Asiye türküsüne çekilecek klipte Asiye’ i oynayan kızın babası kim olacak diye düşünüyorduk, o esnada Kanal 7 ekranlarında Mesut Engin'in dramına tanık olduk ve irtibata geçtik.

Beyoğlu öksüz evindeydi daha önce kaldığı metruk yapı da yandığı için yüzünde ve ellerinde yanık izleri vardı, gözlerinde yılların yorgunluğu olmasına rağmen hala çok yakışıklıydı.

Alkol denen o illetin esiri olmuş, sona giden mesafede yolu çoktan yarılamıştı. Umudun zerresi kalmamıştı yüreğinde!

Bir umut şarap parasına ağırladı bizi öksüz evinin bekleme salonunda, teklifimizi duyunca çok şaşırdı.

Yıllarca bir yıldız olarak parladığı beyaz perdeye hoşça kal diyeli nice zaman geçmişti, günü ve zamanı bildirdikten sonra ayrıldık oradan…
 

Mekan Eyüp Sultandı, aldık  öksüz evinden Mesut Engin’i belli ki yine aşırı derecede alkol almıştı karlı ve soğuk bir havada çıktık yola...

Sırtında gömlekten başka bir şey yoktu, oysa hava donduracak kadar soğuktu acımadım ne haddime ama çok üzüldüm, arkadaşım sırtındaki paltosunu verdi bir daha geri almamak üzere ve sete geldik.

Alkolün etkisiyle hiç durmadan konuşuyor, yönetmen dahil herkesin işine karışıyordu, bir ara herkes “aman be yeter” diyecek noktaya gelmişti ki sıra Mesut Engin'e geldi.

Rolü gereği acılı bir babayı oynayacaktı. Yönetmen rolünü anlatmaya çalışırken yarısında sözünü kesti “tamam anladım” dedi, yönetmenin bozulduğu açıkça mimiklerine yansımıştı, bir an önce kurtulmak isteğiyle tamam hadi çekelim bitsin dedi.

Mesut Engin kamera karşına geçti yönetmen motor dedi vtr den izlemeye başladı, bir anda sette bulunan herkesten aynı tepki geldi, usta resmen döktürmeye başladı, o sarhoş adam gitmiş yerine yeşilçamın büyük ustası Mesut Engin gelmişti.

Sahnedeki babanın dramını iliklerimize kadar hissetmiştik, kameraya susamış bir usta ve onu kenarda unutmuş bir camia!

Sette istisnasız herkes hüngür hüngür ağlıyordu ama usta durmuyordu inanılmazdı o an!

Oyununu oynamış, hakkını vermiş firmada uzun yıllardır görmediği bir karşılıkla ustanın hakkını vermişti,.

Arkasından hem firma hem de sanatçı uzun süre maddi manevi destek olmaya devam etti ta ki öksüz evinden ayrılıp izini kaybettirene kadar...

Bu arada “Muammer Akbaş ve Sibel Pamuk da bir alkışı hak ediyor” diye düşünüyorum…

İnsanlığın içi boşalmış, doldurup duvara av süsü yapsan yeridir yani, usta öldü ve her ölen gibi sırma saçlı oldu yazık ama bu dünyanın kanunu kişisel çıkar üzerine kurulmuş “önce ben” sonrasına bakarız, vay güzel dünyanın yalan insanları….