Hafta sonu bir arkadaşımla 3 generalin açığa alınması ile ilgili sohbet ederken arkadaşım bana “Ak Parti bu açığa alma olayından dolayı oyunu bir hayli yükseltmiştir” dedi.
Arkadaşımın bu açıklamasının nedenlerinin üzerinde düşünülmesi ve araştırılması gerekir. Çünkü 3 generalin açığa alınmasından dolayı Ak Parti gerçekten oylarını yükseltmiştir.
Ne acıdır ki bir zamanlar üstüne toz kondurmadığımız, hep gururla bahsettiğimiz ve yıllarca kilit noktalarda görev yapmış komutanların görevden alınmasını, halkın büyük çoğunluğu zafer havasıyla kutluyor.
Bunun nedeniyse başta balyoz darbe planı olmak üzere sonrasında terörle mücadeledeki başarısızlıktır.
Balyoz davasında binlerce sayfalık darbe planları, sunumlar, konuşmalar, hazırlıklar, timler, krokiler var. En kötüsü sert önlemlerden, ezmekten bahseden konuşmalar var.
Yani darbe ortamını oluşturmak için ellerindeki tüm imkanları kullanmak isteyen zihniyet var. Ve ölecek insanların olması sadece uygulanacak planın bir parçası.
TSK Personel Kanunu'nun 65 maddesi “Haklarında ölüm veya ağır hapis cezasını gerektiren veya yüz kızartıcı bir suçtan ya da taksirli suçlar hariç olmak üzere 5 yıl ve daha fazla hapis cezasını gerektiren bir cürümden veya emre itaatsizlikte ısrar, üste veya amire fiilen taarruz, üste veya amire hakaret, mukavemet suçlarından dolayı kamu davası açılanlar, mensup oldukları bakanlıklarca açığa çıkarılabilirler” demektedir. Kanunu’nun verdiği yetkiyle İçişleri Bakanı ve Milli Savunma Bakanı görevlerini yerine getirerek 3 generali açığa aldılar.
Demokratik bir ülkede olması gereken budur. Demokrasimizin sivilleşmesi noktasında da önemli bir gelişmedir.
Bırakın balyoz darbe planını son 2 yılda ki başarısızlıklar bile Tümgeneral Gürbüz Kaya’yı görevden almak için yeterliydi.
Hatırlamakta yarar var Balyoz sanığı Gürbüz Kaya 11 askerin şehit olduğu Gediktepe saldırısında “teröristleri çoban sandık” sözleri ile gündeme gelmişti.
Tümgeneral Halil Helvacıoğlu'nun da Cumhurbaşkanı, Başbakan, İçişleri Bakanı ve diğer kabine üyelerini fişlediği ortaya çıkmıştı.
3. Taktik Tümen Komutanlığı'na bağlı 20 bine yakın askerin konuşlandığı bölge, terörle mücadelenin en önemli merkezleri arasında bulunuyor ve bu yüzden görevli birlikler yüksek teknik donanıma sahip. Ancak Dağlıca, Aktütün, Gediktepe, Hantepe gibi baskınlarla anılan bölgede iki yılda 27 büyük terör saldırısı gerçekleşti. 64 asker şehit olurken, 52 asker yaralandı. O dönemde 3. Taktik Tümen Komutanı Tümgeneral Gürbüz Kaya idi.
Saldırıların neredeyse tamamında önceden istihbarat alındığı, termal kamera, sensor sistemleri, insansız hava araçları ile sağlanan anlık istihbarat ekipmanlarına rağmen şehit haberlerinin önlenemediği o günlerde halkımız galeyana gelmedi ve bu günleri dört gözle bekledi.
Şimdi halkın zafer çığlıklarını kimsenin çok görmemesi gerekir. Çukurca'da 6 askerin şehit olmasına neden olan mayının TSK tarafından döşendiğini söyleyen komutana “olur böyle şeyler üzülme” diyen bir komutanın görevden alınmasına sevinmek kadar normal bir şey yoktur herhalde.
Balyoz darbe planından konu açılmışken bir noktaya dikkat çekmek istiyorum. Bakan kararıyla açığa alınan tümgeneraller Gürbüz Kaya, Halil Helvacıoğlu ile Tuğamiral Abdullah Gavremoğlu'nun da katıldığı Selimiye'deki 5-7 Mart 2003 tarihli 1. Ordu Plan Seminerin de bir konu dikkatimi çekti.
Seminerde konuşmacı Albay Hasan Durak “halkla ilişkilerin çok önemli olduğunu, bu yüzden sivil toplum kuruluşlarının yeniden yapılandırılması gerektiği” tespitini vurguluyor
Balyoz darbe planın da hedefe ulaşmak için sivil toplum kuruluşlarına çok fazla ihtiyaç duyduklarını belirttiklerinden, sivil toplum kuruluşlarının önemi bir kez daha karşımıza çıkıyor.
Yani halkla bütünleşmek, halkın büyük çoğunluğunu kendi etraflarında toplamak için sivil toplum kuruluşlarının yapısını değiştirerek yararlanmak istedikleri belirtiliyor.
Kendi uçaklarını düşürmekten cami bombalamaya kadar, halkı stadyumlarda toplamaktan savaş çıkarmaya kadar her türlü planı düşünen zihniyetin, sivil toplumlar sayesinde halkı yanımıza alacağız demesinin; sivil toplumların ne kadar etkili bir güç olduğunun göstergesi değil midir?
Son olarak balyoz darbe planının gerçekliği birçok beyan, bilgi ve belgeyle ortadadır ki buda ordumuz, demokratikleşme ve sivilleşme adına bir talihsizliktir.
Nihat Altay
STDM Aktivisti