Arif Parlakkılıç’ın avukatlık yaptığı yıllarda semtimizde oturan bir adam vardı, Arif’i nerede görse kesin bir şey sorardı, bir gün semtimizdeki bir lokalde, arkadaş meclisinde otururken aynı adam içeri girdi ve kekeme şivesiyle selam verdi, bizde aleykümselâm dedik ve buyur ettik masamıza oturdu, bir dakika, beş dakika derken, saat geçti ama adam şaşırtıcı bir şekilde Arif’e hiçbir şey sormuyordu, tartışmasız masada oturan herkes şaşkınlık içinde adamın yüzüne bakıyorduk ama adam ısrarla sormuyordu, bekledik ve sormadı!
O sırada, lokale polisler geldi kimlik kontrolü yaptılar, lokalde oturan ve üzerinde kimliği olmayan birisini alıp gittiler, bizim abi fırsatı kaçırır mı, hemen soruyu yapıştırdı “Arif ne olur?” daha cümleye Arif diye başlayınca biz kendimizi dışarı attık, karnımıza kramplar girene kadar güldük, tabi adama ayıp olmasın diye cümlenin soru bağlantısını ancak kapıdan çıkarken duymuştuk…
 
Geçen birçok seçimde yapılan anketlerden daha çok benim tahminlerim tutunca, bana da “ne olur?” sorusu çokça sorulmaya başladı, resmen kafamda bir soru işareti imgesiyle dolaşmaya başladım
 
Ne olur” ???????
 
Hamsi balığı istavritin neyi olur?
Survivor da ki Nihat Doğan gerçek mi? 
Üç vakte kadar kısmetim olur mu? Olursa ne olur?
Bir arkadaşa bakıp çıkacağım desem yer mi?
Bir adada yalnız kalacağım da yanıma ne alayım?
Nuri Alço gazoz ısmarladı içsem bir şey olur mu?
Eşime iş toplantısındayım demiştim yakalandım, ne olur?
 
Tüm bunlara rağmen, bu seçimlerle ilgili de bir tahminim var, söyleyeceğim ama hemen değil! Neyi bekliyorum biliyor musunuz? Anket veya araştırma şirketlerinin ABD’yle ilgili Türkiye’de yaptığı araştırmaların sonuçlarını!
Türkiye’de ABD politikalarına karşı duyulan güvensizlik oranı ile Ak Partinin aldığı oy oranı şaşırtıcı bir şekilde dengede duruyor, bir başka söyleyişle, ABD ye güven duymayanlar sanki Ak Partiye oy veriyormuşçasına bir eşitlik söz konusu, oysa Türkiye’de dayatılmaya çalışan Ak Parti karşıtı anti propaganda da bunun tam tersini iddia ediliyor ve Ak Parti ABD bağımlısı politika izlemekle suçlanıyor, bu durum garip bir tezat oluşturduğu için ortaya irdelenesi bir durum çıkıyor…
 
2007 yılında yapılan bir ankette halkın sadece yüzde 45’i ABD politikalarına güvenle bakarken, bu gün bu oran yüzde 53 civarında, hatırlarsanız Ak Parti 2007 yılında yapılan seçimlerde, yüzde 46 oy almıştı, işin daha da ilginç yanı, 2009 yerel seçimlerinin yapıldığı dönemlerde aynı kamuoyu yoklaması yüzde 40 dolaylarında seyrediyordu…
 
“Yeni Türkiye” yapılanmasında gelinen noktaya bakarsak, ABD memnuniyeti giderek düşecek gibi görünüyor, gerek askeri malzeme, gerekse sıcak para alışverişin de artık Türkiye ABD bağımlısı bir politika izlemiyor! Daha önceleri oluşturulan ABD ve İsrail tercihli Pazar, yerini Rusya, Çin, Türkî cumhuriyetler, Arap ülkeleri, komşular ve Avrupa’yla oluşturulmuş dengeli bir çıkar ilişkisine bırakmış durumda ve Türkiye artık kendi askeri malzemelerini üretmektedir! Elbette ki bu durum ABD ve İsrail’in canını fazlasıyla sıkmaktadır, kalkan vizeler, yapılan anlaşmalar, Türkiye’nin bölgede alternatiflerinin ne kadar büyük ve fazla olduğunu gözler önüne sermiştir…
 
ABD memnuniyeti azaldıkça halkın tepkisi arttığına göre, doğru orantılı olarak Ak Parti oyları artacaktır…