Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen İstiklal Marşı'nın Kabulünün 100. Yılı ve Mehmet Akif Ersoy'u Anma Programı'na katılarak bir konuşma yaptı.

“BİZ MAYASI ŞİİRLE YOĞRULMUŞ BİR MİLLETİZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, davetlerine icabet ederek Mehmet Akif'in aziz hatırasına sahip çıktıkları için konuklara şükranlarını sunarak, “Soğuk bir kış gününde gençlerin omuzlarında ebediyete uğurladığımız Mehmet Akif Ersoy'u bir kez daha rahmetle hürmetle yâd ediyorum” dedi.

“Biz mayası şiirle yoğrulmuş bir milletiz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Anadolu toprakları şairleri sultan, sultanları şair kılan, kudretin kelamdan ve kalemden neşet ettiği bereketli topraklardır. Bu topraklar Yunus Emre, Hacı Bayram, Fuzuli, Nedim, Nabi, Erzurumlu Emrah, Baki, Şeyh Galip, Nef-i, Süleyman Çelebi, Yahya Kemal gibi nice söz üstadını yetiştirerek tüm insanlığa armağan etmiştir. Edebiyatın incelikleri döneme göre farklılıklar arz etse de onlar aynı kaynaktan beslendikleri için hep aynı manayı dile getirmişlerdir. Mısralarında bazen aşkı, bazen hüznü, bazen birliği, kardeşliği, vatan sevgisini dile getiren bu köklü geleneğin geçtiğimiz yüzyıldaki en güçlü temsilcisi hiç şüphesiz Millî Şairimiz Mehmet Akif Ersoy'dur. 'Hayal ile yoktur alışverişim, ne gördüysen onu söylemişim' diyen Mehmet Akif kadar hayatı şiirine şiiri de hayatına aksetmiş pek az şair bulunur.”

Mehmet Akif'in inandığı gibi yaşadığı, çilesini çekmediği hiçbir fikre, gönül imbiğinde damıtmadığı hiçbir düşünceye eserlerinde yer vermediğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “O, eserleri, vaazları, makaleleri, mücadeleci kişiliği ile milletimizin kalbinde taht kurmuş bir karakter abidesidir. Akif yaşayışıyla duruşuyla İstiklal Şairi sıfatını ziyadesiyle hak etmiş bir anıt insandır. Ne merhum Mehmet Akif'te ne de millette mevcut olmayan hiçbir duygu, hiçbir haslet İstiklal Marşı'na girmemiştir” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cenap Şahabettin'in Mehmet Akif için “Hiç kimse Akif kadar saf ve şeffaf bir billur-i beyan içinde menazır-ı milliyeti teşhir etmemiştir” dediğini hatırlatarak merhum Mehmet Akif Ersoy’un milleti kıyama çağıran bir millî mücadele önderi olduğunun altını çizdi.

Mehmet Akif'in, Gazi Mustafa Kemal Atatürk tarafından Millî Mücadele'ye katılmaya çağrılan ilk şair olduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, merhum Ersoy’un hayatından kesitler anlattı.

Mehmet Akif'in cesur birisi olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Haksızlıklar karşısında dili bağlı durmayı kendine yediremez. 'Şudur benim cihanda en beğendiğim meslek, sözüm odun gibi olsun hakikat olsun tek.' diyerek doğru bildiğini söylemekten hiç çekinmemiştir. Dürüsttür, verdiği sözü âdeta ölümüne yerine getirmeye çalışır” ifadelerini kullandı.

Mehmet Akif'in, sadece günlük hayatında değil eserlerinde de özü ile sözü, yazdıkları ile yaşantısı arasında tezat bulunmayan bir dürüstlük timsali olduğunu anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, tam anlamıyla miskinlik, atalet ve karamsarlık düşmanı olduğunu belirtti.

İSTİKLAL MARŞI MİLLET OLARAK İSTİKLAL VE İSTİKBAL ANLAYIŞIMIZIN SEMBOLÜDÜR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, tevekkülle ataleti bu şekilde kesin hatlarla ayıran Akif'in, Arapça, Farsça ve Fransızcayı ana dili gibi okuyan, konuşan hakiki bir münevver olduğunu ifade etti.

Kendisi de büyük bir Mehmet Akif hayranı olan merhum Nurettin Topçu'nun Akif'i, "Üç harikanın terkibinin mahsulü" olarak tanımladığına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Üstat bu üç terkibi de şu şekilde sıralıyor, 'Bin yıllık bir tarih, bizzat kendi ruhunun fezaya çekilmiş kılıcını andıran Süleymaniyelere nazire bir beden ve Allah'ın kitabı.' Mehmet Akif, 63 yıllık çileli ömründe hiçbir zaman makam, mevki, şan şöhret peşinde koşmamıştır. Döneminin en büyük şairi olmasına rağmen övüldüğünde yüzü kızaracak kadar mahcup ve mütevazi bir hayat yaşamıştır. Kendisi sadece rahmetle anılmayı murat etmiştir. 'Toprakta gezen gölgeme toprak çekilince, günler şu heyulayı da er geç silecektir, rahmetle anılmak, ebediyet budur amma sessiz yaşadım kim beni nerden bilecektir.' Millî şairimiz, sessiz yaşamış, son nefesini de Mısır Apartmanı'ndaki soğuk ve mütevazi dairesinde yine sessizce vermiştir. 65 metrekare... Mehmet Akif'e 'mahalle kahvesi hatibi' diyerek tahkir edenler, zamanla unutulup giderken milletimiz millî şairini baş tacı etmiş, vefatından sonra da onu daima hürmetle, minnetle hatırlamıştır." Cumhurbaşkanı Erdoğan, merhum Akif'in örnek hayatı yanında, geride millî mutabakat metni olan İstiklal Marşı'nı da bıraktığını söyledi.

"Korkma sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak, diye başlayan 'Hakkıdır Hakk'a tapan milletimin istiklal' diye biten İstiklal Marşımızın 10 kıtası bizim millî andımızdır" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: "İstiklal Marşı millet olarak aidiyetimizin, değerler manzumemizin, istiklal ve istikbal anlayışımızın remzidir, sembolüdür. Elbette her milletin bağımsızlığının nişanesi olan bir millî marşı vardır ancak yedi düvele karşı yürütülen Kurtuluş Savaşı sırasında her mısrası gözyaşlarıyla kabul edilen bir başka marş yoktur. İstiklal Marşı bir tekkede yazılmış, ilk kez camide okunmuş, milletin meclisinde de alkışlar eşliğinde kabul edilmiştir. Ülkenin içinde bulunduğu şartlar itibarıyla İstiklal Marşı, 'İstikbal Marşı' olarak da kaleme alınmıştır. Bu yönüyle İstiklal Marşı milletimizle birlikte tüm mazlumların özgürlük mücadelesine ilham kaynağı olmuştur. Dünyanın birçok ülkesinde hüküm süren sömürü düzeninin sarsılmasından İstiklal Harbimizin ve İstiklal Marşımızın önemli payı bulunuyor. Millet olarak Mehmet Akif gibi bir şaire, İstiklal Marşı gibi bağımsızlık beyannamesine sahip olduğumuz için ne kadar şükretsek, hamt etsek azdır. Bu anlayışla 2021 senesini kabul edilişinin 100. yıl dönümü münasebetiyle İstiklal Marşı yılı olarak ilan ettik. Bunu da TBMM'de grubu bulunan beş siyasi partinin ortak teklifi ile gerçekleştirdik. Görüşleri, politik tavırları, duruşları farklı olan siyasi partilerin böyle millî bir meselede ortak tutum alması ülkemiz adına büyük bir kazanımdır."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, hâlen İstiklal Marşı'nı içselleştirmekte zorlanan çevreler olsa da bunların azınlıkta kaldığını bildiklerini dile getirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu: "Bu vatanın ekmeğini yiyen, havasını soluyan, bugün bu topraklar üzerinde özgürce yaşayan hiç kimsenin İstiklal Marşı ile sorunu olamaz. Bu milletin hiçbir ferdi İstiklal Marşı'ndan rahatsızlık duyamaz. Özellikle de milletin emanetini taşıyan insanların böyle bir hakkı yoktur. İstiklal Marşı, Türk'üyle, Kürt'üyle, Çerkez'iyle, Arap'ıyla, Alevi'si, Sünni'si, Laz'ıyla 84 milyonun ortak değeri, ortak paydasıdır. İstiklal Marşı milletimizin birlik beraberlik ve kardeşliğinin çimentosudur. Bölgemizde son yıllarda yaşanan hadiseler bu gerçeği bize bir kez daha hatırlatmıştır."

“FARKLILIKLARIMIZ MİLLET OLARAK BİZİM ZENGİNLİĞİMİZDİR”

İstiklal Marşı'nın temsil ettiği ilkelere sahip çıktıkları ölçüde millet olma şuurlarını ve millî birliklerini koruyabileceklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kardeşliğimiz ne kadar sağlam olursa geleceğimize de o derece güvenle bakabiliriz. Tıpkı bir duvarın tuğlaları gibi yani 'bünyanun mersus', işte bu kutlu ifade de ortaya konulduğu gibi yekdiğerine kenetlenen milletleri evelallah ne içeriden ne dışarıdan kimse yıkamaz" diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu hususta yaşanacak herhangi bir zafiyetin bedelini de yine milletçe hep birlikte ödeyeceklerini belirterek, “Vatanımız ve bağımsızlığımız söz konusu olduğunda görüş ayrılıklarımızı bırakıp bir araya gelmemiz büyük önem taşıyor. Gerek siyasette gerekse günlük hayatın içinde çekişme, tartışma, rekabet olması gayet tabiidir. Birden fazla insanın olduğu her yerde, görüş farklılıklarının yaşanması da kaçınılmazdır. Esasen bu farklılıklarımız, millet olarak bizim zenginliğimizdir. Burada önemle üzerinde durulması gereken mesele, farklılıklarımızı kardeşliğimizin önüne geçirmemektir” değerlendirmesinde bulundu.

“Bu yıl vesilesiyle düzenlenecek etkinliklerle ebedî ve ezelî kardeşliğimizi tazelemeli, 84 milyon olarak İstiklal Marşımız etrafında kenetlenmeliyiz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hayatın farklı kulvarlarında koşsak da hepimizin aynı gemide olduğunun, mazimiz gibi istikbalimizin de ortak olduğunun farkına varmalıyız” ifadesini kullandı.

“TARİH YAZAN BİR MİLLET OLARAK İSTİKBALİMİZİ YİNE BERABER İNŞA EDECEĞİZ”

Cumhuriyetin 100. yılını kutlayacakları 2023'e giden süreçte milletçe birlik ve beraberliği tahkim etmenin gayreti içinde olduklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye bizim ortak çatımız, İstiklal Marşı bizim ortak andımızdır. Her karışında bir şehidin yattığı bu topraklar hepimizin ortak yurdudur.'Türkiye ortak paydasında kucaklaşmaktan, birbirimizi Allah için onun rızası için sevmekten başka bir çaremiz yoktur” diye konuştu.

Merhum Mehmet Akif'in, "Girmeden tefrika bir millete düşman giremez, toplu vurdukça yürekler onu top sindiremez" ifadelerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Tarih yazan, çağ açıp çağ kapatan bir millet olarak istikbalimizi yine beraberce inşa edeceğiz. Türkiye'yi önce 2023 hedeflerine ardından da 2053 ve 2071 vizyonuna inşallah hep birlikte taşıyacağız" dedi.

Misafirlere hatıra olarak Mehmet Akif'in Safahat adlı eserinin hediye edileceğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bunu bir yastık altı kitabı olarak saklamanız özel ricamdır. Bir hocamın nasihatiydi, 'Safahat sizin yastık altı kitabınız olmalıdır.' demişti. Ben de bunu özellikle hatırladım ve çıkarken de bu Safahat'ı bütün davetlilerimize inşallah dağıtacağız" dedi.

Özgür Özel 1500 öğretmen ile akşam yemeğinde buluştu Özgür Özel 1500 öğretmen ile akşam yemeğinde buluştu

Konuşmasının sonunda Mehmet Akif Ersoy'u rahmetle yâd eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, tüm kurumların, üniversitelerin, sivil toplum örgütlerinin bu seneyi hakkıyla idrak edeceklerine olan inancını dile getirdi.

Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Başkanlığını, Mehmet Akif'in hayatını tüm yönleriyle belgeleyen çalışması dolayısıyla tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2021 yılının İstiklal Marşı Yılı olarak ilan edilmesinde emeği ve katkısı olan herkese şükranlarını sundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasının ardından ödül törenine geçildi. Sanatta Başarı ödülü İstanbul Teknik Üniversitesi Türk Musikisi Devlet Konservatuvarı Müdürü Prof. Dr. Ali Tüfekçi'ye, Bilim Başarı Ödülü Sosyal Bilimler alanında Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun adına kızı Nilay Dursun Tokgöz'e, Fen Bilimleri alanında ise Prof. Dr. Musa Akoğlu ve Birol Bostancı'ya verildi.

Editör: TE Bilişim