Fatih Altaylı’yı sıradışı yapan o şey tam da bu şey!
Kadına şiddete dikkat çekmek için konmuş bir foto…
Kadının sırtındaki bıçak, vicdanları kanattı fakat çok yanlış bir yerden kanattı, birazdan fazlası Fatih düşmanlığı, birazı haber etiği, birazdan azıda her habere farklı bakış açısı, buna eleştiri de deniyor…
Fakat Fatih Altaylı’yı farklı kılan şeyde bu değil mi?
Kimsenin yapmaya cesaret edemediğini yaparsanız, ona cesaret edememiş olmanın ezikliğine her türlü kılıfı hazırlarsınız.
Oysa habercilik bilgi aktarmaktan ziyade nedenler ve niçinlerle bir dolu soruyuda beraberinde getirmektir, bu sorgulamanın yapılması içinde haberi şarampole yuvarlamak gerekir, yani çizgisinden çıkarmak…
Bu tarz haberlerin yapılma şeklinin tarafı olabilir fakat bu haberin tarafı olmaz, böyle bir vahşetin tarafı olunmaz, “iyi ki yapmış diyen var mı?” yok, sadece haberin etiği tartışılıyor, sunum şeklinden bahsediliyor “ya senin annen olsaydı” deniyor, yahu bir gazeteci yaptığı her haberi “benim anam olsa” diye değerlendirebilir mi?
Katıldığı bir programda Fatih Altaylı’yı izledim, sadece kadının yakınlarını düşündüğünü söyledi, yani artılar ve eksileri değerlendirdi ve buna karar verdi, bu açıdan ödemesi gereken tüm bedeli de göze aldığını söyledi, risk aldı buna hiç ihtiyacı olmadan..
Eğer Altaylı, yeni yetme gündeme gelme derdinde bir gazeteci olsaydı, bu şüphe üzerinde durulabilirdi!
İşte benim itirazım tamda buna, markalaşmış bir gazetecinin bunu sırf habere dikkat çekmek için yapmış olduğunu algılamayan sözde usta kalemlerin bunda bir çıkar arama çabalarına şaşırıyorum.
Fatih Altaylı’nın bu haberden eleştiri dışında ne çıkarı olabilir, yükseleceği son noktaya gelmiş birisi bundan ne bekler? Açıkça söyleyin bari, Fatih sadist, ruh hastası, kandan ve şiddetten zevk alıyor deyin de çıkın işin içinden….
Kadın benim annem olsaydı sorgulardım bende, ama haberi değil vahşeti, kadına şiddeti ve bir gün bir kadına kaba davranırsam o vahşeti yapan hayvandan ne farkım olacağını!
Altaylı yüzümüze bir ayna tuttu, herkes bunu biliyordu duyuyordu ama görmüyordu!
Altaylı bize gösterdi, bu gerçek canımızı yaktı belki, ama gerçekti ve orada öylece duruyordu, sırtından hançerlenmiş bir Altaylı haberiyle…
Ne zaman adam oluruz???
Haberdeki hançerle sırtımızdan vurulmadığımız zaman…