Durmak yok.

Kamu kurumlarından dört maaş alanların haberleri, huzur hakkı adı altında huzurla yemeyi içlerine sindirebiliyorlarsa bunun haberini yapanların ve bu işin peşine düşenlerin derdi ne?

Demek ki onlar için, yani dört maaş alanlar için bu ülkede fakir yok, emekli maaşları yeterli, çiftçi aç susuz değil, on milyon insanımız işsiz değil, pandemi ortalığı yakıp yıkmıyor..

Ortalıkta hayat pahalılığı diye bir şey yok.

Çünkü işsizleri, emeklileri ve yoksulları ve sıkıntıda olan toplumsal katmanları üst üste topladığında yaklaşık altmış milyon insan ediyor.

Bu durumda altmış milyon insan yapılan anketlerde kendisine layık gördüğü düşük maaş ve işsizlik içinde hala %40 civarında oy veriyorsa onlar için ortada böyle bir sorun yok demek ki.

Bu sosyal yapı, huzur hakkı adı altında her ay en az yüz bin lira alanlardan ve devletin kaynaklarını çar çur edenlerden rahatsız değilse, bunu gören aç susuz insanlar hala bu yapıya %40 oy veriyorsa, bunu sürekli yazan çizenler sizin derdiniz nedir?

Siz büyük ihtimalle yüz bin lira huzur hakkı alanları kıskanıyorsunuz!

Ben niye aynı parayı almıyorum diye iç geçiriyorsunuz olabilir !

Gene büyük ihtimalle siz vatan hainisiniz ki, bu ülkeyi her alanda uçuran ve huzur içinde yaşayan bu kadroları çekemiyorsunuz !

Halkın hala %40’ı diyor ki;

”Biz gidişattan memnunuz, biz açlıktan, yokluktan şikayetçi değiliz, biz devletin malının, mülkünün çar çur edildiğine inanmıyoruz.”

”Biz işsizliğin olduğuna, açlığın, yokluğun, laik demokrasinin tehlikede olduğuna inanmıyoruz.”

”Biz almış olduğumuz emekli maaşıyla gül gibi geçiniyoruz, hatta bir de para biriktirip çocuklarımıza veriyoruz” diyorlar.

Böyle düşündükleri için Akpartiye hala %40 oy veriyorlar.

Ben size söyleyeyim aşılar otuzlu yaşlara düşsün, pandemi salgını azalsın, yoğun bakım yatışları normal seviyeye insin ve maaşlarına elli lira aylık zam yapılsın, Akpartinin oyu gene %45, buna bir de MHP’nin ölüsünün bile %7 aldığını hesaplarsan bir yıl içinde oluşacak böyle bir tabloda seçim olursa gene Cumhurcular iktidar demektir.

Bunu sağlamanın yolu da belli, bizim tulumbada su yok, tarla yanıyor bunun için AB ve ABD olmadı Çin uzak doğu kredilerine muhtacız.

AB’nin istekleri bir kaç gün önce sunuldu.

Ne olduğunu meraka edenler bakabilir.

İktidarın devamı için kabul edilemeyecek şartalar değil.

ABD’nin istekleri de üç aşağı, beş yukarı belli.

Onları da burada tek tek yazmaya gerek yok, haber izleyen, birazcık okuyan herkes ezberledi.

Bunlar da iktidarın devamını isteyenler için kabul edilemeyecek şartlar değil.

Tek sorun Rusya, ABD’ nin istekleri kabul edilirse, sekiz yıldır kurulan Rusya dostluğu sıkıntıya girecek.

Dünya liderimiz sayın Erdoğan, Putin’i ikna edecek ve gazımız kesilmeyecek, domatesimiz satılacak, Rusların askeri gemilerinden sonra güzel kadınları ve güzel insanları da sıcak Akdeniz’e inecek, turizm gelirleriniz artacak.

Sayın Erdoğan bu güne kadar nasıl ki Trump ve Putin’i dengede tuttuysa, Biden ve Putin dengesini de kuracaktır.

Çünkü bunun yapmasının önünde hiç bir engel yok.

”Ben yaptım oldu” demesi yeterlidir.

Şimdi ne yapılıyor?

Biden ile nasıl dost oluruz?

Nasıl ilişki kurarız?

Nasıl?

Nasıl?

Nasıl?

Şu anda buna kafa yoruluyor.

Pragmatik sayın Erdoğan mutlak bir yol bulacak,ya bulacak ya bulacak başka bir çıkış yolu yok tulumbaya su lazım.

Ondan sonra mı?

Dört maaşa devam, vur patlasın, çal oynasın, işçi memnun, emekli memnun, işsiz memnun, köylü memnun, esnaf zaten çoktan memnun. Sonra, durmak yok…