Ahlaksızlığı genel olarak insanlar için kullanırız. Oysa ahlaksız devletler de vardır. Ahlaksız insanlar, başında bulunduğu devleti de ahlaksızlaştırırlar.
İnsanları sömürmek, onların servetlerine, topraklarına el koymak, milletlere saldırarak savaş çıkarmak, insanları toplu halde öldürmek ahlaksızlık değilse, başka neye ahlaksızlık diyeceğiz?
Günümüzde dünyanın en büyük ahlaksız devleti hangisidir? Buna hiç duraksamadan Amerika Birleşik Devletleri diyebiliriz. Onu ahlaksız yapan Amerikalıların zenginliklerini korumak için bütün dünyanın jandarmalığına özenmesidir. Bunun için silah üretiyor, halklar üzerinde korku yaratmak için okyanuslarında filolarını gezdiriyor.
Ahlâksızlık bulaşıcıdır. Bir takım büyük devletler ahlaksızlığı birbirlerinden devralıyorlar. Geçen yüzyılın başında dünyanın en ahlaksız devleti, üzerinden güneşin batmadığı söylenen İngiltere idi. Sonra bu görevi ondan Hitler alarak Alman devletini dünyanın en ahlâksız devleti yaptı. Komşu ülkeleri harabeye çevirdi, milyonlarca insanı katletti.
Hitlerin ahlaksızlığını İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra sözde demokrasi ile yönetilen Amerika aldı. Ahlaksız ahlaksızı destekler. Amerika şimdi, Ortadoğu’da Filistinliler üzerinde dehşet estiren İsrail ahlaksızlarının arkasındaki en büyük güçtür.
Devletlerinin ve hükümetlerinin ahlaksızlığına ses çıkarmayan, seçimlerde onları destekleyen halklar da ahlaken çökmüş toplumlardır. Amerikan emperyalizminin ayakta durmasını sağlayan Amerikan seçmenleri ve İsrail’in Siyonist hükümetini destekleyen Yahudiler de tarih ve ahlak karşısında sorumludurlar.
Devletlerin ahlaksızlığı yalnız çağımıza özgü bir olay da değildir. Roma İmparatorluğunu, İskender’in fetihlerini, işgal ettiği ülkelerde taş üstünde taş bırakmayan Moğol imparatorlarını düşünelim. Buna Çarlık Rusya’sını da ekleyelim. Sözüm ona İslamiyet’i yaymak için Orta Asya’dan İlber Yarımadasına kadar onlarca halkın yurdunu erlinden alıp yağmalayan, halkları haraca kesen Arapları da unutmayalım.
Ahlaksızlar, ahlaksızlık miraslarını daha sonraki kuşaklara da aktarırlar. Gözü hâlâ başkalarının topraklarında ve halkların emeklerinde olan bazı zavallılar, “atalarımız” dedikleri eski fetihçilerin kahramanlıklarıyla övünürler. Osmanlıların fethettikleri topraklarını talan ederken asma bahçelerinden aldıkları üzümlerin karşılığını astığı gibi yalanlar uydururlar.
KİMLER AHLAKLIDIR?
Kimlerin ahlaksız olduğunu anlatırken, kimlerin ahlaklı olduğu da ortaya çıkıyor. Bunlar, kimsenin malında gözü olmayan, kendi emeği ile kazanan, emeği de en yüce değer bilen insanlar ve devletlerdir. Dünya tarihi, haksızlıklara başkaldırmış, yurdunu savunan, eşitlik ve adalet ilkeleri peşinde koşmuş, hatta bu mücadelede canını vermiş insanların mirasını da taşıyor. Roma zalimlerine başkaldıran köleler, Selçuklu sömürüsüne karşı ayaklanan Babalılar, Şeyh Bedreddin, bugünkü ahlaklı kuşakların mirasını devralmakla övündüğü Kuvayı Milliye, emekçiyi iktidara getirecek düşünceler taşıdığı için hayatları hapishanelerde çürütülenler, faili meçhulle suikasta uğrayıp ocakları söndürülenler, örnek ahlakın örneklerini de verdiler.
Günümüzde de emekleri için yolları aşındıran emekçiler, çocukları ve gençlerin zihinlerini orta çağ değerleriyle kirletmek isteyen bir müfredata karşı bilim mücadelesi veren öğretmenler, kadın cinayetlerine karşı haykıran kadınlar ahlak örnekleri veriyorlar.
Toplum içinde farklı kültür ve anlayışta bulunan insanlar vardır. Bunların içinde doğru ve yanlış olanlar bulunur. Davranışlarımızı beğenmediğimiz bazı insanlar için “ahlaksız” tanımını kullanabiliriz. Fakat en büyük ahlaksızlıkları gözden kaçırırsak yargılarımız güdük kalır.
Bu nedenle Amerika ve İsrail devleti ve bu devleti yönetenler için faşist, katil, emperyalist, Siyonist kavramlarını kullanırken insanlık adına derin kinimizi ifade için:
“Ahlaksız!” diye haykırmalıyız.
zekisarihan.com