Gazetelerin 3. sayfa haberlerine göz atıldığında "Kim demiş aşk öldü diye, tersine şimdiki aşklar ölümüne!" denilebilir pekâlâ.
Her gün en az bir acı haber...
Erkek kadını vurmuş, ardından intihar etmiş...
Kadın erkeği bıçaklamış...
Erkek kadını balkondan itmiş...
Ne bu yahu!
"Ölüm bizi ayırana kadar" romantik bir yemindir benim bildiğim. Ama belli ki bundan "ayrılmak isteyen ölür" manasını çıkaranlar var.
Sahi eskiden de bu kadar ölümlü müydü ilişkiler?
Bir kesimde hep vardı da biz mi duymuyorduk?
Bana arttı gibi geliyor.
"Öldürmek normalleşti."
Nasıl oldu bilmiyorum ama oldu.
Kafan kızdı, vur, öldür!
E, en çok da sevgiliye kızar insanın kafası...

                                                                   ★

Bir tarafta "uçuk kaçık günlük" ilişkiler, öteki tarafta "kelle koltukta" yaşanan aşklar...
İkisinin ortası yok mu bunun!
Var!
İkisinin ortasında "mahkemelik ilişkiler" var.
Bilmem kaç yıllık ilişkiden sonra taraflar çıkıp birbirlerini suçluyorlar. Ama ne suçlama! "Peki bunca yıl kim zorladı sizi bir arada olmaya?" diye sormuyoruz elbet, çünkü biliyoruz artık onlardan mantıklı bir cevap alınamaz.
Çoğu zaman mahkemeye varıyor iş.
Daha dün bir örneğini okuduk bizim gazetede. İsim vermek istemiyorum çünkü kadını, saatini ve cep telefonunu çalmakla suçlayarak mahkemeye veren erkeğin esas amacı bu.
Kadının adı orada burada bu b.ktan olayla anılsın!
Kadının canını acıtmak istiyor çünkü. Yoksa o da biliyor kadının hırsız olmadığını. İki gün sonra, hırsı geçtiğinde pişman olacak büyük ihtimalle.
Kadın da aldıysa, aynı nedenle, yani erkeğin canını yakmak için almıştır saatle cep telefonunu. Alıp bir yere fırlatmıştır.
İlişkilerde "tipik" bir davranıştır bu.
Kavga eder ama hırsınızı alamazsınız; ya değerlerine dil uzatırsınız ya da işte çok sevdiği bir eşyasına zarar verirsiniz.
Kadının yaptığı budur bana göre.


                                                                  ★

Son olarak, yine de ilişkilerle ilgili bu acıklı, korkunç, şaşılacak haberlerin gazetelerde yer alması iyi. Beterin beteri, "bunların artık bir haber değerinin kalmaması"dır.


MIŞ/MUŞ
■ Başbakan "Başı açık kadın, başı örtülüyü savunmuyor" demiş.
Daha oraya gelmedik henüz ellerimiz birbirimizin saçında!


                                                                  ★

■ Şili'de kurtarılan maden işçileri "Türkiye'yi duyduk ama yerini bilmiyoruz" demiş.
Aslına bakarsanız bunu duymak bizim için iyi oldu; "hafifleriz" belki biraz!


                                                                  ★

■ Polonya'nın efsane lideri Walesa "Türkiye 2014'te yeni Avrupa'ya girecektir" demiş.
Al başına belayı, hadi yine hep beraber "ağırlaşıyoruz"!