Kaçıncı defadır gözlerimiz ve kulaklarımız Filistin’den verilen haberlerde.
İsrail Siyonistleri, o toprakların sahipleri olan Filistinlileri, topraklarından çıkarıp atmak için vahşi yöntemler uyguluyor. Mazlum Filistinlilerin gücü bu demir çemberi yarıp çıkmaya yetmiyor. Dünyanın efendileri ise İsrail’in hatırına olayı ya uzaktan seyrediyor ya da Amerikan ve İngiliz emperyalistlerinin yaptığı gibi açıkça İsrail’i desteklediğini ilan ediyor.
Bununla birlikte dünyanın dört bir yanında, vicdana sahip halklar İsrail’i kınayan gösteriler yapıyor. İnsanlığın adil geleceğini yaratacak olan büyük insanlık. Her ülkede varlar. Kim zulüm görürse ondan yana tavır alıyor. Almanya’da Türk, Türkiye’de Ermeni, Kürt, Filistin’de, Gazze’de Arap, Amerika’da Zenci…
Filistinlilerin uğradığı bu son saldırı nedeniyle toplu göçe zorlandıklarından beri, böyle toplu yer değiştirmeler gelip beynime bağdaş kuruyor. Ne kadar büyük bir dramdır, evini, malını, mülkünü, anılarını bırakıp başka topraklara göç ettirilmek.
Kafkaslardan, Balkanlardan Türkiye’ye, Türkiye’den Yunanistan’a, Suriye ve Irak çöllerine toplu sürgünleri hatırlamamak mümkün mü? Zaten bir kişi Filistinlilerin uğradığı bu acı sürgün vesilesiyle başka halkların başına gelen sürgünleri hatırlamıyorsa ve kendini onların yerine koymuyorsa yaptığı protesto sahtedir.
İnsanlık büyük bir ailedir. Birinin ayağına diken battığında başkalarının canı yanmazsa aile olamamışız demektir. Bunun nedeni de aç gözlü emperyalistler, Siyonistler ve fanatik dincilerin saçtıkları ideolojik zehirdir. Fosfor bombası nasıl bedeni öldürüyorsa bu zehir de vicdanları öldürüyor. Oysa yeryüzü hepimizi alacak kadar geniş, doğal kaynaklar adil kullanılırsa herkesi doyuracak kadar boldur.
Büyük uyanış bütün toplumları sarıncaya ve halklar, hukuk tanımaz zalimleri başlarından atıncaya kadar daha çok acı çekeceğimiz anlaşılıyor.
Şimdi sesimizi daha gür çıkarmanın zamanıdır. Kahrolsun emperyalizm ve Siyonizm. Yaşasın halkların kardeşliğine dayanan dünya barışı… (16 Ekim 2023)