İktidar Asgari Ücrete yüzde 50’ye yakın zam yaptı. Asgari ücret alanlar için fena bir para değil. Ama, Türk Lirası’nın her dakika değer kaybı bu zammı bitiriyor.
Tamam elimize geçen para yüzde 50 arttı, ama sokağa çıktığımızda, markete veya bir alışveriş merkezine gittiğimizde, arabamıza bindiğimizde ihtiyacımız olan yakıt, yiyecek, giyecek her şeye daha fazla zam geliyor. Dolaysıyla aldığımız zam ile bir refaha ulaşmamız mümkün değil.
Günlük hesap yapma yerine son üç ay üzerinden dolar kurunun TL’de uğradığı zararı bir görelim.
17 Eylül 2021 günü; 1 dolar 8.65 TL. O gün asgari ücret; 2850 TL : 8.65 = 330 Dolar…
17 Aralık 2021 günü; 1 dolar 16.23 TL. Bugün asgari ücret 4253 TL : 16.23 = 262 Dolar…
Bu durumda asgari ücret artmış mı oluyor.
17 Eylül’de asgari ücretlinin eline dolarla eşleştirdiğimizde 5 bin 355 TL para geçiyordu.
Yani bugün asgari ücretin zam yaptık denilebilmesi için en az 6.000 (6 Bin) TL olması gerekirdi.
TL’nin değer kaybı karşısında yine vatandaşın cebinden çıkıyor her şey. Aynı zamanda devletinde bütçesi ciddi anlamda zarar görüyor. İşverenin durumu ise hiç iç açıcı değil. Bu artış gibi görülen asgari ücret, çok saylıda çalışanın işsiz kalmasına da neden olacak.
Türkiye, ürettiği ürünlerin bile ham maddesini yurt dışından satın alan bir ülke haline gelmiştir. Belki bu döviz kurunun yüksekliği yabancı yatırımcıları Türkiye’ye çekebilir.
Yabancılar için Türkiye’de üretim yapmak, işçi çalıştırmak çok bir para olmayacak. Bugün Avrupa ve Amerika’da asgari ücrete en az 1500 dolar gibi bir ödeme yapılıyorsa, Türkiye’de 262 dolar karşılığında işçi çalıştırabilecek.
İşte Ekonomist Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın da kalkınma projesinin önemli bir ipucu buradan çıkıyor gibi geliyor bana.
Türkiye’de devlet rezervinde döviz kalmadığı ve bu nedenle yabancı yatırımların gelişiyle ülkeye para akışı sağlanacağı düşünülüyor gibi görülüyor.
Bu ne kadar faydalı olur. Bugün ihracat rakamlarımızın da artığı ifade ediliyor.
İhracatımızın artması tabi ki ülkeye bir katkıdır, ancak, üretimin getirdiği paranın dışarıya gitmesi yine bizde sıkıntı oluşturacaktır.
Şimdi bu sıkıntıları gören hükümetin kısa sürede seçime gitmesi kaçınılmaz gibi görülüyor.
Seçimi şimdilik gündem yapmayacaklardır.
Asgari ücretle milletin ekmeğine yağ sürülmüş gibi görülüyor.
Ama yukarıda belirttiğim rakamlar bunun böyle olmadığını çok iyi gösteriyor.
Ancak, bizim vatandaşlarımızdan bir çoğu rakam hesabı yapma yerine verilen rakama bakıp her şeyin iyi olduğunu düşünüp alkışlar.
Hükümetin önünde şimdi Emekli ve Memurlara verilecek zamla, EYT ile 3600 ek gösterge sözleri var.
Emekli maaşından bahsetmişken, şu noktaya da dikkat çekmek isityorum.
Emekli maaşlarına da bir taban fiyat uygulaması getirilsin. Bu da asgari ücret olabilir. En az emekli maaşı asgari ücret olsun. Bunu iktidarın ve siyasi partilerin gündeme alıp tartışmasını tavsiye ederim.
Bugün asgari geçim standartlarına baktığımızda 4 kişilik aile için 13.000 TL civarında gelir ifade edilirken, 1500 TL civarında emekli maaşları içler acısı…
Yılbaşı ile birlikte bunlarla ilgili de karar alınırsa, seçim tarihi hemen belirlenir. Çünkü 2023 Haziran ayını beklemek, ‘Cumhur İktidarı’nı yine sıkıntılı bir döneme taşır. Ama bu paralar verilmişken, hemen karşılığını istemek işlerine yarayabilir.
Peki bir seçim olsa sonuç ne olur. Bunun tahminlerini nasıl yapabiliriz. Bugün iktidarın getirdiği durum ortada… Ancak muhalefet ne durumda. Muhalefette de iç açıcı bir durum göremiyorum.
Yaklaşık 20 yıldır iktidarda olan Recep Tayyip Erdoğan’ın partisi hala muhalif tarafın birinci partisiyle aynı oyu alabilir gözüküyor. Bu durumda Muhalefetin kendisini sorgulaması gerekmiyor mu.
Gerçi CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu bu sorgulamayı yaptı. Milletten özür dileyip helallik istedi. Bu da küçümsenmeyecek bir olay.
İyi Parti Lideri Meral Akşener, halkla diyalog açısından fena gözükmüyor.
DEVA Partisi Lideri Ali Babacan, Gelecek Partisi Lideri Ahmet Davutoğlu ikisinde AKP’nin içini en iyi bilen, parti içinde nelerin olup bittiğini, politikaların nasıl yürütüldüğünü, arka planda nelerin döndüğünü tahmin edebilecek bilgilere sahip iki lider. Bir seçim trafiğinde bu iki liderin yapacağı açıklamalar da toplumda önemli algı oluşturacaktır.
Onun için Cumhur İttifakı, bu gün her ne kadar “Seçim zamanında olacak . 2023 Haziran ayında yapılacak” dese de 2022 HAZİRAN ayında olabilecek bir “SEÇİM KARARI” kimseyi şaşırtmasın.
Bekleyelim görelim…
Tüm okurlarımıza Sağlıklı günler…