Korkmak…

Allah'tan kim korkar yukarıda yazdıklarımı yapanlar korkar.

Korkmak…

İnsanlar dünyada ortaya çıktığından beri korkuları vardır ve hiç bitmemiştir.

Allah'tan korkmak.

Oysa doğru düzgün bir insan olsa, çalmasa, kamu malıyla zengin olmasa, insanlara kötülük etmese, adaletli olsa, insanlara eşit davranabilse Allah'tan korkmasına gerek yok.

Allah'tan kim korkar yukarıda yazdıklarımı yapanlar korkar.

Onlarda sürekli Allaha dua eder ”Allah’ım günahlarımı affet” diye.

Ayrıca Anadolu İslam anlayışında Allah korkusu yerine Allah sevgisi kabul edilmiştir.

Bu anlayışın en yalın temsilcileri Yunus Emre ve Mevlana’dır.

Cinlerden şeytandan korkmak.

Bu durum daha çok Müslüman ülkelerin korkusu.

Laik seküler toplumlarda bu korku aşılalı tam üç yüz yıl oldu.

Devletten Korkmak.

Devlet halkının emrinde halkın vergileriyle hizmet eden bir kurum anlayışıyla hizmet eden namuslu, şerefli, kanunlara uyan, çalmayan çırpmayan, devlet imkanlarıyla soyunu sopunu zengin etmeyen, her türlü fikre saygı gösteren bir devlet olsa kimsenin korkmasına gerek yok.

Halk devletinden korkuyorsa devleti ele geçiren geçici kişilerin kötü ve adaletsiz insanlar olmasından dolayıdır.

Anadolu da korku yaratan devlete ”Dövlet” derler.

Ölümden korkmak.

İnsanlık var dolduğundan bu yana doğuyor ve ölüyor.

Bunu en çokta muktedirlerin bilmesi gerekir.

Sen bunu bilerek dünya üzerinde kısa bir süreliğine yaşıyorsun.

Elbette yüz elli yıl sonra dünyada doğmuş olsaydın belki de ölümsüzlükle tanışacaktın.

Bu da mümkün değil, insanların yüz yıl boyunca ölmediğini düşünecek olursak dünya üzerinde sürekli çoğalan bu kadar nüfusu nasıl besleyeceksin? (Minnacık haplarla diye yazanlar da var. Sabah bir hap, akşam bir hap bu kadar.)

Dolayısıyla dünyanın yaşanabilir olması için ölmemiz gerekiyor.

Bunun içinde bu yalın gerçeği kabul edip o kısacık sürede dünyanın sana sunduklarıyla mutlu olman gerekiyor.

Bir de sonsuza kadar ölmeden yaşamak duygusu var ki bu da kutsal kitapların cennet diye sunduğu bir teolojik kabuldür.

Buna inananlarda hiç ölmeden sonsuza kadar cennet yoluyla yaşayacaklarına inanır.

Bu da ölüm korkusundan kurtulmanın başka bir yoludur.

Elbette bu korkuları çoğaltmak ve uzatmak mümkün.

Babadan korkmak,

öğretmenden korkmak,

arkadaşlarının ihanetinden korkmak,

dünyaya gök taşı çarpmasından korkmak,

kutsal kitapların bahstettiği kıyamet gününden korkmak,

depremden korkmak.

Bir de İmamoğlu’ndan korkmak var ki henüz çaresi bulunamadı. Bunun yorumunu da siz yapın.

İşte yüzlerce korkuyu yenmek için insanlık ya dine ya da bilime sarılmıştır.

İlk insan yıldırımdan çok korkarmış bilim yıldırımın ne olduğunu çözdüğü için bu gün insanlık yıldırımdan korkmuyor.

Bilimde ilerleyenler ve bilimin analitik düşünme yeteneğini kazananların korkuları daha azalmıştır.