam olarak kabul edilmelidir. Cemevlerine devlet yardım etmelidir. Biz alevi kardeşlerimizin ihtiyaç ve taleplerine günü birlik siyasetin dışında yaklaşıyoruz. Meclis’te grupları bulunan bütün partilere bu sorunu çözmeleri noktasında teklifle bulunuyor ve işbirliği öneriyoruz. Bu konu kaşınacak bir tahrik alanı değil, bütün samimiyetimizle çözümlenmesini dilediğimiz gerçek milli kardeşlik projesidir. Konunun bekleme tahammülü kalmamıştır.