Gaziosmanpaşa Belediyesi'nden bir ilk...

Geçen hafta günübirlik, Gaziosmanpaşa Belediyesi'nin Silivri'de bulunan kampına gittim.

Öncelikle söylemeliyim ki çokça şaşırdığım bir durumla karşılaştım. Kafamda kurduğum kamp çok daha küçük ve basitti. Oysa karşımda duran geniş bir alan içinde bulunan tesisleriyle oldukça büyük ve iyi organize olmuş bir tesisti.

Anlaşılan o ki, bu tesis son derece atıl bir vaziyetteyken alınmış, modernize edilmiş ve Gaziosmanpaşa halkının hizmetine sunulmuştu.  Buraya kadar gözlemlerim işin organizasyon boyutuydu, fakat beni asıl şaşırtan ve açıkça söylemek gerekirse duygulandıran kısmı çok daha farklıydı.

Öğlen saatlerine doğru bir baş ağrısı musallat oldu, bir ağrı kesici içeyim dedim tesislerin içinde bir revir olduğunu söylediler revire gittim. Sağlık görevlisi güler yüzlü hoş sohbet bir emekli hemşireydi sohbete koyuldum, kadın o kadar enteresan şeyler anlattı ki duygulanmamak elde değildi.

Geçenlerde yaşlı bir teyze baş ağrısı şikâyetiyle revire geldi dedi. Tansiyonunu ölçtüm sınırın çok üstündeydi muhtemelen yediği yemeklerden tansiyonu fırlamıştı dedi.  Belediyenin, Gaziosmanpaşa da bulunan yoksulları misafir ettiği grubun içinde bulunan bu teyzemize " bu kadar çok neden yedin teyzem bak tansiyonun fırlamış" deyince teyzemiz "evladım ben belkide hayatım boyunca ilk defa bu kadar çeşit olan sofraya oturuyorum ve bir daha ne zaman oturacağım bilmiyorum, o nedenle ne bulduysam yedim tansiyon falan umurumda değil, Allah bize bu imkânları sunanlardan razı olsun" dedi. Bunu duymak acı vericiydi ama "yin ile yang" felsefesinde oluğu gibi hüznün içinde ki mutluluğu görmek benim için eşsiz bir tecrübe olmuştu... 

Yine kamp içinde belediyenin misafiri olarak tatil yapanlarla sohbet imkânı buldum, herkes halinden çok memnundu. Giydiği kıyafetlerden davranış biçimlerine kadar bu ortama oldukça uzak görünüyorlardı. Sohbet ettiğim misafirlerden birinin söyledikleri çok dikkatimi çekti ve işte sırf bu yüzden bile bu kampın ne kadar olumlu bir iş olduğunu anladım.

Misafir şöyle diyordu "
biz daha önce ailece tatil yapma imkânına sahip olamadık, aslında birkaç kez düşündük ama gerek maddi nedenler, gerekse böyle bir tatil kültürüne sahip olmadığımız için cesaret edemedik, oysa burada çocuklarım otel ve konaklama tatilinin şeklini öğrenmiş oldu"

Olaya bu yönüyle bakmamıştım, gerçektende öyleydi, bilmediğimizden korkan bir tatil anlayışına sahip olduğumuz için, genelde ezberlediğimiz ve bildiğimiz tatili yaparız. Oysa bu kampta aileler ve çocuklar farklı bir tatil anlayışıyla tanışmışlardı. Bir otelde yazlık tatil nasıl yapılır bunu öğrenmişlerdi, çünkü tesis tüm bu imkânları fazlasıyla sunuyordu. İçinde oldukça modern olarak dizayn edilmiş odaları, kumsalı, denizi, yüzme havuzu, modern restoranı, spor alanları, çocuk parkları ve hatta inşası devam eden mini hayvanat bahçesiyle bir tatil köyünde bulunandan çok daha fazlasına sahipti tesisler.

Anlaşılan o ki makûs talihini yenmişti Gaziosmanpaşa, bu imkânlar Şişli, Kadıköy gibi belediyelerde çok şey ifade etmezdi belki ama Gaziosmanpaşa için çok şey demekti.

İnanın yüzleri gülen o insanları görmek ömre bedel, zaten belediyelerin amacı da bunu sağlamak için olmalı.

Sorun nerede bilmiyorum ama sanırım Gaziosmanpaşa Belediyesi'nin yaptıkları pek iyi anlatılamıyor ve ben bu duruma gerçekten çok üzülüyorum çünkü ben Gaziosmanpaşa'nın geçmişini ve bu gününü çok iyi biliyor ve farkı görüyorum...