İSTANBUL’DA 100 YIL ÖNCEKİ SALGINLAR

İnsanlık tarihinin gördüğü en büyük salgın olan 1918’deki İspanyol nezlesinden dünya nüfusunun yüzde 15’i eksildi. Bu hastalıktan 50-100 milyon arası kişi öldü. Mart 1918’da ABD’de ortaya çıkan bu salgına İspanyol Nezlesi denmesinin nedeni, savaş içindeki ülkelerde sansür nedeniyle hastalıktan söz edilememesi, İspanya savaşta değildi.

Birinci Dünya Savaşında, cephelerdeki açlık, soğuk, sağlık koşullarının elverişsizliği gibi nedenlerle veba, tifüs, frengi, verem, çiçek gibi hastalıklardan Osmanlı cephelerinde on binlerce erin öldüğü bilinir. (Annemin babası Ali, 1917’de hastalıktan hava değişimine gelmiş ve köyde ölmüştür.)

İSPANYOL GRİBİ İSTANBUL’DA

Osmanlılar, İspanyol gribiyle de Eylül 1918’de İstanbul’da tanıştı. Virüs Anadolu’ya da bulaştı ama en büyük tahribatını İstanbul’da yaptı.

İstanbul gazeteleri, Eylül 1918’den başlayarak bu hastalıkla ve hastalığa karşı alınan önlemlerin haberleriyle doludur.

İstanbul’da zaten sağlıklı bir eğitim yapılamıyordu. İtilaf Devletleri bazı okul binalarına el koymuştu. Maaşlarını alamayan öğretmenlerin meslekten ayrılma eğilimleri görülüyordu. Devlet, eğitim giderlerini karşılayacak bir bütçeye de sahip değildi. Bütün bu olumsuzlukların üzerine salgın hastalıklar nedeniyle okulların tatil edilmesi gündeme geldi.

OKULLAR TATİL

Mondros Ateşkes Anlaşması’nın ertesi günü olan 31 Ekim 1918 tarihli Tevhidiefkâr gazetesi, okulların bir haftadır tatil olduğunu, hastalık geçmediğinden tatilin bir hafta daha uzatılacağını haber vermiştir. 1 Kasım 1918 tarihli Vakit’te Maarif Müdürlüğünün açıklaması yer almaktadır. Buna göre İspanyol nezlesinin bulaşıcı bir hal alması nedeniyle okulların bir süre daha kapalı kalacağı bildirilmektedir. Gebze Erkek Okulu da aynı nedenle 10 gün tatil edilmiştir. Sıhhiye Umum Müdürlüğü, 7 Kasım günü yayımlanan genelgesinde okulların 9 Kasım’dan başlayarak açılacağı duyurulmaktadır.

Aradan bir ay geçmeden İstanbul’da İspanyol nezlesi yeniden şiddetlenmiştir. Bazı okullardaki öğretmen ve öğrenciler hasta olmuşlardır. Zaman gazetesi (7 Aralık 1918) Okulları, geçen ayki tehlikeden daha büyüğü beklemektedir. Sıhhiye Müdürlüğü okulları kapatmalıdır. Nitekim birkaç gün sonra okullar yeni bir karara kadar kapatılmıştır. Sinemalar da kapalıdır. 2 Ocak 1919 günü İspanyol nezlesinden bir haftada 350 kişinin öldüğü yazılmıştır. (Vakit, 1 ve 2 Ocak 1919)

AŞISI YOK!

6 Ocak’ta okulların ve sinemaların bazı şartlarla açılacağı yazılmıştır. Maarif Nezareti, bu hastalıkla baş edebilecek araçları olan okulların hemen açılacağını açıklamıştır. (Zaman 6 Ocak 1919). Hastalıktan ötürü İstanbul Sultanisinin yatılı öğrencilerinden bazıları gündüzlüye geçmiştir. İspanyol gribinin aşısı yoktur. Sıhhiye Müdürlüğü, öksürük mendili kullanmak, hasta ziyareti yapmamak, kapalı mekânları havalandırmak, kalabalıklardan uzak durmak, hastalık süresince yataktan çıkmamak, ıhlamur içmek gibi tanıdık tavsiyelerde bulun muştur. (Fikriyat, internet)

Özel okullarda çocuk okutanlar, zamanında ödedikleri taksitlerin peşine düşmüşlerdir. Dişlerinden tırnaklarından artırarak taksitleri ödedikleri halde gerek salgın hastalıklar, gerek başka nedenlerle okullar iki ay geç açılmıştır. 10 Aralığa kadar okullar tatil edilmiştir, ne zaman açılacakları da belli değildir. (Yeni Gazete, 20 Aralık 1918) Maarif Nezareti, eğitimdeki iki aylık kaybın yılsonuna eklenerek telafi edileceğini açıklamıştır. (Edirne, 26 Aralık 1918)

VEBA DA VAR!

1919-1920 Öğretim yılının korkulu hastalığı da vebadır. Vakit, 4 Kasım 1919’da “Vebanın İstanbul tarafına atladığını” haber vermiştir. Ertesi günkü haberine göre ise “Veba, pek tehlikeli bir hal almıştır.” Bu nedenle okullar 6 Kasım 1919’da kapatılmıştır. Maarif Nezareti, bütün okullar ile fakültelerin 12 Kasım’dan başlayarak açılacağını duyurmuştur. (Vakit, 11 Ekim 1919)

Okullar sağlık kontrolünden geçirilmiş, açılmasında sakınca görülmeyenlerin, hafta başı olan 15 Kasım Cumartesi günü açılmasına karar verilmiştir. Veba görülen bölgelerin dışında kalan okulların öğrenci, öğretmen ve hizmetlileri aşılanacaktır. (İstiklal, 13 Kasım 1919)

Türk Dünyası gazetesi (11 Kasım 1919), okulların hepsinin değil, yatılısı da bulunan gündüzlü okulların tatil edildiğini yazarak bu kararı eleştirmektedir. Yatılı okullara giren çıkanların da bu hastalığı bulaştırabileceğini, bu nedenle bütün okulların açık olması gerektiğini yazmıştır.

“YASSI ŞİŞELER” AVRUPA’DAN GELMEMİŞ!

Vebaya karşı bütün öğretmen ve öğrencilerin aşılanması kararı alınmışsa da elde yeteri kadar aşı yoktur. Savaştan önce Avrupa’ya sipariş edilen “yassı şişeler” gelmemiştir. (Vakit, 25 Aralık 1919)

İspanyol gribi de sürmektedir. Ihlamur Kasrı’ndaki Şehzadeler Mektebi, İspanyol nezlesi nedeniyle 10 gün süreyle kapatılmıştır (Vakit, 25 Aralık 1919) Maarif Nezareti, üniversite de içinde olmak üzere okulları on gün süreyle yeniden tatil etmiştir. (Peyam, 29 Aralık 1919)

1921 yılında da Galatasaray Lisesinin okulda çıkan hastalık nedeniyle bir süre tatil edildiğini İleri’nin 8 Şubat 1921 tarihli sayısında okuyoruz.

1922 yılı başlarında İstanbul’da bu kez kızamık baş göstermiş ve okullara kadar yayılmıştır. Bir yandan da çocuklara çiçek aşısı yapılmaktadır. (Yeni Şark, 6 Şubat 1922)

Bu vesile ile sağlıkçılarımızın Tıp Bayramı kutlu olsun. (14 Mart 2020)