Türkiye’de seçimler yaklaşırken iç-dış gerginlik artıyor.
Nedense Türkiye’de yapılacak seçimler öncesi geçmişten bu yana sürekli gerginlik çıkıyor.
Seçimler öncesi Türkiye ile ABD, Avrupa Birliği, en yakın sınırdaşımız Yunanistan ile sürekli gerginlik yaşanıyor. Bu gerginlikler, haliyle o günün şartlarında İktidarda kim varsa onun işine yarıyor.
Hep ‘dış güçler dış güçler’ diye konuşup duruyoruz ya toplum olarak.
Bakıldığı zaman Türkiye’nin dış güçler tarafından yönetildiğine inanıyor insanlarımız.
Bu inançlar nezdinde, her seçim öncesi nasıl bir planlama yapılıyorsa, dış güçlerle kavga başlıyor..
Bugün Ege adaları AKP İktidarı zamanında Yunanistan güçleri tarafından silahlandırıldığı biliniyor. Neden Türkiye bu silahlanmaya zamanında tepki koymadı.
Ama seçim yaklaşırken yapılan tartışmalar karşısında sesimizi yükseltiyoruz.
DIŞ KAVGALAR SEÇİM İÇİN Mİ?
-Bir gece ansızın gelebiliriz.
Amerika ile ilgili F-35 kavgası seçim öncesi üst düzeye çıkıyor.
Yunanistan ile Adalar kavgası…
Ege adaları Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisindeyken, nasıl olduysa Türkiye öncelikle 2004’te AKP Hükümeti zamanında Yunanistan tarafından işgal edilerek kontrol altına alındı. Arka planda neler oldu bilen yok.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti buna nasıl sessiz kalabilir…
Bugün Yunanistan ile ilgili tartışmalar gündeme geliyor.
“Erdoğan’ın gerek iç politika ve ekonomi konularında gerekse Suriye gibi dış politikada çektiği sıkıntılara karşı Yunanistan cephesini sıcak tutmaya özen gösterdiği” öne sürülüyor.
Bugün iç politikada yaşanan ekonomik sıkıntı yüksek düzeyde.
Maaşlara zam yapılmış olsa bile, zamlı maaş alınmadan piyasada gerçekleşen fiyat artışları ve enflasyon zamları anında alıp götürüyor.
Bugün Türkiye’de bodrum ve giriş katlarda bile en düşük konut kiraları 4 bin lira civarına ulaşmış. Kirada yaşayan bir asgari ücretli bunu nasıl karşılayabilir.
4 kişilik bir ailenin en az aylık mutfak ve temizlik giderleri 5 bin lira civarındadır.
Bunun yanına zaruri faturaları da koyduğumuzda en az 1.500 TL’de faturalar vardır.
20 YILDIR NERDEYDİNİZ DENECEK SOSYAL KONUT PROJESİ
Buyurun hesabını yapın…
Bugün bir konut almak çalışanlar için hayal oldu.
20 yıldır tek başına iktidarda olan AKP, seçim öncesi Sosyal Konut projesi açıkladı… Açıkladı da bu sosyal konut projesi inşallah Sosyal Konut olarak devem eder,
Rantsal Konut projesine dönüşmez.
AKP Muhalefetten daha iyi bir muhalif çizgi ile Seçime hazırlanıyor…
Projelerle milletin zihnini yıkıyor.
Rakip 6’lı Masa ile de en güzel şekilde oynuyor.
Medya gücünü e kullanan AKP, 6’lı masanın adayını açıklamamasını çok iyi kullanıyor. Adayını açıklasa bunu daha iyi kullanacak.
Altılı Masa’nın Kemal Kılıçdaroğlu’nu aday göstermesi için elinden gelini yapıyor iktidar.
Çünkü Kılıçdaroğlu aday olursa Tayyip Erdoğan’ın kazanma şansı daha fazla olabilir.
Kılıçdaroğlu’nun da Erdoğan’a karşı bir şanşı yok mu … Var tabi ki…
Şu anki mevcut aday adayı olarak dillendirilen isimler arasında kilit parti HDP’nin oyunu en iyi şekilde alabilecek 6’lı Masa’nın tek adayı Kemal Kılıçdaroğlu’dur.
Tabi burada yapılan bağımsız anketler Cumhurbaşkanı adayı sıralamasında en önde Ankara Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ı gösteriyor. Yavaş’ın oyları yüzde 45’ü görüyor anketlere göre…
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun oy oranı da yine Cumhur İttifakı adayı Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın önünde çıkıyor.
Üçüncü sırada Erdoğan, 4. Sırada ise Kemal Kılıçdaroğlu geliyor…
Bir başka tartışma, Anayasaya göre Erdoğan 3. Kez aday olabilir mi.
Anayasa olamaz diyorsa Erdoğan aday olamaz.
Ama, Erdoğan karar vermiş ve aday olmuşsa, buna dur diyecek bir Anayasa var mı? bu tartışılır.
‘Erdoğan aday olamaz’ gibi bir karar alınması durumunda durum daha farklı noktalara gidebilir.
Bugünkü sistemin verdiği güçle, ‘Erdoğan’sız Türkiye olmaz’ gibi bir alt yapı var. Olmaması durumunda neler yaşanır, seçim mi iptal edilir…! Neler olacağını zaman içinde göreceğiz…
Bugün dış güçlerle yükselen kavgalı duruş da bunu gösteriyor.
Dış kavgada yüksek ses, içeride Millet için, ‘Dik duruş’ algısı…
13 ŞUBAT’TA KİM AÇIKLANACAK?
6 Masa’nın öncelikle şunu yapması gerekir. Mevcut liderler arasından kimsenin aday gösterilmemesi gerektiğini düşünüyorum.
Bir şey hatırlatmak istiyorum… Bugün Recep Tayyip Erdoğan’ın geçmişte kendisine yapılanların yine o günlerde bulunduğu makam da olan Ekrem İmamoğlu’na yapılması dikkat çekiyor.
Hani dış güç, derin güç diyoruz ya…
Yoksa o derin güçler devreye girip bu mağduriyetler ile hedefe ulaşmak için bir plan mı yapıyorlar.
Ama bugünkü sistemde baktığımızda, Cumhurbaşkanı Makamının inisiyatifi dışında bir karar alınması da zor görülüyor.
Dün gece bir rüya gördüm… Rüyamda Ekrem İmamoğlu’nun adaylığını destekliyor Tayyip Erdoğan. Tabi bu bir rüya olması mümkün mü değil… Ama yine de düşünmek gerekir…
Ekrem İmamoğlu İBB Başkanı ama, bugün Türkiye turuna çıkıp seçim çalışması gibi meydanlarda görülüyor.
Bu boş bir iş değil. Bunun altında bir şeyler yatıyor.
13 Şubat’ta masadan Ekrem İmamoğlu çıkarsa kimse şaşırmasın…
Ben ya İmamoğlu, ya Mansur Yavaş diyorum…
Diğerleriyle seçim alınır demiyorum…
HDP KİLİT PARTİ
Bu arada seçimin kilit parti HDP olduğunu kimse unutmasın.
HDP’de bu ülkenin bir siyasi yapısı… HDP’nin başında bulunanlar, şuna bir söyleseler;
-PKK terör örgütüdür. Bizde terörle mücadelemizi sürdürüyor ve sürdüreceğiz.
Ama HDP’nin üst düzeyinden bu sözü hiçbir zaman duymadık, duyamıyoruz. Geçmişte açılım süreci ile silahlı PKK’lıların sokaklarda alenen dolaştığını gören bir ülkeyiz.
Açılım sürecini bu ülkeye yaşatan iktidar bu gün HDP ile ters gözüküyor. Bir önceki seçimlerde de bu terslik vardı, ama bir gün TRT’de terörist başı Abdullah Öcalan’ın kardeşi çıkıp Öcalan’ın mektubu nu okuyor. Yani aday oy uğruna TRT ekranına çıkartılıyor…
Onun için ilk turda seçim sonuçlanmaz ise 2. Turda neler yaşarız merak ediyorum. Bir bakmışsınız, bugün verilen devlet borçlarına af gibi, genel bir af çıkartılıp, aklımızın almadığı kişiler bile serbest bırakılabilir.
Bunlar yaz yaz bitmez… Demokrasilerde;
Seçimle gelen seçimle gider…
15 Mayıs’ta Türk Milleti siyasilere gereğini söyleyecek;
YETER SÖZ MİLLETİNDİR…