Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan AKP grup toplantısında konuştu. Netanyahu'ya seslenen Erdoğan "Sende nükleer bomba var mı, yok mu, açıkla. Sende nükleer bomba var. Ama her şeye rağmen gidicisin" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ak Parti'nin TBMM Grup Toplantısı'nda konuştu.
İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarına tepkisini sürdüren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ''İsrail terör devletidir” dedi.
Yargıtay 3. Ceza Dairesi'nin, tutuklu milletvekili Can Atalay'a ''hak ihlali'' kararı veren Anayasa Mahkemesi (AYM) üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunmasıyla başlayan tartışma hakkında konuşan Erdoğan, CHP'de yaşanan genel başkan değişimini de değerlendirdi.
CHP ve genel başkan Özgür Özel hakkında ise Erdoğan, "Aktörler değişti, genel başkanlar değişti ama CHP'nin faşist kodlarında hiçbir değişiklik olmadı. CHP’nin genel başkanlık koltuğunda oturan gerçekten genel başkan mı emanetçi mi belli değil" ifadelerini kullandı.
Daha önce de söylediği ve muhalefetin tepkisine neden olan 'hakemlik' ifadelerini tekrarlayan Erdoğan, "Bize bu tartışmada hüküm vermek değil, hakem olmak düşer" dedi. Sorunun kalıcı çözümü için ise bir kez daha 'yeni anayasayı' işaret etti.
Erdoğan'ın açıklamalarından başlıklar şöyle:
"Aziz milletim değerli vekil arkadaşlarım, kıymetli misafirler sizleri en kalbi duygularımla selamlıyorum.
Grup toplantımızın ülkemiz için hayırlara vesile olmasını niyaz ediyorum. 40. yıl dönümünü kutlayan KKTC'deki kardeşlerimizin cumhuriyet bayramını tebrik ediyorum.
“FİTNE PEŞİNDE KOŞANLARA İR DERS VERDİK”
Bir taraftan İsrail vahşetini durdurmak için diplomasinin imkanlarını kullanırken, diğer taraftan ülkemizi güçlendirmeye devam ediyoruz.
Cumhur İttifakı olarak 28 Ekim'de düzenlediğimiz Büyük Filistin Mitingi ile mazlum Gazze halkının yanında olduğumu gösterdik.
Cumhuriyetimizin 100. yaşını büyük coşkuyla kutladık. Filistin mitingini bahane ederek fitne peşinde koşanlara esaslı bir ders verdik.
SONU HÜSRAN OLACAKTIR
Yıllarca Ermenistan, ülkemiz topraklarıyla ilgili hayaller peşinde koştu, Karabağ savaşı ile dersini aldı. Şimdi de İsrail yöneticileri benzer hezeyanları ifade etmeye başladılar. Bin yıldır sayısız benzer hayal sahibi gibi bunların da sonu hüsran olacaktır.
İSRAİL BİR TERÖR DEVLETİDİR
Netanyahu, gidicisin gidici. Şunu açıklıkla söylüyorum, İsrail bir terör devletidir. Hamas'ı terör örgütü olarak ifade ediyorsun. Hamas, Filistin'de seçimlere girip seçim kazanan bir siyasi parti. Ve seçimi kazandıktan sonra da hakkını, haklarını elinden aldınız. İsrail, Amerika birlikte aldı. Hala benim ülkemde bile Hamas'ın bir siyasi parti olduğunu bilmeyen, anlamayanlar var.
İsrail tarafından katledilen 12 bine yakın Gazzelinin 3'te 2'sini çocuklar ve kadınlar oluşturuyor. İsrail yönetimi, Gazzeli çocuklara, kadınlara, sivillere karşı insanlık tarihinin en kalleş saldırılarını düzenliyor. 40 gün şahit olduklarımızı anlatmak için savaş dahil tüm kavramlar yetersiz kalıyor. Savaşın da bir ahlâkı, adabı, sınırı vardır. Savaş hukukun ilk kuralı, çocuklara, kadınlara, yaşlılara, hastalara dokunmamaktır.
“NETANYAHU GİDİCİSİN”
Netanyahu, sende atom bombası var mı yok mu? Sıkıysa açıkla! Ey İsrail, sende atom bombası var! Ve bununla tehdit ediyorsun! Bunları biz biliyoruz ve artık ecelin geliyor. İstediğin kadar nükleer bombaya sahip ol. Neye sahip olursan ol, gidicisin! Karşımızda bir soykırım var.
BM üyesi 121 ülkenin genel kurulda sergilediği irade, güvenlik konseyindeki 1-2 ülke tarafından resmen gasp ediliyor. İsrailli bakanlar, nükleer silaha sahip olduklarını itiraf ediyorlar. Atom enerjisi ajansı harekete geçmiyor.
“MİLLETLE BARIŞMAYI İSTEMEDİLER”
Biz, birileri rahatsız olacak diye Hamas mensuplarının işgal politikaları karşısında vatanlarını ve canlarını korumaya çalışan direnişçiler olduğu gerçeğini dillendirmekten çekinmeyiz.
Kıymetli dava arkadaşlarım 50'den beri tarihin yanlış tarafında konumlanan muhalefetin gayri insani yerde durması tesadüf değildir. Milletin değerlerinden kopukluk bunların genlerinde var. Halkın vermediği yetkiyi vesayet odaklarında arayanlar, terör örgütü ile iş tutanlar CHP'nin farklı dönemlerindeki temsilcileriydi. biz bunları daima karşımızda bulduk.
Partimizde yönelik kapatma davasından MİT krizine, 15 temmuz ihanetine kadar milletin egemenliğine kadar tüm teşebbüslere destek verenler bunlardı. Vatandaşa tepeden bakma hastalığından kurtulamadılar. Anadolu insanını hürmete layık görmediler. Demokrasiyi hiçbir zaman içlerine sindiremediler. Milletle barışmayı istemediler.
ATATÜRK'ÜN PARTİSİ OYUNCAĞA DÖNDÜ
Tek parti döneminden bu yana aktör değildi ama CHP'nin faşist koflarında en ufak değişim olmadı. Atatürk'ün partisi kimi zaman mezhepçi fanatiklerin kimi zaman marjinal örgütlerin her kılığa girenlerin elinde oyuncağa döndü. Bu gerçeğe son kurultaylarında şahitlik ettik. Yenilenme dediler ancak kurultaylarında ne kadar demokrasi varsa tekmiline birden selam çaktılar.
Genel başkanlık koltuğunda oturan gerçekten genel başkan mı yoksa emanetçi mi belli değil. Onu oraya oturanların bir sonraki adımı ne olacak meçhul. Son seçimler öncesinde ayyuka çıkan kandil işbirliklerini sonlandırma adına hiçbir emare göstermediler.
Seçimin faturasını genel başkanlarına keserek kendilerini temize çekmeye çalıştılar. Bunlar vatandaşı kendileri gibi balık hafızalı sanıyor. Hepsi oradaydı. Millete siyasi etik dersi verenlerin tamamı o gün oradaydı.
KİMİN KİME İHANET ETTİĞİ BİZİM MESELEMİZ DEĞİLDİR
Bugün recmettikleri genel başkanları ofis açmış. Orada inşallah mutfağı da unutmamıştır. 5, 6 ay öncesine kadar yere göğe sığdıramayanlar da bunlardan başkası değildir. Kimin kime ihanet ettiği bizim meselemiz değildir. Cumhurbaşkanı adaylarını günah keçisi ilan etmelerindeki çelişki de bizi ilgilendirmez. Bugün o koltukta oturanın çarkçı olması da bizi alakadar etmez.
Orakları ile kendi aralarında açıklığa kavuşturmaları gereken hususlardır. Bize düşen o hançerleri milletimize saplamalarının önüne geçmektir. Milletimiz tercihi ile buna zaten izin vermedi. Seçimde bunu bir adım daha öteye taşıyacağız.
VERDİĞİMİZ SÖZLERİ YERİNE GETİRDİK
Onca saldırıya rağmen milletimize verdiğimiz sözleri yerine getirdik. Gençlere taahhüt ettiğimiz internet ve indirimli telefon sözümüzü tuttuk. Emeklilerimize 5 bin lira ödemeyi yatırdık. Aile ve gençlik fonuna dair süreç de mecliste şekillenmek üzere. 2024 yılı bütçe görüşmeleri devam ediyor.
Çalışanları enflasyona ezdirmeme politikamıza önümüzdeki dönemde de bağlı kalacağız. Vatandaşımız gönlünü ferah tutsun. Türkiye emin ellerdedir. Her türlü zorluğa göğüs gerecek güce sahiptir. Türkiye mutlaka hedeflerine ulaşacaktır.
YARGITAY'IN SERZENİŞLERİNİ GÖZ ARDI EDEMEYİZ
AYM ile Yargıtay arasındaki mesele, iki yüksek yargı organının görev alanlarıyla ilgili görüş farklılığından ibarettir. Bizim kazandırdığımız bireysel başvuru hakkı konusunda yaşanan sorun bir süredir ifade ediliyordu. İki yüksek yargı organı, bu konudaki şikayetlerini dile getiriyorlardı. AYM'nin, 130 bin dosya sayısına ulaşan bir iş yükünün altından kalkması, mevcut şartlarda mümkün değil. Yargıtay'ın yaptığı açıklamalarda dile getirdiği serzenişleri göz ardı edemeyiz. Devlet başkanı sıfatıyla bize bu tartışmada hüküm vermek değil, hakem olmak düşer. İnşallah biz de bu sorumluluğumuzu hakkıyla yerine getireceğiz.
“MECLİS, EYLEM YERİ DEĞİL”
Kişisel eleştirilerimizi baki tutarak, 2 yüksek yargı organı arasındaki içtihat farklarının giderilmesi için gayret göstereceğiz. Sorunun acil çözümü; konuyla ilgili anayasal ve yasal değişikliklerin süratle yapılmasından, kalıcı çözümü ise yeni ve sivil bir anayasadan geçmektedir. Bunun adresi de yüce Meclis'tir. Meclis, eylem yeri değil, ülkenin meselelerine çözüm üretme merciidir. Oturma eylemi yapma yeri hiç değildir! Oturmak için yer arıyorsanız parka gidin! "