İstanbul'da seçimlerin tamamı yenilenmeli!...


Efendim neymiş, sandık başkanları usulsüz atanmış…
Evet, sandık başkanları ve görevlileri usulsüz atanmış ve tespiti yapılmış olabilir…
Peki bu görevlileri kim atadı, nasıl atandı?… Bunların analizi yapıldı mı?…

Peki iptal gerekçesi neydi?
“YSK’nın iptal gerekçesi iki hususa dayanıyor. Sandık kurullarında görev yapan bazı başkan ve üyelerin yasanın açık hükmüne rağmen kamu görevlileri arasından seçilmemesi ve yine bazı sayım döküm cetvellerinin imzasız ve boş olması seçim iptali sebebi sayıldı.
225 civarında sandık kurulu başkanının ve 3 bin 500 dolayında sandık kurulu üyesinin kamu görevlisi olmamasının, seçim sonucunu etkileyecek boyutta olduğu değerlendirildi.
Yine 22 sayım döküm cetvelinin boş, 101’inin ise imzasız oluşu iptal gerekçesi yapıldı.
YSK’nın kararına göre, yeniden yapılması gereken seçimde, seçmenler yalnızca İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı için oy kullanacak.”

Daha ötesi, ilçe belediye başkanları ve meclis üyelerini, muhtarı belirleyen seçimlerinin oyları da bu görevliler tarafından sayılmadı mı?
Bu soruların cevabı ortada…
Biz vatandaş olarak sandıkta oy kullanırken, tüm pusulalarımızı bir zarfa doldurup sandığa attık.
Buna itiraz eden var mı?
Öyle değil mi değerli okurlarım…

Bu durumda bir usulsüzlük, bir yolsuzluk var ise İstanbul seçimlerinin tamamı iptal edilmelidir.

Çünkü iptal gerekçesinin birinci maddesi sandık görevlilerinin atamasına dayandırılıyor.

O zaman buna tepkiler yine olacaktı ama, insanların anlayacağı bir durum hafızaya yerleşirdi.

Şimdi kimse akıl erdiremiyor duruma…

Demokrasimizin güvenliği olan Seçim İşleri Yüksek Kurulu’nun verdiği karar tarihe geçmiştir. Böyle bir karar bugün tartışıldığı gibi ileride de tarih kitaplarına girecek ve belki Hukuk Fakültelerinde ders notlarında da öğrencilere anlatılacaktır.

Gazeteci olarak 37 yıllık meslek hayatım boyunca hep doğruların yanında oldum. Böyle olmaya da devam ediyorum.

Mesleğimi hiçbir siyasi düşünce uğruna kullanmadım, kullananları da kınıyorum.
Bugün Türkiye’de gelinen noktada, herkes bir empati yapsın…

Empati yapmak doğruları bulmak için çok önemlidir… Bugün Cumhurbaşkanı Ak Prta Genel Başkanı Tayip Erdoğan bile bir empati yapsa, bu seçim sonuçları için alınan kararı doğru bulmayacaktır. Çünkü adil bir karar değildir.


Yukarıda da belirttiğim gibi, sandıklarda gayri resmi atamalar var, ve bu kişiler seçim sonuçlarını sayıp zapt altına alıyorsa, bu sadece büyükşehir değil, ilçeler, meclis üyelikleri ve muhtarlar dahil İstanbul’un seçiminin tamamen iptali demektir.

Onun için Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın YSK’nın bu kararına karşı bir seçimin tamamının yenilenmesi yönünde Kanun Hükmünde Kararname (KHK) yayınlayıp, bu adaletsizliği ortadan kaldırması gerekir diye düşünüyorum.

Yoksa bu karar en büyük zararı Ak Partiye verecek. İmamoğlu yüzde 60 gibi bir oy oranı ile kazanırsa Cumhurbaşkanı Erdoğan ne yapacak. İmamoğlu’nu tebrik mi edecek? Onu zaman gösterecek
Çünkü, bu karar sonrası Ak Partili bir çok seçmende yaptığı empati ile yanlışı görüyor. Yanı bu karar Ak Parti'nin kendi ayağına kurşus sıkmasından başka birşey değil.. Ak Parti seçimi kazansa da kaybetsede, bu karardan en büyük zararı görecektir. Tabi ki, Ak Parti'nin kazanması durumunda parti zarar görsede İstanbul'un rantından faydalanıp, rantları kesilenler tekrar işine bakacak.

Kısacası, YSK'nın verdiği kararı hiç adil hiç bir hukukçu onaylamaz. 

Bu seçim yenilenecekse tartışmaları ortadan kaldırması için tamamı yenilenmeli...

Belki idirazlar sonucu böyle bir kararda çıkabilir... 

Bekleyip görelim...