ANA BENİ NİYE VERDİN HERİFE?

Bir tarikat şeyhinin 6 yaşındaki kızını, imam nikâhıyla yetişkin bir erkeğe eş olarak vermesi, aklın alamayacağı bir durumdur. Bunu yapan şeyh ailesi yalnız kanuna göre değil, insanlığa karşı da suç işlemiştir. Hiçbir ana baba, çocuklarını ateşe atma hakkına sahip değildir.

Köylerimizde “Beşik kertmesi” denilen bir gelenek vardır ama bunun erken evlendirme ile ilgisi yoktur. Yalnızca aileler, çocuklarının yetişkin yaşa geldiklerinde kiminle evleneceğine karar vermiş olurlar.

Yalnız kızlar için değil, erkek çocuklar için de aynı durum söz konusudur. 1950’li yıllarda komşu köylerimizden birine davullu zurnalı bir düğüne gitmiştik. Damat diye ortaya getirilen çocuk henüz yedi yaşındaydı. Köyün ileri gelenlerinden biri olan kayınpeder olacak herif, güya evde iş görecek birine ihtiyacı varmış. Oğluna 18 yaşında bir kız alıyordu. Gelin, artık ev, tarla, bahçe işleriyle uğraşırken çocuğu da koynunda büyütecekti. Jandarma, adliye buna nasıl göz yumdular kim bilir, fakat bir imam görev almadan bu düğün yapılamazdı.

Bu tip olaylara tanıklığım bu düğünle sınırlı değil. İlkokuldan mezun olduğum 1958 yılında, aynı köy okulumuzun dördüncü sınıfında okuyan bir arkadaşımızın da düğününü yaptılar. 1967 yılında beşinci sınıftan mezun ettiğimiz bir öğrenci de o yıl evlendi. Bu son iki örnekte damatların yaşları 14-15 civarında olmalıdır.

Böyle küçükken evlendirilen erkek çocuklarla ilgili ünlü bir türkü vardır. Gelin şöyle yakınmaktadır:

Kadifeli yastık kadifeli yorgan yer yumuşak

Emmim oğlu yanıma geldi bir uşak

Öpmesi yok sevmesi yok konuşak

 Anne beni niye verdin çocuğa

Oynar oynar taş doldurur kucağa

Sabah olur pabucunu giyemez

Akşam olur yemeğini yiyemez

Karanlıkta yatağını bulamaz

Ana beni niye verdin çocuğa

Oynar oynar taş doldurur koynuna

Sabah olur çocuk gider oyuna

Oynar oynar taş doldurur koynuna

Beni verenlerin vebal boynuna

Ana beni niye verdin çocuğa

Oynar oynar taş doldurur kucağa.

Türküdeki yetişkin kız, şimdi bir çocuk gelin olarak konuşuyor. “Ana beni niye verdin herife?” diye feryat ediyor.

PİSLİĞİN FİLİZLENDİĞİ ORTAM

Kızın henüz altı yaşında evlendirilmesi kamuoyunun nefretiyle karşılansa da çoğu kişi oy kaygısıyla bu pisliğin filizlendiği ortamın adını anmaktan çekiniyor. Oysa tarikatların bu kadar yayılıp topluma ve devlete musallat hale gelmesi Türkiye için büyük tehlikedir.

Diyanet işleri Başkanlığının yaptığı açıklamada Medeni Kanun’un anılmaması ilginçtir. Medeni kanun kız ve erkekler için evlenme yaşını en erken 17 olarak hükme bağlamıştır. Çok zorunlu hallerde bu yaş, hâkim kararıyla 16’ya inebilir. Diyanet İşleri bu yaşı cinsî olgunluk yaşı olarak açıklama yolunda ısrar ediyor. Nedense kendini kanunlarla sınırlamıyor.

Bu durum din kurumunun ve bazı tarikatların ülkeyi şeriat kanunlarıyla yönetme arzularından doğuyor. Zaten bir süredir, parlamentodan çıkmış çağdaş yasalar bir yana atılmış, ülke tarikatlara teslim edilmiş durumdadır. Devlet bütçesi onlara tahsis edilmiştir. Eğitim onlara emanet edilmiştir. Bu marifetleri, yıldan yıla artarak sürüyor.

Merak ediyorum, hırsıza verilecek ceza konusunda Diyanetin düşüncesi sorulsa “Bunun şeriattaki yeri kolunun kesilmesidir” diyebilecek midir? Bu gidişle galiba buna da sıra gelecek. Mehmet Akif, “Asrın idrakine söyletmeliyiz İslam’ı” diyordu. Heriflerde idrak yok ki, İslam’ı asrın idrakine söyletsinler. (10 Aralık 2022)

zekisarihan.com