Çok Mühim Mühimmat!



Baktık içinde bir miktar yolcu ve bagajları var. Hemen “açın şu valizleri” dedik, açtılar, bazılarından çocuk bezi falan çıktı. Ama sonunda mühimmata benzer bir şeyler bulmuşlar. Hemen el koyduk tabi. Suriye’ye de “Esed; haddini bil” diye bir nota verdik. Şimdi muhalefet bu notayı müzik notası sanır, iyi mi, hah,hah,ha!

Şu CeHaPe’nin başkanı o malum zat var ya; çıkmış TV’lere konuşuyor laf diye! Neymiş efendim; eğer o uçakta mühimmat varsa bir de bunlar göresiymiş! Yahu sen kimsin? Sen ne zamandan beri benim partimin mühimmat işlerini incelemeyle görevlendirildin? Sen kendini ne sanıyorsun? Benim muhalefete hesap vermeyeceğimi öğrenemedin mi halen?

Daha mühimmatın ne olduğunu bilmiyor, sen git bak bizim MKE ne üretiyor? Sen ne anlarsın, mühimmatı görsen bomba sanırsın yahu!

Birde Afyon’da patlayanlarla bunları kıyaslamaz mı? O başka, bu başka be adam! Bunu ufak kolilere koymuşlar ki göremesinler diye. Eğer bizim sadık dostlarımız ta uzaydan önce uçağı, sonra yüklenen kolileri ve en sonra da kolilerin içindeki o ufacık mühimmatları görüp bana haber vermeselerdi bunlar göz göre göre Suriye’ye Esed’in adamlarına gidecekti. O Esed de bizim dostumuz muhalifleri vuracaktı. Yazık değil mi bu canlara yahu! Daha adamları yeni maaşa bağladık, üç-beş kuruşlarını harcamadan ölsünler mi yani. Ama sen zaten hem Alevi, hem Baasçı ve hemde Esed’çisin!

Rusya da çıkıp o uçakta mühimmat yoktu demesin mi? Al işte, o da aynı CeHaPe kafasından. Bir de demezler mi; Rusya’nın Suriye’de resmi askeri üssü var, eğer oraya silah gönderecek olsa resmen ve kendi savaş uçaklarıyla gönderir, kim engelleyebilir diye! Hadi gel de inan!

Lafa bak yahu; mühimmatlarını yakaladık ya, kıvıracak yer arıyorlar. Aslında tek istediğim tüm o mühimmatları şöyle sıra sıra dizip önünde bir koltuğa bacak bacağa atıp otururken tüm ülke ve dünya TV’lerine göstermekti. Ama hakkaten ben bunu niye yapmamıştım yahu danışmanım!

Bir de son olarak şu muhalif CeHaPe liderine bir çift lafım var. Bak, sana diyorum. Zaten savaşın eşiğine geldik, moralim bozuk, bana bulaşma! Sen kim oluyorsun yahu? Sen muhalefet değil misin? Ben sana mı hesap vereceğim? Canım savaş isterse savaşa girerim, canım görüşme yapmak isterse herkesle görüşürüm, sana ne? Bu ülkede ileri demokrasi var!

Sen önce nerede olduğunu iyi anla, iktidarda olan benim, sen muhalefettesin. Yani benim sözüm geçer. Eğer mühimmat konusunda bir açıklama yapmam gerekirse ben kendi seçmenlerime açıklama yaparım, sen çok beklersin daha.

Gerçi şu kafama takıldı, o mübarek dostlarımız uzaydan uçağın içindeki ufacık kargonun bile içini görebiliyor da, acaba sınırlarımızı eşeğiyle-katırıyla ağır silahlarıyla geçen PKK’lıları neden göremediler? Yoksa aletleri mi arıza yaptıydı? Ya da hani 34 kişi gitti arada, onların ne olduklarını niye göremedilerdi acaba?

Yahu şu Rusya’nın diplomatı geçenlerde gelmiş, bizimkilerle görüşmüş, uçakta mühimmat yoktu diye anlaşmışlar. Tabi görüşmede ben olmadığımdan bizimkileri kandırdılar mutlaka. Yoksa Allahın Rus’u benim dostlarımdan daha iyi mi bilecek ne olup olmadığını! Bir de tutturmuşlar “malzemelerimizi geri verin” diye. Alınan mal geri verilmez, bunlar daha bunu bile bilmiyorlar! Bu arada bizim iki pilotun nasıl şehit edildiğini sorup duruyorlarmış. Yahu bilsem söylemem mi?

Bu mühimmat işi çok mühim, çok!