Zafer Partisi sözcüsü Azmi Karamahmutoğlu, Özgür Özel ve AKP hakkında çarpıcı açıklamalarda bulundu. Karamahmutoğlu, “CHP’nin yeni genel başkanı Özgür Özel, AKP ile dini nikahı kıymış bile” ifadelerini kullandı.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, geçtiğimiz günlerde Habertürk’te katıldığı canlı yayında seçim sonrası AKP’den CHP’ye geçen çoğu belediyede, dükkanlarda bulunan Arapça tabelaları sökme kararını sert bir dille eleştirmişti.

Özel, ”Belediye başkanlarını da uyardım. Etkileşim alacağım diye artık Arapça tabelalara karışmayın. Arapça Kur’an dilidir, halk incinir. Gidip de belediye başkanı eliyle o tabelayı indirmemeli” ifadelerini kullanmıştı.

Özel’in Arapça tabela konusunda bu sözleri sarf etmesinden önce Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile AKP Genel Merkezi’nde bir görüşme gerçekleştirmesi, Özel’in Arapça tabela konusundaki tutumunu etkilediği iddia ediliyordu.

Zafer Partisi sözcüsü Azmi Karamahmutoğlu, Zafer Partisi Genel Merkezi’nde Özgür Özel ve AKP hakkında çarpıcı açıklamalarda bulundu.

“ÖZGÜR ÖZEL AKP İLE DİNİ NİKAHI KIYMIŞ”

İBB Başkanı İmamoğlu ve TİP Başkanı Baş'tan 'Kayyum'a ortak tepki İBB Başkanı İmamoğlu ve TİP Başkanı Baş'tan 'Kayyum'a ortak tepki

CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in belediyelere önerdiği çalışma kendi ifadesiyle, “Şu mazlum Suriyelilerle uğraşacağına vatandaşın su sorunu ile ilgilenin.” İki yanlış içeriyor. Bunlardan biri ülkemizdeki mültecileri yalnızca Suriye’den gelenlerle sınırlı tutmak. Özgür Özel’in sadece Suriyelilerle sınırlama çabası özellikle belli ki hükümetin başıyla yaptığı görüşmeden sonra edinmiş olduğu bir alışkanlık olmalı ki başından beri takındığı entegrasyoncu politikayı hala daha sürdürmekte. İkinci yanlış ise; belediyeciliğin faaliyet alanını yalnızca suyla sınırlaması. Oysa Afyon’da akan veya akmayan su değil mülteci cinayeti sebebiyle akan Türk vatandaşının kanıydı. Bunun üzerine bir politika gerçekleştirebilir, bir söylem tutturabilirdi fakat yapmadı. Özgür Özel’in Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan’dan öğreneceği çok şey var.

Mültecilerin sadece Suriye’den gelenlerle sınırlı olmadığını ve mülteci sorununun ne olduğuna ilişkin konuyu da Zafer Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ’dan öğrenebilir. Sayın Özel anlamak istemeyebilir fakat evet, elbette bir kentteki kaçakların, mültecilerin sayısının azaltılması belediyecilik marifetiyle mümkündür. Bolu’da bu gerçekleşmiştir Tamamen hukukun çerçevesinde kalınarak kentteki mülteci sayısı en aza indirgenebilmiştir. Bunu yapan Tanju Özcan’a teşekkür ediyoruz.

Fakat anlaşılan Cumhuriyet Halk Partisi’nin hem Cumhuriyetten hem de halktan vazgeçmiş yeni Genel Başkanı, AKP hükümeti ile bir izdivaç masasında. Arapça tabela için “Kuran dili” yorumu getiren Özgür Özel, AKP ile dini nikahı kıymış bile anlaşılan.

CHP simgesindeki altı oktan biri olan milliyetçilik ilkesinden vazgeçtiğini kendisi sakınmadan söylediği için görebiliyor ve biliyorduk. Şimdiyse Arapça tabela kutsamasıyla ve Arapçayı Kuran dili diye kutsamasıyla anlıyoruz ki Özgür Özel, Atatürkçülük ve İnkılapçılık ilkesinden de vazgeçmiş vaziyette” ifadelerini kullandı.

“RADİKALİZM VE POPÜLİZM ZAFER PARTİSİ’NİN KAPISINDAN İÇERİ GİREMEZ”

Özgür Özel’in Zafer Partisi’ni radikalizm ve popülizm yapmakla suçladığını belirten Mahmutoğlu, Özgür Özel’e seslenerek, "Sayın Özgür Özel; Zafer Partisi’nin siyaset yapma biçiminde ne radikallik ne de popülizm yer alır. Her ikisi de Zafer Partisi’nin kapısından içeriye giremez. Siz, Zafer Partisi’ni popülizm yapmakla suçladınız. Asıl siz, Avrupa soluna öykünerek çoğunluğa dahil olabilmek adına Atatürk ilkelerinden saparak sol pragmatizmin çukurunda gerdan kıran Çeribaşı gibi bir siyaset yapıyorsunuz. Türk milliyetçilerinden söz ederken lütfen hakaret dili kullanmayınız; rüzgar eken fırtına biçer" vurgusunu yaptı.

"ÖZGÜRLÜKÇÜ ANAYASA YUTTURMASI"

TBMM’ye gönderilen 9. Yargı Paketi'ne de dikkat çeken Karamahmutoğlu, "Yargı Paketi bana göre bu haftanın en önemli gündem maddesi olacaktır. Bir yandan Türk kamuoyunu ‘özgürlükçü Anayasa’ yutturmacasıyla meşgul etmeye çalışan AKP hükümeti, diğer yandan ülkeyi içine daha da kapatacak olan, rejimini daha da baskıcı hale getirecek olan ve otoriterleşmenin yolunu açacak olan bir yargı paketini Meclis’e getirirken içine sokmuş olduğu Etki Ajanlığı maddesiyle bu söylediğimiz tehlikeleri uygulamaya kanunen geçirebilecektir. Bu, kapalı rejimlere özenen bir girişimdir. Otoriterleşme hevesi taşımaktadır. Medyayı, aydınları, toplumsal muhalefeti ve muhalif siyasi partileri baskılamaya, sindirmeye dönük bir yasa çıkarma girişimidir" dedi.

Editör: MURAT AYDIN