Gündemdeki olaylar ışığında 2012 yılına bir projeksiyon tutan Emre Uslu, 8 maddede 2012 yılı için öngörülerde bulundu. Durum hiç de iç açıcı değil...
Taraf Yazarı Emre Uslu, 2012 yılına bir projeksiyon tuttu. Uslu'ya göre 2012 yılı Türkiye için çok zor geçecek.
İşte Emre Uslu'nun, AK Parti'den yeni anayasaya, Ergenekon'dan derin devlete, Ergenekon'dan Özel Harp Dairesi'nin
AK Parti yüzde 50 oy alıp yeni anayasa vaadiyle yeniden iktidara gelince hem ülkenin geleceği için beklentiler yükselmiş hem de sistemin dönüşeceğine ilişkin umutlar artmıştı. Ancak seçimden sonraki sürece bakıldığında ülkenin yakın vadede geleceğini bir kenara bırakın 2012 yılını kazasız belasız atlatsak diye düşünmeden edemiyor insan. Bu kadar karamsar olmak için ne gibi sebepler var?
AK PARTİ
Bilgi ve liyakatin yerini yalakalığın, hakkaniyetin yerini kayırmacılığın, vefanın yerini nankörlüğün aldığı bir yönetim anlayışından umutlu olmak için saf olmak gerekiyor. Dahası, AKP iktidarında hemen her adım artık 2014 planlarına göre atılmaya başlandı. Parti içindeki üç ekip kendi adamlarının başbakan olması için kıyasıya çalışma yapıyor. Dolayısıyla artık Tayyip Erdoğan’ın AKP’si için “topal ördek” demek yanlış olmaz. Bu durumda AKP’den reformcu ajandayı bir kenara bırakın ülkenin normal gidişatına müdahale etmesini beklemek bile iyimserlik olur.
Dikkat ediniz AK Parti’ye yönelik dost acı söyler eleştirileri son dönemlerde hep “yandaş” kategorisine konan medya organlarından gelmeye başladı. Hatta bu eleştirileri nedeniyle işini kaybedenler oldu. AK Parti ile dünkü düşmanları aynı şarkıyı söylemeye başladı. Özellikle siyasal iktidarın partner değiştirme dönemleri kolay zamanlar değildir. Bu süreçte çok harala gürele çıkar bu nedenle de 2012 çok kolay geçecek gibi görünmüyor
İRAN'DAN ACEM OYUNLARI 3) Dış politikada ortalık iç dengelerden daha karışık durumda. İran bütün maharetiyle Acem oyunu oynamaya devam ediyor. Düne kadar uyumakta olan birtakım örgütler adeta kulaklarına sur üflenmiş gibi teker teker uyanmaya ve bildiriler yayınlamaya başladı. Geçen gün Türkiye’nin Bağdan Büyükelçiliği’ne yapılan saldırıyı İran’la ilişkili bir örgüt üstlendi.
Bu örgütlerin arasında Uğur Mumcu, Muammer Aksoy ve Bahriye Üçok’u öldüren Kudüs Savaşçıları ile Tevhid-Selam örgütlerinin yeniden uyanmaya başladığına ilişkin ciddi bilgiler gelmeye başladı. Kudüs Savaşçıları örgütünün profesyonel bombacısı –ki Uğru Mumcu’yu öldüren bombayı yapmıştı– halen yakalanamamıştır. Bu kişilerin ne kadar profesyonel oldukları gözönünde bulundurulursa Acem suruyla uyandırılan bu örgütlerin ciddi tehditler oluşturacakları değerlendirilebilir.
ÖCALAN'DAN DERİN MESAJ 4) PKK yine bu süreçte ayrı bir aktör/taşeron olarak eylemlerini arttıracaktır. Bu noktada Öcalan’ın en son verdiği “Süreç çok hassas, görüşmeye şu aşamada çıkmak doğru değil” mesajı bu anlamda önemli bir mesaj. Öcalan muhtemelen daha önce kendisine yönelik kötü muamele iddiaları nedeniyle karışan Diyarbakır sokaklarının bu mesajla yeniden karışacağını bekliyor olabilir.
Bu bağlamda önümüzdeki dönemde PKK’nın da eylemlerini arttırmak istediği bilinen bir gerçek. Ancak KCK operasyonları nedeniyle sokağı hareketlendiremeyen PKK son çare olarak Öcalan’ın etkisini kullanmak için Öcalan’ın son pasını gole çevirmekte gecikmeyecektir. Bu bağlamda önümüzdeki dönemde sırayla PKK liderleri tekmil verircesine Kürt medyasına çıkıp Öcalan’a tecrit uygulanıyor, kötü muamele var, 2006’daki süreç yeniden derinleştirilmek isteniyor içerikli mesajlar vereceklerdir. Bu da Güneydoğu sokaklarında yeni bir hareketlenmenin trendini başlatabilir. Bu nedenle de 2012 kolay geçmeyecektir.
ERGENEKON İÇİN YOĞUN BİR KULİS ÇALIŞMASI VAR 5) Ergenekon davası (1. İddianame) için artık mahkeme sonuna doğru yaklaşıyoruz. Bir yandan da Ergenekon yapılanması yeniden organize olma sürecine girmiş bulunuyor. Bu çerçevede Ergenekon networkunun bir terör örgütü olarak tescil edilmemesi için alabildiğine kulis faaliyeti yapıldığı da biliniyor.
. Bu bağlamda iktidar sahiplerinin bazı açıklamalarını da ayrıca not etmek gerekiyor. Ancak mahkemelerin mevcut delil durumuna bakarak Ergenekon yapılanmasını şiddet örgütü olarak tanımlamaması sürpriz olur (Hoş bu sürprizi Hrant Dink davasında gördük). Bu durumda 2012’de Ergenekon’un organize ettiği birtakım eylemlerin olabileceğini de belirtmek gerekiyor.
Bu unsurların yeniden operatif hale gelebileceği değerlendirmeler arasında. Bu durumda kaynağı belirsiz birtakım eylemlerin yapılabileceğini değerlendirmek de yanlış olmayacaktır.
BU İDDİA ÇOK KONUŞULACAK... 7) Son dönemlerde bağlamsız ve suni bir cemaat tartışması başlatıldı. Bu tartışmayı son derece kaygıyla izliyorum. Bu tartışmanın arka planını çok iyi bilirim. Hiçbir doğru tarafı olmadığı halde birtakım bilgiler kamuoyuna pompalanarak kamuoyu hazırlanır.
Bunun nedeni yapılacak operasyonlara hazırlıktır. 2004-2005 yıllarında başlatılan “misyonerlik” tartışması bu operasyon sürecinin en güzel örneğidir. O dönem de öylesi bir tehlike yokken sanki her apartmanda bir kilise varmış algısı yaratılmıştı ve sonunda misyonerleri ve Hrant Dink’in öldürülmesi süreci geldi.
Bugün de Gülen cemaati için böylesi bir ortam yaratılıyor ve muhtemelen Ogün Samast ve Yasin Hayal gibi kişilerin cemaatten birilerine saldırmaları için zemin hazırlanıyor. Bu süreç iki tarafı da kesen Gladyo kılıcı gibi bir süreç. Hem Kürt hem Türk milliyetçilerinin aynı anda cemaate saldırılmaları için psikolojik zemin hazırlanıyor. Bu nedenle de doğrusu 2012’den kaygılıyım.
8) Daha da kötüsü bunları yazdığınız ve gelecek tehlikeye karşı açıkça uyarılarda bulunduğunuz halde altında başka nedenler aranıyor. Bu da körlüğü daha da derinleştiriyor. Asıl bu nedenle kaygılıyım 2012’den...