Ne kadar ölüm o kadar para....
Yoktan yaratılan bir canlının anne karnında dokuz ay ve daha sonrada ölene kadar çocuk şefkatiyle sarıp sarmalama duygusu içinde süren sıcacık bir yaşam.
Bizim gibi toplumlar da bir anne küçücük yavrusunu kucağına aldığında onun ileriki yaşamında nasıl bir hayatın içinde olabileceğine karar verme iradesinin ve gücünün olmadığını hepimiz iyi biliyoruz.
Faili meçhul bir kader anlayışı içinde bilmeden, görmeden, yorumlamadan süren bir hayatın kişiyi nereye savuracağını bilmeden süren bir yaşam.
Son günlerde ölümler üzerinden kusarcasına siyaset yapanları, oy devşirenleri gördükçe,gençlerin neden öldüklerini daha iyi anlıyorum.
Ana çocuğunu doğurduğunda onu şefkatle sıcacık duygularla kucaklar ve iyi bir yaşan içinde ömrünü tamamlamasını ister.
Hangi anne çocuğunun dağda terörist, askerde şehit,şehirde eylemci,madende grizu patlaması sonucunda öleceğini tahmin edebilirki?
Dağda terörist dediğimizin annesi olduğu gibi, madende ölenin de, askerde şehit olanın da annesi olabileceğinin empatisini kuramayan bir toplum mühendisliği yaratılmış durumdadır.
Dağda terörist diye ölenin annesinin ağıtlarını herhangi bir televizyon kanalında bu güne kadar izleyen oldu mu bilmiyorum.
Ben biliyorum ki ölüm nerede nasıl olursa olsun anne aynı acıyı aynı yürek parçalanmasını yaşayacaktır.
O halde dağda ölen gencecik kadın bedenini teşhir eden vicdanı bu toplum yargılamadığı sürece, askerde ölen veya şehit olan gencin acısı ne kadar derinse dağda ölenin annesinin de aynı acıyı yaşadığını anlayamadığımız sürece bu toplumda ölümler üzerinden ticaret siyaset devşirenler iştahla işlerini yapmaya devam edeceklerdir.
Ölüm simsiyahtır, kötüdür, acıdır, kirlidir.
Bütün inançlar, ideolojiler, kutsal değerler insanın yaşaması, daha iyi yaşaması için ortaya çıkmıştır.
Bunun tersini söyleyenler ve ölümlerin iyi olduğunu güzel ölüm olduğunu söyleyenler ise o ölümler üzerinden çıkar devşiren sahtekarlardır.
Bir anne çocuğunu doğurduğunda dağda PKK militanı olarak öleceğini veya DHKP-C,İŞİD militanı olarak vücudunun parçalanacağını bilerek çocuk büyütmez.
O çocuklar neden dağdadır, neden örgütte militandır bunun nedenlerini bilmeden onlarında insan olduğunu çocuk olduğunu bilmeden ölümü ayrıştıranları sorgulamadan neden, niçin, nasıl sorularının köklerine inmeden bu ölümler bitmeyecektir.
Çocuk büyümüş siyasal İslamcı olmuş İBDA-C,İŞİD,PKK militanı olmuş ve Suruç ta 34 genç insanın canını almış.
Bu çocuklar bu hale nasıl geldi, bu çocukları kim canavar haline getirildi sorularını sormadan ölümleri iyi oldu kötü oldu istatistiğinin cazibesine kapılmış bir toplum modeliyle karşı karşıyayız.
Bu çocukları bu hale kim getirdi?
Kim İslam'ın bir cinayet katliam dini haline gelmesine sebep oldu?
Kim sol adına insan öldürmeyi kutsallaştırdı?
Kim veya kimler dağda ölümü ilahlaştırdı.
Kim? kim? kim?
Biz toplum olarak olayların köküne inmeden, neden niçin nasılı sormadan, olayların bilimsel, sosyal köklerine bakmadan ölümleri ayırarak ''iyi ölüm, kötü ölüm, güzel ölüm, cennete giden ölüm,cehennem giden ölüm'' diye ayırt ettiğimiz sürece bu iş bitmeyecektir.
Ölüm nerede olursa olsun her gencin anasının babasının olduğunu her ölümün kötü, pis, kirli olduğunu her ölümün her annede aynı acıyı yarattığını anlamadan toplumsal ölüm özlemi cinneti bitecek gibi görünmüyor.
Bundan dolayı ben bir insan olarak evlat sahibi, torun sahibi yurtsever bir birey insan sever bir kişi olmanın mücadelesiyle buralara gelmiş birisi olarak bütün ölümleri acıyla elemle karşılıyorum.
Daha iki ay öncesine kadar bir el ölümlerin önünde engel olarak dururken, aynı el ölümlerin olması için geçiş vermiştir.
İşte bu ülkenin fakiri, fukarası o eli kırmadığı sürece o elin kendi dostu gibi görünmesine rağmen baş düşmanı olduğunu fark edemediği sürece ölümler devam edecektir.
Bu ülkede o el ne kadar çok ölüme vesile olursa o kadar çok para kazanacağını bilir.
Tıpkı mafyalar gibi,
Öldürttüğü adamın cenazesinde üzgün keder dolu maskesini takar cenaze merasimine katılır.
Öldürttüğü kişinin eşine dostuna sarılır rolünü oynar oradan ayrıldıktan sonra da yeni ölüm oyunlarının senaryosunu yazmak için işinin başına döner.
Maalesef bu ölüm sarmalını çözebilecek toplum modellerini ve siyasal partileri ülke gerçekleri kapatmaya ve karartmaya devam ediyor.
Hiç bir güç bu karanlık elleri deşifre edemiyor, fakir fukaraya, garip gurabaya bu çirkin yüzleri tanıtamıyor.
Fakir fukara dağda, orduda, şehirde, sokakta, trafikte,selde,denizde,gölde kirli pis ölümlerin öznesi olmaya devam ediyor.
Onlar ise ölümler üzerinden fani dedikleri bu dünya üzerinde para kazanmaya, zevk sefa sürmeye devam ediyorlar.