Kanal İstanbul tartışması İstanbul’un gündemi oluyor. Türkiye’de gündemleri değiştirmek için sürekli farklı aksiyonlar gündeme getiriliyor.
Özellikle iktidar tarafı, içine düştüğü sıkıntıları atlatamayınca gündem değiştirmek için mi yapıyor bilinmez ama, sürekli aksiyon oluşturacak konular gündeme getiriliyor.
Kanal İstanbul, yıllardır Türkiye’nin gündeminde…
Kanal İstanbul yapılsa iyi mi olur, kötü mü olur?
Bu tartışılıp duruyor. Aslında, çevresi yeşil bırakılarak, bir yerleşim oluşturulmadan, sadece dinlenme tesisleriyle oluşacak bir nokta olarak bakıldığında iyi olabilir…
Ancak bunu biz vatandaş olarak böyle gerebiliriz.
Ancak, bilim insanları böyle demiyor.
Bulum insanlarının açıklamalarına göre; Kanal İstanbul, İstanbul için ciddi bir yer altı tehlikesi oluşturuyor.
Deprem riski oldukça büyük.
Hatta Kanal İstanbul inşaa edilirken, yapılacak çalışmalarda bile her gün 3.8 büyüklüğünde deprem yaşanacağı ifade ediliyor.
Çünkü, kazı sırasında yapılacak patlamalar İstanbul’un Avrupa yakasını 3.8 şiddetinde sallayacak.
Yine uzmanlara göre olası bir İstanbul depreminde Kanal İstanbul deprem riskini 9 şiddetine çıkaracaktır.
Bu bilgiler böyle verilirken, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan Kanal İstanbul’da ısrarlı.
Kanal İstanbul’da ısrarlı olduğu gibi, Kanal’ın iki tarafında iki şehir kurulacağını da ifade ediyor. Bu Kanal projesinin iki tarafı kimlere satıldı, kimler tarafından satın alındı? Bu bilgileri de vatandaşa açıklayın.
Şu anda, İstanbul’da nüfus artırıcı hiçbir proje yapılmamalı. Çünkü, İstanbul toprakları artık, ne insanları, ne araçları alıyor.
Sokaklar, kaldırımlar araçlarla dolu, İnsanlar, kaldırımlarda araçlardan yol bulup yürüyemiyor.
Bugün Kanal İstanbul’un iki tarafına yapılacak şehir, zaman içerisinde İstanbul nüfusunun en az 5 milyon artışına neden olacaktır.
Bugün Yaklaşık 17 milyon yerleşik, 20 milyon günlük hareketli nüfusa sahip İstanbul, o zaman 25 milyonları taşıyacak. Bu nüfus İstanbul’u bitirecek
Ola ki, bir afet sırasında, deprem olması durumunda Kanal İstanbul bölgesinde ve Kanal İstanbul ile İstanbul Boğazı arasında kalan ‘Avrupa Adası’ mı diyeceğiz adına bilmiyorum. Bu bölgede nasıl sıkıntılar olacağı şimdiden görülür gibi.
Kanal İstanbul üzerine yapılan 6 köprü ve Boğaziçi’nde bulunan 3 köprünün olası bir depremde nasıl bir garantisi var.
Köprüler yıkılırsa, İstanbul’da hayat tamamen durur. Acil yardımlar, afet alanlarına müdahale ve kurtarma çalışmaları nasıl yapılır?
Bunları hep düşünmemiz gerekir.
Vatandaş bunları görmüyor değil. Kanal İstanbul’un deniz yolu olarak İstanbul boğazını rahatlatacağı bilgisiyle insanların zihinleri yıkanmaya çalışılsa da gerçekler örtülemez.
Ha diyeceksiniz ki, hava ve diniz yolu…
Ne olursa olsun…
Bu gün bir İstanbul depreminde mevcut yapılaşma alanlarında, beton yığınlarının çökmesiyle kapanan yollarda bile ulaşım tamamen kilitlenecektir.
Devleti yönetenlere bir önerim var.
Kanal İstanbul’u yaptınız diyelim. O vadiye İstanbul dışından yeni nüfus yerine, İstanbul’un Kentsel dönüşüm alanı olup, arazi sıkıntısı çekilen alanlarda, Özellikle Fatih, Beyoğlu, Zeytinburnu, Beşiktaş gibi eski İstanbul yerleşimlerinde yaşayanları bu bölgelerde yapılacak konutlara taşıyalım.
Nüfusu artırma yerine mevcudu dağıtalım.
Şehirde bir rahatlama olsun.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, eskiden söylediği sözleri unuttu sanırım.
Bir ara İstanbul’a girişi vizeli yapılım demişti.
Bu sözler Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu zamanlardaydı diye hatırlıyorum.
Kanal İstanbul deprem açısından olduğu gibi çevre açısından da zararlı görülüyor.
Bu gidişte Kanal İstanbul Ak Partiyi boğar. Ak Parti Kanal İstanbul’da boğulur…