Dünyada yaşanan Covid-19 pandemi etkisi sebebiyle organ bağışında gözlenen düşüşün, farkındalık ve duyarlılıkla yeniden hareketlenmesi bekleniyor.
Organ bağışı sayesinde pek çok kişinin hayat kalitesi yükselirken, bir o kadar kişinin de hayata tutunması sağlanır. Kronik organ yetmezliği gibi kişinin hayatını tehdit eden durumlarda organ bağışı son derece önem kazanıyor. Organ nakli bekleyen hasta sayısı her geçen yıl giderek artarken, gönüllülük esasına dayalı olan organ bağışı, 18 yaş üzeri sağlıklı tüm bireyler tarafından bağışlanabilir.
Organ bağışına dikkat çekmek üzere her yıl ‘3-9 Kasım ülkemizde Organ Bağış Haftası’ olarak kabul edilmektedir. Önce birey sonra da toplumsal farkındalık ile organ bağışının önemine dikkat çekmek, bağış sayılarının artması, organ nakli bekleyen hastalara umut olacaktır.
Yeni Yüzyıl Üniversitesi Gaziosmanpaşa Hastanesi Organ Nakil Merkezi Başkanı Prof. Dr. Şinasi Sevmiş ‘Organ bağışının önemi’ hakkında bilgiler verdi.
Çin’de başlayan ve kısa bir süre içinde tüm dünyayı etkisi altına alan Covid 19 pandemisi altında bir organ bağış haftasına daha girdik. Geçen 2 yıllık süre zarfında tüm dünyada olduğu gibi ülkemizdeki sağlık alanındaki dengelerde ciddi kaymalar ortaya çıktı. Bunun sonucu olarak organ bağış alanında %80 oranında azalma ve canlı donörden benzer şekilde %30-40 civarında azalma oldu. Buna bağlı olarak böbrek, karaciğer, kalp, akciğer gibi organları bekleyen hastalarda ciddi kayıplar yaşandı. Özellikle kalp ve akciğer gibi kadavra donörden sağlanan organlar ile nakil dışında şansı olmayan hastalar için umutlar tükendi. Üzerimize düşen bu zorlu süreçte hala bir yerlerde hayata tutunması için organ nakli bekleyen yaklaşık 35.000 civarında hastamızın olduğunu unutmayıp önceki yıllarda olduğu gibi yükselen ivme ile tekrar organ bağışı yapmak bu insanlara umut olmaktır.
Organ bağışının önemi
Organ nakli, ancak donörün beyin ölümünün gerçekleşmesinden sonra yapılmaktadır. Beyin ölümü, beynin geri döndürülemez şekilde tüm fonksiyonlarını kaybetmesi ile gerçekleşir. Beyin ölümünün ardından kısa bir süre sonra tüm organlar canlılığını kaybeder. Beyin ölümünün yazılı olarak raporlanmasının ardından organ bağışı için ailenin onayı, kişinin bağışçı olup olmamasından bağımsız olarak mutlaka alınır.
Organ bağışındaki yetersiz sayılar, hem dünya da hem de ülkemizde oldukça büyük bir sorundur. Ülkemizde ölümden sonra organ bağışı çok tercih edilmemekte, bağışların büyük bölümü yaygın olarak canlıdan canlıya nakil işlemi oluşturmaktadır.
Ülkemizde canlı ve kadavradan olmak üzere 2 şekilde organ bağışı işlemi gerçekleşmektedir. Hayatta olan kişilerden yalnızca böbrek ve karaciğer nakli yapılabilmektedir. Kadavradan ise; kalp, karaciğer, böbrek, pankreas, akciğer, ince bağırsak gibi organlar ve kalp kapağı, kemik, tendon, yüz, el, kol, bacak, ve uterus gibi organların nakilleri yapılabilmektedir.
Organ bağışı nasıl yapılır?
18 yaşını dolduran ve akıl sağlığı yerinde olan herkes organ bağışçısı olabilir. Gönüllülük esasına dayalı olan organ bağışında bağışçı olabilmek için sağlık müdürlüklerine, devlet ve özel hastanelerin organ bağışı koordinatörlüğüne ya da sağlık ocaklarına giderek başvuru yapabilirler. Organ bağışı yapmak için iki şahit huzurunda bir form doldurulması yeterlidir. Kişi hayattayken organlarını bağışladığı için bağışçıya organ bağış kartı verilir. Daha sonra bu veriler Sağlık Bakanlığı’nın sistemine kaydedilmektedir. Organ bağışından vazgeçilmesi durumunda aileye bildirilmesi ya da Türkiye Organ Bağışı Bilgi Sistemi'nden kaydını sildirmesi yeterlidir.