“Türkiye’yi böldürmeyeceğiz” de de görelim!
Türkiye’yi yasa boğan ve yürekleri sızlatan Ankara’daki Cumhuriyet tarihinin en büyük kanlı saldırısının ardından cenazeler toprağa verildi ve verilmeye devam ediyor.
Yüreğimizi yakan acı olayda hayatını kaybedenlerin hepsine bir kez daha Allah’tan rahmet diliyorum...
Cenazelerde acı ve gözyaşı dayanılacak gibi değil...
Bu hain saldırıyı kim yaptıysa devletin bunu ortaya çıkarıp en ince ayrıntısına kadar halkın önüne sermesi lazım...
PKK mı yaptı, IŞİD mi yaptı, dış destekçileri kim? Neden, niçin yapıldı? Halkın kafası oldukça karışık ve bin bir türlü soru dolaşıyor zihinlerde...
IŞİD'e yaptırıldığı ortada... Ama kim yaptırdı? Suriye mi, Türkiye içindeki başka yapılar mı?
Devlet burada sınıfta kalmıştır. Devletin istihbaratının iyi çalışmadığı ortaya çıkmıştır ve ardından istihbarat ile ilgili bir çok soru işaretini akla getirmiştir.
Bugün birlik ve beraberlik günüdür. Düşünceniz, diliniz, dininiz ne olursa olsun, kimliğiniz hangi etnik yapıda olursa olsun, Türk’ü, Kürt'üü, Ermeni’si Rum’u....
Bu topraklarda yaşayan T.C kimliği taşıyan herkesin biraraya gelip teröre karşı tavır alması gerekir...
Yalnız bu tavrı alırken de dikkat edilmesi gereken çok önemli unsurlar var.
Türkiye’de vahşice yapılan saldırı sonucu toplumun her kesiminin yüreği yanarken, cenazelerde terör örgütü paçavralarını kullanmak ne kadar doğru....
Biz Türkiye Cumhuriyeti topraklarında yaşıyorsak ve bu ülkenin bölünmez bütünlüğünü savunuyorsak bu tarz toplumsal olaylarda elimizde taşıyacağımız tek simge Türk Bayrağı olmalı...
Bu olaylara karşı sağduyu ile hareket edip, tek vücut olmalıyız. Bizi tek vücut yapacak ise dilimiz, dinimiz, ırkımız ne olursa olsun Türk Bayrağı’dır...
Bu hain saldırıda hayatını kaybeden tüm vatandaşlarımızın tabutlarında başka simge kullanılmasını ve yürüyüşlerde STK flamaları dahil, başka pankartlar kullanılmasını yanlış buluyorum... Yazılı sloganlar olabilir... Sloganlar mesaj vermeye yeter...
Terör saldırısında hayatını kaybeden Ahmet Katurlu’nun oğlu Harun Katurlu babasının tabutuna terör örgütü PKK paçavrası koymak isteyenlere tepki göstererek, o an için HDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın taziyesini kabul etmedi. Bu konuda herkese ders olacak bir tavır ortaya koydu. Demirtaş'ın taziyesini daha sonra kabul etti. Esas tepkisi Demirtaş'a değil terör örgütüneydi.
Genç kardeşimizi tebrik ediyor, başsağlığı ve sabır diliyorum.
Ankara'da yapılmak istenen ve terör saldırısının hedefi olan "Savaşa Karşı Barış" mitingini anlamlı kılacak olan da budur. İşin adını barış koyuyorsak, Türkiye diyorsak, kardeşlik diyorsak; bunlara dikkat etmemiz lazım...
Burada HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’a büyük iş düşüyor.
Demirtaş 7 Haziran seçimleri öncesi başkanlık sistemine karşı tavır aldı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a karşı ciddi bir propoganda yürüttü. Emanet dediği oyları da bu propoganda sayesinde aldı.
Ne dedi Demirtaş o zaman;
-Seni Başkan yaptırmayacağız...
Güzel bir slogandı. Oysa başkanlık sistemi kendi kendine doğuda özerklik ilan eden HDP’li belediye başkanlarının işine gelebilirdi.
Herkes Başkanlık Sistemi’nin HDP’nin işine geleceğini düşünüyordu. Çünkü, Başkanlık sistemi ülkenin özerk eyaletlere bölünerek yönetilmesini öngören bir sistem.
Açılım sürecinin maddeleri arasında da bunlar vardı.
Ancak Demirtaş, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı hedef alarak “Seni başkan yaptırmayacağız” sloganıyla oy topladı...
Haydiii Demirtaş, bu acı olayın ardından parti çalışmalarında Türk Bayrağı aç ve şimdi de şu sloganı kullan:
-Türkiye’yi böldürmeyeceğiz...
Var mısın buna... Bu sloganı kullanmaya hazır mısın? Bu ülkenin birlik ve beraberliği, halkların kardeşliği için bunu kullanabiliyor musun? O zaman senin samimiyetine inanacağım...
PKK’ya örgüt demekten vazgeçip “terör örgütü” diyebiliyor musun?
Ateşkes çağrısı yaparken, “Hem devletten, hem terör örgütü PKK’dan” ifadesini kullanabiliyor musun?...
Eğer samimiysen halk senden bunu bekliyor. Bunu yapabilirsen o zaman HDP’nin Türkiye partisi olduğuna inanırız...
Hadi görelim seni....