Kısır bir gündemin içerisinde, Ortadoğu’nun ortasında hareketlenmeye başlayan ayaklanmalar ve ayıklanmalar sürecine girmiş olduğumuzun bariz ve aşikar örneğidir…
Ama bir anlık tebessüm ve heyecana kapılıp, firavunların saltanatının sallandığını söyleyenlere bir çift sözüm var bu kadar acele etmeyiniz…
Çünkü heyecanınız ve sevinciniz kursağınıza düğümlenebilir.
Mısır topraklarına kök salmış, adı Mübarek ama tutumu davranışı
kukla olmaktan öte geçmeyen devlet yöneticisinin kurduğu düzendeki ağlar baya derin ve köklü…
Bunların izlerinin silinmesi kesinlikle kolay olmayacaktır.
Misyonunu ve vizyonunu tamamlayan her kukla yerinden indirilir.
Ama mutlaka ki onun yerine de bir kukla koyma çabası içine girerler…
Hüsnü Mübarek, miadını doldurmuş bir takvim yaprağı gibi Mısır’ın takviminden silinip gitse de, kurduğu çıkar ağının silinmesi kolay olmayacak…!
Oğlunun bile 40-50 milyar dolar varlığından ve ülkedeki bir çok yabancı şirketle ortaklığından söz edilirken, çıkar çarkının bütün dişlilerini ve köşe başlarını bu küflü zihniyet tutmuşken,
Mübarek’in iktidardan gittiğini söylemek biraz erken ve acele olur.
Yazdığım ve ifade etmeye çalıştığım karamsarlık değildir.
“Surda bir gedik açtık.. Mukaddes mi Mukaddes...” gerçeği kesin olmakla beraber, rehavete ve bu iş tamam demeyi gerektirmediğini ifade etmek istiyorum.
Hiç kolay olmamıştır, Firavunların saltanatını yıkmak, haramilerin düzenini bozmak, azim ve çalışmayla kurulan köhne düzenleri gene azim ve imanla yıkmak gereklidir…
Kardan adamlar, Halk güneşi ile erimeye başlamaktalar…
Eğer ki bu eriyen kardan adamlardan kurtulduk diye naralar atmaya başlayıp, bu azimlerini tüketirlerse o kardan adamların eriyen sularında boğulurlar…
Bütün yılgınlıkların ardından filizlenen yıkım, imarı ve inşayı zorunlu kılar.
Şimdi daha fazla çalışma ve daha fazla hareketlenme zamanıdır...