Fenerbahçe Teknik Direktörü Ersun Yanal, Gençlerbirliği'ni 2-0 yendikleri karşılaşmanın ardından düzenlenen basın toplantısında konuştu.

Yanal, başından sonuna kadar hakim bir oyun ortaya koyduklarını, skoru erken bulup farklı bir sonuca da gidebileceklerini anlatarak, mücadeleyi şöyle değerlendirdi:

"Yüzde 65-70'in üzerinde rakip sahada oynadık. 12 tane korner ve bunun dışında da ceza sahası civarından bir o kadar serbest vuruşu düşünürseniz, rakip

kale civarında yaklaşık 25 atış kullandık. Bu haftalar böyle geçecek, rakipler direnecek. Ama bizler geçmiş haftaları da göz ardı etmemeliyiz. Çünkü 3-4

haftalık bir süreçte hepimizin de yakından takip ettiği gibi çalkantılı günler geçirdik ama Fenerbahçe takımı toparlanıyor, toparlandı. Bana göre hiçbir problem yoktu. Siz de biliyorsunuz geçen haftalardaki yaşadıklarımızı. Hakem hatalarından kaybettiğimiz 6 puanımız var. Bence şu anda bulunduğumuz yerin de ötesine geçebilecek büyüklüğe de sahibiz. Çünkü birçok cephede savaşıyoruz. Ona rağmen Fenerbahçe'nin şu an bulunduğu yer, ne kadar büyük olduğunu çok açık gösteriyor. Biz de şu andaki görevimizi çok iyi biliyoruz. Bu sezonun sonunda ulaşacağımız hedef konusunda da çok net tavır içindeyiz."

Kaydettikleri iki golün de penaltıdan gelmesiyle ilgili bir soru üzerine Yanal, "Bizim oradan seyretmek zor oluyor ama biraz önce gelirken gördüm (televizyondan), iki pozisyonu da penaltı olarak değerlendiriyorum. 'Penaltı değil' diye bir bakış atmak ciddi haksızlıktır böyle bir maça. Bunu lütfen göz

ardı etmeyin" yanıtını verdi.

Fenerbahçe'nin kötü bir deplasman karnesi olduğu ifade edilerek yöneltilen, "Trabzonspor maçıyla ilgili bir şey söylemek ister misiniz, iki takım

arasındaki gerginlik endişeye mahal veriyor mu?" şeklindeki sorular üzerine Yanal, "Fenerbahçe'nin deplasman karnesi kötü değil. 4 maç için başımıza

gelenleri herhalde siz biliyorsunuz değil mi? Biliyor musunuz? O zaman biraz da insaf diyelim. İnsafla yaklaştığımızda hak verdiğimiz zaman da oluyor. Ben ki hep futbolun içinde kalmaya gayret ediyorum ama maalesef son iki haftalık periyotta da 'lütfen insaf' demek gerekiyor. İyi oynadığı, kazanmak üzereyken dönen oyun var. Bu hataları da görmeden edemiyoruz. Futbolda herkes birbirinin hatasını görüp konuşuyorsa, bizim hatalarımızı çok rahat konuşuyorsunuz. Bence böyle bir soruyu burada tekrarlamamak gerekiyordu. Fenerbahçe'nin hakkını vermek gerekiyordu. Çünkü bizden başka herhalde böyle duruma düşen bir takım olmadı" ifadelerini kullandı.

Ersun Yanal, futbolun dışında bir şeyle ilgilenmeyeceklerini belirterek, "Gündem yaratılmış, futbolun geldiği noktadaki gerginlikler bir tarafta, biz hiçbir zaman, hiçbir rakibimizle farklı olarak oynamayacağız. Biz saha içinde bugüne kadar durduğumuz gibi centilmence duracağız. Bizim bütün oyuncularımızın yaptığı bugüne kadar futbol oynamak ve futbolu sahaya koymaktı. Aynı şey bizim için geçerli. Futbol sahası içinde mücadele etmeye gidiyoruz. Onun dışında bir şeyle ilgilenmiyoruz" dedi.

Yanal, sarı-lacivertli taraftarların bugün Türkiye Futbol Federasyonu'na yaptığı yürüyüş ve oradaki yaşananlarla ilgili soru üzerine, "Bilmediğim konu için konuşmayayım. Ama şunu söyleyeyim, son günlerdeki gerginlik tek Fenerbahçe'yle ilgili değil. Bence Türk futbolu biraz fazlasıyla gergin" değerlendirmesini yaptı.

Bu arada, tribünlere gelen 30 binin üzerindeki kadın ve çocuk taraftara teşekkür eden Yanal, "Onların desteği başından sonuna kadar hepimizin yüreğini ısıttı. Onlarla birlikte bu maçı kazandığımız için ayrıca mutluyuz" dedi.

Fenerbahçeli Emre Belözoğlu da, ikinci yarının ilk maçından sonra 10 puanlık bir avantaj yakaladıklarını hatırlatarak, "Fark 4 puana kadar geriledi. Tekrar büyük avantaj yakalamak için çalışıyoruz. Daha 11 maç var. Ümit ediyorum farkı koruyup, sezon sonunda şampiyonluk ipini göğüsleriz. İlk yarıda ve ikinci yarıda çok net pozisyonlar yakaladık. Maç çok daha erken kopabilirdi" dedi.

Emre, bir gazetecinin, "Kasımpaşa takımı, milli takım kampını sen ve Volkan'dan dolayı kapatma kararı aldı. Bazı oyuncular tükürdüğü zaman problem

olmazken, senin en ufak yaptığın şeyler manşetten düşmüyor. Neler söyleyeceksin?" şeklindeki sorusu üzerine, şunları kaydetti:

"Tek Emre Belözoğlu olsam çok ağır konuşurum, üzerimizde Fenerbahçe arması var, daha önce de Galatasaray arması vardı. Susmak daha doğru, konuşursam ağır konuşurum. Şimdi Aziz Başkan'dan da fırça yemeyelim. Herkesin şunu bilmesini isterim. Kimse karşısındaki adam eli kolu bağlıyken bir tartışmaya girmez. Ben de isterdim gönülden, birisi sövdüğünde dilsiz olmak, birisi dövdüğünde elsiz olmak. Biz de saha içinde bunu başaramadık ne yazık ki. 34-35 yaşına geldik. Belki 40 yaşından sonra derviş olurum. Kimsenin spor camiasında benim ahlakımı yargılayacak durumda olmadığını çok net biliyorum. Herkes sabah kalktığında önce bir kendine baksın. Ondan sonra Emre Belözoğlu'nun ahlakını tartışsınlar. Önemli olan burada benim ismimden önce gelen camiadır. Şimdi Fenerbahçe takımının kaptanıyım. Çok da konuşulacak şey var da susalım. Konuşacağımız zamanlar ileride belki gelir."

Emre, hakemlerin samimiyetinden şüphe etmemeye çalıştığını vurgulayarak, "Özellikle son 2 deplasmanda bizim adımıza sıkıntılı durum ortaya çıktı. Ne olursa olsun her şeyin üstesinden gelip, rakip kim olursa olsun bazen hakemler yanlış kararlar verse de saha içinde birlik olup şampiyon olmamız gerekiyor. 10 puan fark avantajını kaybettik. Hangi engel olursa olsun bunu aşıp şampiyon olmak istiyoruz" diyerek sözlerini tamamladı. Alper Potuk ise kazanmak için sahada her şeylerini verdiklerini belirterek, "Beşiktaş'ın puan kaybetmesiyle farkı açtık. Yarın Galatasaray'ın maçı da var. Belki biraz daha fark açılabilir. Önümüzdeki maçları kazanıp mutlu sona ulaşmak istiyoruz" dedi.

Alper, kendisine yapılan hareketin yüzde 100 penaltı olduğunu söyledi.

KUYT AİLESİNDEN GOSSO'YA TEPKİ

Karşılaşmanın ardından Fenerbahçeli futbolcu Dirk Kuyt ve eşi Gertrude, bir pozisyonda Hollandalı futbolcuya yaptığı sert hareket nedeniyle Gençlerbirliği futbolcusu Gosso'ya tepki gördü.

Maçın ardından soyunma odasının koridorlarına gelen Gertrude'nin, Gosso'ya sert hareketi nedeniyle serzenişte bulunduğu, daha sonra da Kuyt'ın soyunma odasına giderek Gençlerbirliği futbolcusu ile konuştuğu öğrenildi.

Kuyt'un, Gosso'ya "Ne yapmaya çalışıyorsun? Sen sadece futbol hayatımı değil, normal hayatımı da mı bitirmek istiyorsun?" şeklinde ifadeler kullandığı belirtildi.

GENÇLERBİRLİĞİ GEPHESİ

Gençlerbirliği Teknik Direktörü Mehmet Özdilek ise, Fenerbahçe'nin baskılı oynamasını beklediklerini vurgulayarak, "Biz bugün çok iyi oynamadık. Fenerbahçe'nin baskısını bize hissettireceğini biliyorduk. Baskıyı zaman zaman hissetmemize rağmen mücadele anlamında çok geri adım atmadık. Ancak hakemin de bu baskıdan bu kadar çok etkileneceğini açıkçası çok beklemiyordum" dedi.

Cüneyt Çakır'ın çok tecrübeli bir hakem olduğuna dikkati çeken Özdilek, şöyle devam etti:

"Cüneyt hoca çok tecrübeli, Avrupa'da birçok maç yöneten bir hakemimiz ama maalesef o da bugün ciddi etkilenmiş. Penaltıyla ilgili insanlar yorumu

yapacaktır ama 3 haftadır bize verilmeyen penaltılar var. Onları televizyonda anlatırsak hoş olmaz. A takımı da B takımı da eşit olmalı. Bu baskının altında

Cüneyt hocanın ezildiğini düşünüyorum. Oyunda mazeret üretmiyorum. Bugün kötü oynadık. Fenerbahçe bizi yenebilir. Ancak bu kadar kolay penaltı verilmemeli. Kurallar A takımı için de geçerli olmalı, B takımı için de geçerli olmalı. Ancak Türkiye'de maalesef fazla konuşan, fazla ağlayan biraz daha bu konuda öne geçiyor. Bundan sonra biz de mi ağlayacağız bilemiyorum. Bugün bir maç kaybettik. Hakemler son 11 haftada daha objektif olmalı, doğru maçlar yönetmeli. Futbolun aktörleri oyuncular, hakemler değil. Aktör olmaya da çalışmasınlar. Gördüklerini her takım için eşit şekilde sahaya yansıtmalarını rica ediyorum. Ümit ediyorum bundan sonraki süreçte bu tür hatalarla karşı karşıya kalmayız."

Mehmet Özdilek, bir gazetecinin, "Cüneyt Çakır'ın yönetiminde bir art niyet arıyor musunuz?" şeklindeki sorusu üzerine, "Art niyet aramıyorum. Hepimiz insanız, hepimiz hata yapabiliriz. Bir haftadır kamuoyunda yazılıp, çizilenler baskı yaratacaktır. Ancak iyi hakemler, iyi oyuncular, iyi teknik adamlar bu baskıyı kaldırabilecek kadar da tecrübeye sahip olmalılar. Bu ülkenin en değerli, en yetenekli hakemlerinden biri Cüneyt hoca. Dünya Kupası'nda maç yönetecek. Türkiye'deki kurallar maalesef takımlara göre değişiyor" dedi.

Gençlerbirliği futbolcularından Özgür İleri, oyunun büyük bölümünü kendi sahalarında kabul ettiklerini belirterek, "İyi mücadele ettik, iyi oynadık. Girdiğimiz pozisyonları değerlendiremedik. Penaltı pozisyonlarını göremedim ama soyunma odasında ilk penaltı için arkadaşlar 'penaltı değil' diyordu" şeklinde konuştu.

Artsiom Radzkou ise Fenerbahçe'ye karşı deplasmanda oynamanın oldukça zor olduğunu kaydederek, "İlk yarıda iyi savunma yaptık. İkinci yarıda

istediğimiz oyunu tam olarak yansıtamamakla beraber bize göre yüzde 100 olmayan penaltıyla geriye düştük. Sonunda yenildik" ifadelerini kullandı.

KALECİ RAMAZAN'IN EL TARAK KEMİĞİ KIRILDI

Bu arada Gençlerbirliği kalecisi Ramazan'ın, Fenerbahçe maçının 22. dakikasındaki pozisyonda el üst tarak kemiğinin kırıldığı açıklandı. Maçın 22. dakikasında sakatlanan Kırmızı-Siyahlı futbolcu Ramazan, oyundan çıkmak zorunda kaldı. Hastaneye kaldırılan Ramazan'ın, elinin üst tarak kemiğinde kırık tespit edildi. Kulüpten yapılan açıklamada şu ifadelerle kullanıldı:

"Maçın 22.dakikasında sakatlanarak oyundan çıkan kalecimiz Ramazan'ın elinin üst tarak kemiğinde kırık oluştuğu tespit edildi. Aynı zamanda takımımızın kaptanı olan kalecimize geçmiş olsun diyor en kısa sürede takımdaki yerini almasını temenni ediyoruz." HAKAN TARHAN - İSTANBUL / ht(gh)