İÇ GÜVENLİĞİMİZİ AKP TEHDİT EDİYOR
Çeşitli güçlerin dayatmaları ile ülkemizin gündemine, vatan topraklarında bir ve hür yaşamış, yaşayacak olan Türk milletine kinini kusmak için türlü türlü paketler çıkaran ve ülkeyi pakete çeviren AKP’dir.
Bugünlerde TBMM’nin gündemine ‘İç Güvenlik Paketi’ni, AKP eski versiyon şeklini sürdürerek dayatmıştır. AKP’nin bu dayatma politikasına karşı muhalefet partileri hep birden tabiri caiz ise kükremektedir, bu kükreyiş AKP’yi korkutmakta ve daha da çaresiz kılmaktadır.
AKP destek alabilmek için muhalefet partilerine önce ricalarda bulunmuş, yapıcı eleştiriler sıralamıştır, fakat bu çabasının boşa gideceğini anlamasının ardından geri adım atarak; muhalefet partilerinin liderlerine yakışıksız ithamlarda veya söylemlerde bulunmuştur.
AKP’nin baştan aşağı yanlış maddelerle dolu, polis devleti oluşumuzun resmiyete dökülmesi anlamına gelen paketini, muhalefetle ortak olarak çıkarma arzusunu anlamakta güçlük çekmekteyim. AKP, muhalefeti bu kadar keriz görmemelidir, AKP çabuk kandırılacak muhalefet algısını bir an önce beyninden silmelidir. AKP unutmamalıdır ki, muhalefet partileri kendi mezarını kazacak kadar akıl melekesini kaybetmemiştir.
Muhalefet partileri; CHP, MHP ve HDP ortak şekilde karşı çıktıkları bu paketin kendilerine ve tabanlarına zarar verecek olmasını anlamıştır, bu paketin Türkiye’nin iç güvenliği için değil, AKP’nin güvenliğini sağlamak adına çıkarılmak istenmesinin farkındadır.
CHP; gezi olaylarında da gördüğü gibi, polis AKP için canını verecek duruma gelmiştir, bu paketle de bunun resmileşeceğinin farkında olduğu için karşı çıkma kararı almıştır.
MHP; ihanet süreci olarak gördüğü sözde ‘çözüm sürecinin’ kendisinin ve tabanının sinir uçlarına dokunacak şekilde ilerleyeceğini görmektedir, bu sebepten oluşabilecek sokak hakkına şimdiden polis darbesi vurdurmamak için, bu pakete mantıklı şekilde karşı çıkmaktadır. AKP özelliklede MHP’nin karşı çıkması üzerinden eleştiriler yaparak, Kobani olaylarını bu pakete bahane oluşturmak istemektedir, AKP unutmamalıdır ki Kobani olayları, kudurttuğu PKK ve Elebaşı Öcalan tarafından başlatılmıştır.
HDP yani PKK her zaman ki gibi kendi emelleri açısından bu pakete karşı durmaktadır, küresel güçlerin onlara vaat etmiş olduğu Kürdistan’ın kurulması için son aşama olan ayaklanmalarına, şimdiden kurşun sıkmamak adına karşı çıkmaktadır.
AKP ise bu paketi kendi can simidini oluşturmak adına TBMM’ne dayatacaktır, toplumun her kesimini kendine düşman eden AKP, bu durumun farkında olduğu için, sokak haklarını kullanmaya engel olabilecek bu paketi geçirme kararlılığını sürdürmektedir.
Paketin içeriğini incelediğimiz vakit Türk milletine yönelik bir savaş açıldığını göreceğiz, paketin bazı maddeleri polisi; korumakla mükellef olduğu TC vatandaşlarına düşman etmek istemektedir. Hem polislerin vicdanlarını sıkıştıracak olan, hem de Türk milletini zapturapt altına alacak paketin sadece TBMM’nde direniş görmesi yetmeyecektir,
Türk milleti olarak bu pakete demokratik yollarla karşı çıkılmalıdır, bu gerekliliği CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’da dile getirmiştir.
Üstüne basa basa vurgulamak için bir örnek vermek gerekir ise çok yakın zaman diliminde, ülkemizde ‘’sık lan sık’’ vakası yaşanmıştır. Mekân: Gaziantep ilimiz, olayda ki taraflar ise: Polis ve TC Vatandaşlarıdır, insaflı polis memuru, insafsız polis amirinin ki, AKP’li olduğu öfkesinden de anlaşılan şahısın, psikolojik ve fiziksel baskısına maruz kalmıştır. Polis memuru biber gazının sıkılmasının gerekli olmadığını düşünmesine rağmen, AKP’li amirinin ‘’sık ulan sık’’ zorlamasına boyun eğmiştir, işte bu manzaranın resmileşmesidir ‘İç Güvenlik Paketi’.
İzmir’de yaşanan olay ise bu paketin illegal şekilde zaten ülkemizde uygulandığının göstergesidir; demokratik yollarla yapılacak olan protesto yürüyüşüne İzmir Valiliği hiçbir hukuki zemini olmadan engel oluşturmuştur, bahane olarak ‘kamu düzeni’ gösterilmiştir, ama şu bir gerçek ki kamu düzenine en büyük zararı AKP vermektedir!
AKP’li troller ve yandaşlar bu paketi savunur iken yüzüne maske takanların, yüzünü kapatanların muhakkak bir hinlik peşinde olacağından bahsetmektedirler, ben bu konuda biber gazı vb. Bu sebeplerden ötürü gerekli demeyeceğim. Diyeceğim ki: AKP yıllardır bu milletin karşısına farklı farklı maskelerle çıkmıştır, bir türlü o gerçek yüzünü bizlere gösterme cesaretinde bulunamamıştır, bizlerde o yüzü görme şerefine nail olmamışızdır, bu sebepten öncelikle kendilerine dönüp gerçek yüzünü bu toplumla paylaşmalarına yönelik ricada bulununuz!
AKP’nin gerçek ve maskesiz yüzünün bahsedeceğim riyakârlıktan da anlaşılabileceğine inanıyorum: Ahmet Davutoğlu; Kemal Kılıçdaroğlu ve Devlet Bahçeli’ye çok ağır sözlerle, bir Başbakanın ağzına almaması gereken ithamlarla: ‘’Bu pakette bonzainin uyuşturucu sayılmasına
ilişkin maddeler var. Buna da mı karşı çıkıyorsunuz? Meclis'te bunu engellemeye kalkarlarsa Bonzai Bahçeli, Bonzai Kılıçdaroğlu unvanları olacak. Artık böyle hitap edeceğiz." demiştir.
Belirtmek isterim ki bonzai denen maddenin AKP döneminde peydahlanması ve muhalefet partilerinin TBMM’ne baskı yaparak bu konuda araştırma önergeleri vermeleri, hatta meclis araştırma komisyonu kurdurmak istemeleri. AKP’nin bu yaklaşımlara cevabını gözler önüne sermiştir, bu cevap koskoca bir ‘hayır’ niteliğinde olmuştur, şimdi bonzaiyi bahane ediyor olması ve kendi suçunu muhalefete yamamaya çalışması AKP’nin gerçek ve maskesiz yüzüdür!
Devlet Bahçeli; Ahmet Davutoğlu’nun bu yakıştırmasına ‘’Vatana ihanetten mutlaka hesap verecek’’ demiştir.
Maskesi bir olandan, yüzü tek olandan korkmamak gerekir, asıl korkulması gerekilenler, asıl tehlike arz edenler ve iç güvenliği tehdit edenler yüzsüzler ve çok maskelilerdir!
Bu topyekûn sebepler silsilesinden ötürü; AKP iç güvenliğimize başlı başına bir tehdittir, demokratik yollarla bir an önce indirilmelidir!