GÜNDEM

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Atatürk eleştirilerine tarihi cevap!

Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Atatürk'ün adını anmadığına yönelik eleştirilere yanıt verdi. "Atatürk'ü her vesileyle anıp dua ediyoruz" diyen Erbaş, paylaştığı tarihi kararnamede ise Atatürk'ün bizzat kendisinin hutbelerde anılmak istemediğini belirtti.

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş'ın Ayasofya Camisi açılışındaki 'Bu vakfımı kimler amacı dışında kullanırsa Allah'ın, meleklerin, peygamberlerin, tüm Müslümanların laneti onların üzerine olsun' sözleri tartışmalara neden olmuştu. Cami açılışının ardından hakkında Atatürk'ü anmadığı yönünde eleştiriler yöneltilen Erbaş, bu eleştirilere tarihi bir kararname ile yanıt verdi.

"GÖNDERDİĞİM VİDEOLARDA DA AÇIKÇA GÖRÜLÜYOR"

Erbaş, söz konusu eleştirilerle ilgili Sözcü Gazetesi Ankara Temsilcisi Saygı Öztürk'e açıklamalarda bulundu. Öztürk'e ayrıyeten Atatürk'ü andığı hutbelere ilişkin 6 video gönderen Erbaş, "Niçin görmezler, anlamak mümkün değil. Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü gönderdiğim videolarda da göreceğiniz gibi her vesileyle anıp dua ediyoruz. Biz gereğini yapıyoruz, inşallah hayırlısı olur. Selam ve muhabbetlerimle Allah'a emanet olunuz" dedi.

ADININ ANILMAMASINI KENDİ İSTEMİŞ

Erbaş, videolarla birlikte biri Osmanlıca, diğeri Türkçeye çevrilmiş iki belge gönderdi. Atatürk ve dönemin bakanlarının imzasını taşıyan 5 Mart 1926 tarihli kararnamede şunlar yazılı: "Bundan sonra camilerde hutbelerde şahıs ismi söylemeksizin 'millet ve cumhuriyetin kurtuluşu için' dua edilmesi karar kılınmış ve bu kararların bütün vilayetlere İçişleri Bakanlığınca tebliğ edilmesi için havale edilmiştir."

"BİZ ATATÜRK'Ü HER VESİLEYLE ANIP, DUA EDİYORUZ"

Başkan Prof. Dr. Ali Erbaş, Başbakanlık kararnamesiyle ilgili şu yorumu yaptı: "Gönderdiğim belge dolayısıyla hutbelerde isim anılmasını merhumun kendisi istememiş. Daha sonraki süreçte de hiç hutbelerde yazılmamış. Ben 50 senedir Cuma'ya gidiyorum, pek hatırlamıyorum. Gazi hazretleri, hutbenin namazın bir parçası olduğunu bildiğinden dolayı böyle bir karar aldırmış olabilir. Cumhuriyet tarihi boyunca bu karara hep uyulmuş. Darbe dönemlerinde belki darbecilerin hazırlayıp gönderdiği bir iki hutbede olabilir, bilmemeleri sebebiyle. Bu Atatürk'ün kararına uygun hareket etmemek anlamına gelir. Biz her vesileyle anıp, duamızı yapıyoruz."