Ülke dışında yeni kömür santrali yapmayacağını duyuran Çin, Türkiye’de kömüre doğrudan yatırımı olan Adana’daki ithal kömürlü Hunutlu termik santralini yapmaya devam ediyor.
Santrali finanse eden Çin bankalarından biri olan Bank of China, 2021 Eylül itibariyle bu kararın uygulanacağını açıkladı. Diğer iki banka, ICBC ve China Development Bank, henüz açıklamada bulunmadı.
Doğu Akdeniz Çevre Platformu (DAÇE); Çin’in, işletmeye 2022 yılında alınması planlanan Hunutlu termik santralini bu karar kapsamına alarak, santrale yönelik tüm desteklerini ivedilikle durdurmasını talep ediyor.
İklim değişikliğinin sıklığını ve şiddetini arttırdığı aşırı hava olaylarının da etkisiyle her geçen gün daha fazla ülke ve kurum, iklim krizi ile mücadele için adım atıyor. Birleşmiş Milletler Genel Kurul Toplantısı’nın ilk gününde Türkiye, Paris İklim Anlaşması’nı onaylayacağını duyururken Çin, iklim değişikliği hedeflerine ulaşma yolunda ülke dışında yeni kömür santrali inşa etmeyeceğini açıkladı. Bu gelişmeler ışığında Türkiye, enerji politikasından yeni kömürü çıkaracak şekilde revize etme ve kömürden çıkış için planlarını yaparken, Çin’in ithal kömür ile çalıştıracağı Hunutlu termik santrali yatırımını gözden geçirmesi gerekiyor.
Faaliyete geçtiği takdirde, Türkiye’nin kömüre bağımlılığını körüklemeye devam edecek olan ithal kömürlü Hunutlu termik santrali, ülkemizin sadece iklim değişikliğiyle mücadele kabiliyetini azaltmakla kalmayacak, aynı zamanda uluslararası sözleşmelerle küresel ölçekte koruma altında olan deniz kaplumbağalarının yaşamı için büyük bir risk olacak. Zira, santralin yapıldığı Sugözü kumsalı, türün devamlılığı açısından Akdeniz’deki en önemli yuvalama alanlarından biri.
Projenin başından itibaren 20’den fazla sivil toplum örgütü, santralin insan sağlığına, biyolojik çeşitliliğe, tarıma ve iklime yapacağı olumsuz etkilerini hem Türkiye’deki hem de Çin’deki yetkililere ulaştırdı. Ancak, gerek ulusal çevre mevzuatına gerekse Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelere aykırı bir süreç işletildi ve inşaat başladı.
Adana’da konuyu yakından takip eden Doğu Akdeniz Çevre Platformu Sözcüsü Dr. Sadun Bölükbaşı “Çin, Hunutlu termik santralini bu kararın dışında bırakmamalı. 2019 yılında yapımına başlanan ve ithal kömür kullanılarak işletilmesi planlanan Hunutlu projesinin yaratacağı tahribatlar konusunda uzmanlar, sivil toplum örgütleri ve vatandaşlar olarak defalarca Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na başvuruda bulunduk; finansmanı sağlayan Çin bankaları ile konuşmaya çalıştık. Ancak, çabalarımız sonuçsuz ve cevapsız kaldı. Ne yazık ki tüm süreç, en başından beri şeffaflık ve katılımcılıktan uzak bir yaklaşımla yürütüldü. Ülkemizin havasını, değerlerini, doğasını savunmak için yasal olan tüm yolları denedik. Davalarımız hala karara bağlanmadı. Lehimizde pek çok bilirkişi raporu bulunmasına rağmen inşaat başladı ve devam ediyor. Şimdi Çin, ülke dışında yeni kömür yatırımı yapmayacağını söylüyor. Geç gelen bu karar nedeniyle, 30 yıl daha kömürün olumsuzlukları ile yaşamaya mahkum edilmemeliyiz. Hunutlu, “kılpayı” yapılan, ekokırıma sebep olan bir santral olmamalı; süreç, yeniden değerlendirmeye açılmalı. Başvurularımızın haklılığı, bir gün elbet anlaşılacak. Ama o gün, bugün olmalı. Kaybedecek zamanımız yok.“ dedi.
WWF-Türkiye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı) İklim ve Enerji Programı Kıdemli Uzmanı Tanyeli Behiç Sabuncu ise “İklim değişikliğinin yıkıcı etkilerini her geçen yıl daha şiddetli biçimde yaşıyoruz. Bilim insanları acil önlem alınmadığı takdirde küresel sıcaklık artışının önümüzdeki 20 yıl içerisinde kritik eşik olan 1,5 dereceyi geçebileceğine dikkat çekiyor. Böylesi bir tablo karşımızdayken tüm dünya ile birlikte Türkiye’nin de ithal veya yerli farketmeksizin kömür yatırımlarını sonlandırması gerekiyor. Kömürden elektrik üretiminin yalnızca ekolojik değil ekonomik açıdan da rasyonel olmadığını bu yıl başında SEFİA ile birlikte yayınladığımız raporda ortaya koymuştuk. Bu çerçevede Çin Hükümeti’nin kararını memnuniyetle karşılıyoruz. Bu karardan hareketle Çin finansmanıyla inşası devam eden Hunutlu Termik Santrali’nin de bir an önce durdurulması gerektiğine inanıyoruz. Bulunduğu bölgedeki biyolojik çeşitliliği ve halk sağlığını tehdit eden, öte yandan 26 yıldan önce kendini geri ödemesi beklenmeyen bu yatırımdan umarız ki bir an önce vazgeçilir.” değerlendirmesinde bulundu.