Hadi Canım Sende!


Bu olsa olsa büyük bir rastlantıdır!...
Yoksa ne Hüseyin Çelik, ne AKP yetkilileri asla kimsenin özel yaşamına karışmazlar!....

Hadi canım sende!

AKP elindeki son oyuncağını da kaptırdı! Türban kozu gitti!
“Kadınlara örtünme özgürlüğü” diye kadının elindeki tüm özgürlüklerinin alınması ancak ileri demokrasilere özgü bir olay olsa gerektir.

Kadına “eşim” diyemeyen; eğer böyle derse “kadınla erkek eşit olur” diyen,
Kadının kaç çocuk doğuracağına karar veren,
Doğumunu da nasıl yapacağını belirleyen,
İş yaşamından koparıp eve kapatmaya uğraşan,
Evinde çocuklarını büyütüp kocasına hizmetçi olsun diyen,
Ne giyinip-çıkaracağına, başına ne bağlayacağına, nasıl makyaj yapacağına, Hamile olmasına da, hamile gezmesine de karışan,
Özetle her şeyine “sadece erkek egemen gözüyle bakan” AKP’nin başını örttürerek özgürleştirdiği kadınlar tüm bu saçmalıklara gerçekten inanabiliyorlar mı acaba?

Hadi canım sende!

Yapılan araştırmalarda, partisi için çalışan kadınların en çok AKP’de olduğuna bakılırsa,
Başını bağlama özgürlüğünü erkeklerin dayatıp kadınların benimseyip savunması;
Ancak cellâdına âşık olan mahkûmu anımsatır!
Buna da özgürlük denecekse;

Hadi canım sende!

Sayın Başbakan; “Biz öyle bir davanın mensuplarıyız ki davamız adeta iğneyle kuyu kazar gibi bu günlere kadar ulaşmıştır. Bundan sonra da dava taşını gediğine koyana kadar mücadeleye devam edeceğiz.”

Bu davanın cumhuriyetin tüm kazanımları ile mücadele olduğu,
Tabelalara sığmadığı(!) gerekçesiyle TC ve Türk Milleti, Türk, Atatürk gibi kelimelerinin yasaklandığı,
Ders kitaplarından sonra Devlet nişanlarından bile Atatürk ismi ve resminin çıkarıldığı,
Ülkemizin kuruluş günü olan Cumhuriyet Bayramını gölgelemek için gün kıtlığı varmış gibi aynı gün bitmemiş Marmaray’ın açıldığı,
Her 10 Kasımlarda ve 29 Ekimlerde birilerinin sürekli “Atatürk Nezlesi”ne yakalandığı;
Davanın asıl amacının bu olduğunu artık herkes öğrendi!
Tek destekçileri; açılımlarla kucak açtığı Apo ve PKK kaldı.
Birde ülkemizin bir bölümüne AKP Hükümeti kararı ile “Kürdistan” denilmesinin serbest olduğu;
Ancak “Yüce Atatürk” harfleriyle sahaya çıkan bir futbol takımımıza soruşturma başlatıldığı;
Ama “Rabia” işareti yapanlarınsa hiç görülmediği,
Vatandaşların yüzlerini kızartıyor! Ya sizlerin?...
Ama yağma yok; bu ülke size babanızdan miras kalmadı! İstediğiniz gibi bölüp parçalamaya kalkamazsınız!
Dava taşıymış!

Hadi canım sende!

Kamuda Türban yasağının kalkmasıyla artık giyim kuşamımıza kimselerin karışamayacağını düşünüyorsanız çok safsınız demektir!
Bu serbesti sadece türban takmak ve başını örttürmek isteyenler için geçerlidir.
Ha; belki zaman içinde türban yerini çarşaf ve peçeye, erkeklerde de şalvar ve sakala bırakabilir!
Hatta bırakacaktır!
Ama bu özgürlük asla bu kapsama alanının dışında olamayacaktır!
Bakınız; İran örneği!
Bizde olmaz mı sanıyorsunuz?

Hadi canım sende!

Sayın Başbakan; “Yurtlarda erkek ve kız öğrenciler birlikte kalıyordu, büyük ölçüde bunu çözdük. Şimdi ise aynı evde erkek ve kız öğrencilerin birlikte kaldıklarını duyduk. Valilerim, Emniyet Müdürlerim gereğini derhal yapacaktır. Bizim muhafazakâr İleri Demokrasimize bu durumlar uymaz!”

Başbakanı bunu derse vekili ne demez?
“Kız ve erkek talebelerin aynı okullarda okuduğu karma eğitime son verilecek, hedefimiz bu” gibi sözler saçmalar!...
Hani “hoca ile cemaat” örneği!...

Mübarek Başbakan değil, namus bekçisi!
Yurtlar da öğrenci yurdu değil, sanırsın ki Kerhane!
Evleri ise hiç saymayalım!

Buralara nerelerden gelmiştik?
Aynı merdivenlerden çıkan,
Aynı mutfağı ve salonu paylaşan,
Aynı sırada aralarına 40 cm. aralık koymadan oturan erkekli kızlı öğrencilerden!
İlkokul çocuklarına merdiven çıkma tehlikesine karşı ayrı okul yapmaya gücü yetmeyenlerin hiç değilse kızlara pantolon giydirmeye kalkışmasından,
Parklarda bahçelerde yan yana oturan,
Yollarda el ele kol kola yürüyen kızlı erkekli gençlerden!
Metroda “ahlak kurallarına uyun” çağrısı yapabilen ahlak anlayışından!
İnsanların özel yaşamı ve namuslarını başkaları belirlerken “bana bi şi olmaz aaaabiiii” diyenler yüzünden!
Tüm bunlar olurken gıkı çıkmayanların şimdi olanlara şaşırmaya hiç, ama hiç hakkı yok!

Bir de yüzleri kızarmadan “biz kimsenin ahlak anlayışına, özel yaşamına, giyimine- kuşamına asla karışmayız” demezler mi?
Az daha gülmekten ölecektim;
Kimsenin özel yaşamına karışmazlarmış!...
İnanacak kadar saf olanlar kaldı mı?

Hadi canım sende!