7 Ekim’de başlayan İsrail ve Hamas arasındaki çatışmalar bir ayı aşkın süredir devam ediyor. Birleşmiş Milletler (BM) Tüm Göçmen İşçilerin ve Aile Fertlerinin Haklarının Korunması Komitesi Üyesi ve İstinye Üniversitesi (İSÜ) İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Osman Can Ünver, devam eden bu süreci değerlendirdi. Bu çatışmalarda sivillerin korunması ve savaş hukukunun gözetilmesi için hiçbir engelleyici önlem alınamadığını belirten Ünver, “İsrail devletinin katı, gayri insanî, hukuk tanımaz ver ırkçı tutumunu ancak bu politikayı destekleyen devletlerin önlemeleri mümkündür. Bu da çağımızın bölgesel ve global sorunlarda uluslararası toplumun ne denli büyük bir zafiyet içinde olduğunun somut göstergesidir” dedi.

Tüm dünyanın gündem maddelerinden biri devam etmekte olan İsrail-Hamas savaşı. 7 Ekim'den bu yana devam eden çatışmaları dünya endişeyle izliyor. Bu çatışmalarda sivillerin korunması ve savaş hukukunun gözetilmesi için hiçbir engelleyici önlem alınamadığını belirten Birleşmiş Milletler (BM) Tüm Göçmen İşçilerin ve Aile Fertlerinin Haklarının Korunması Komitesi Üyesi ve İstinye Üniversitesi (İSÜ) İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Osman Can Ünver, devam eden süreci değerlendirdi.

Ekran Resmi 2023-11-15 22.57.42

“Irkçı siyonist ideoloji, devletin politikalarını ve uygulamalarını belirliyor”

Hamas ve İsrail arasındaki savaşta ırkçılık ve ayrımcılık gibi etkenlerin rolü hakkında konuşan İSÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Osman Can Ünver, şunları söyledi:

“İsrail'de iktidarı elinde tutanların siyonist ideoloji ile hareket ettikleri bilinen bir gerçektir. Yahudilerin tümü tarafından paylaşılmasa da, bu ideoloji son derece çağdışı ve ırkçı niteliklidir. İsrail Devleti 1948'de kurulduğundan bu yana mütemadiyen işgal ettiği Filistin topraklarını genişletmiş ve buradaki kadim halkın göç ettirilmesi ve en son da imhası politikasını gütmüştür. Güncel savaşta İsrail ordusunun tüm uluslararası hukuk kurallarını hiçe sayarak yoğun bir etnik temizliğe girişmesinin temel nedeni ırkçı siyonist ideolojinin devletin politikalarını ve uygulamalarını belirlemekte olduğudur.”

“Hukuk tanımazlığın tümüyle askeri güçlere yansıdığı ortada”

“İsrail kolluk ve askeri güçleri ile bizzat ırkçı ve ayrımcı davranmaktadır,” şeklinde sözlerini sürdüren Prof. Dr. Ünver, “Askerî operasyonların bir savaş durumunda Cenevre Sözleşmesi’ne uygun yürütülmesi gerekir. İsrail-Hamas savaşında tam da bunun aksine tanık olunmakta, siviller katledilmekte, yaşamsal ihtiyaçları yok edilmekte ve tıbbî tedavi görmeleri engellenmektedir. Hukuk tanımazlığın tümüyle askerî güçlere yansıdığı ortadadır,” dedi.

“Birçok girişimin mevcut dengeler nedeniyle sonuçsuz kalması kaçınılmaz”

Çatışmanın tarafları arasında etnik ve dinî ayrımcılığın azaltılması veya engellenmesi için alınabilecek stratejik önlemlerle ilgili de konuşan Ünver, şunları söyledi:

“İsrail'in politikalarını tüm uygulamalarıyla kabul eden Batı devletlerinin her türlü önleyici tedbiri bloke ettikleri, Birleşmiş Milletler sisteminin de bu tür krizlerde Güvenlik Konseyi'nin yapısı gereği etkisiz kaldığı görülmüştür. Stratejik mülahazalar, esas itibariyle Batılı devletlerin bölgedeki çıkarları doğrultusunda düzenlenmiştir. Diplomatik adımlar dahil birçok girişimin dünyadaki mevcut dengeler nedeniyle sonuçsuz kalması kaçınılmazdır. Ancak demokratik ülkelerdeki toplumsal tepkiler bir ölçüde batı ülkelerinin siyasal karar vericileri üzerinde etkili olmaya başlamıştır. Bunun olumlu bir işaret olduğunu düşünmek istiyorum.” 

Ticaret'ten vatandaşların Suriye'ye geri dönüşlerine özel genelge Ticaret'ten vatandaşların Suriye'ye geri dönüşlerine özel genelge

“Global sorunlarda uluslararası toplum büyük bir zafiyet içinde”

Sivil nüfusun korunması ve savaş hukukunun gözetilmesi konusunda herhangi bir önlem alınmadığını belirten Ünver, “7 Ekim'de başlayan çatışmalarda bu konuda hiçbir engelleyici önlem alınamamıştır. İsrail devletinin katı, gayri insanî, hukuk tanımaz ver ırkçı tutumunu ancak bu politikayı destekleyen devletlerin önlemeleri mümkündür. Bu da çağımızın bölgesel ve global sorunlarda uluslararası toplumun ne denli büyük bir zafiyet içinde olduğunun somut göstergesidir,” diye konuştu.

Editör: MURAT AYDIN