OHAL’de Türkiye sistemi Başkanlık…
Öncelikle Recep Tayyip Erdoğan'ı takdir ve tebrik ediyor, başarılar diliyorum.
Cumhuriyet dönemi çok partili sistemde Erdoğan gibi halkın nabzını tutup üst üste 4 dönem tek başına seçim kazanıp başarılı olan başka bir lider yok.
Sevenin de sevmeyenin de tebrik etmesi gerekir.
Peki Erdoğan bu seçimleri nasıl kazanıyor?
Öncelikle muhalefet partilerinin bu soruyu kendilerine sorması gerekir.
Halkın nabzını iyi tutuyor. Halkın ne istediğini, nasıl kendisine bağlayacağını iyi tesbit ediyor. İşte bunun için Erdoğan'a yüklenme yerine kendinizi bir sorgulayıp, kendinizi elden geçirin.
Haa Erdoğan devletin tüm imkanları ve elinde topladağı medya gücünü iyi kullanıyor.
Evet iyi kullanıyor, ama oy almak için sadece bu güç yetmez.
Halka ne veriyor, biz ne verebiliriz? Bunu düşünsünler.
Artık siyaset meyldanlardan bağırmakla da yeterli olmuyor. Halka bire bir gidip ikna edebiliyormusun. İşte o zaman başarılı olabileceksin. AKP bunu iyi yapıyor. Mahalle teşkilatlarına, sokak, apartman temsilcilerine kadar halkal bire bir çalışıyor...
***** ***** ***** *****
Halkın yüzde 52. 6 oyu ile seçilen ve Türkiye’nin ilk partili Cumhurbaşkanı olan Tayyip Erdoğan halka yeni umutlar verirken, yeni sistemle daha iyi bir yönetim sergileneceğini ve bürokratik engellerin hızla aşılacağımesajını verdi. 15 Temmuz hain darbe girişimi ile başlayıp seçime kadar devam eden Olağanüstü Hal (OHAL) niteliğinde bir sistem olan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile yönetim başlıyor...
Sisteme geçmeden seçimin galibi kimdir diye sorulursa...
'Bahçeli' derim. AK Parti oyları yüzde 42'ye düşerken, MHP oyları iddiaların tersine yerinde saydı. Ve Tayyip Erdoğan'ı direkt MHP seçmeni başkan yaptı. Yani AKP'nin yüzde 42'sinin üzerine koyacağınız MHP'nin Yüzde 10'u Erdoğan'ı ilk turda Cumhurbaşkanı yaptı.
MHP Lideri Bahçeli artık Türkiye'de kilit isim. Milletvekili sayısı az olsada Ak Parti MHP'ye mahkum. MHP ne derse o oulur..
Belli mi olur şimdi Kasımda Erken Yerel seçim derse de kimse şaşırmasın.
Dermi der...
Bakalım zaman ne gösterecek...
***** ***** ***** *****
Şimdi yeni sistemi biraz irteleyelim.
Türkiye tarihinde ilk kez Pazar günü Haziran’da cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimleri birlikte yapıldı. Bu seçimlerle birlikte 16 Nisan 2017’deki referandumda kabul edilen cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi de tamamen yürürlüğe girdi.Bu seçimlerle birlikte 16 Nisan 2017’deki referandumda kabul edilen Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi de yürürlüğe girdi.
Böylece Türkiye’nin yönetim sistemi değişmiş oldu. Parlementer sistem yerine Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi diye, dünyanın hiç bir ülkesinde olmayan, tamamen Türkiye’ye özgü yönetim biçimi yürürlüğü girdi.
Bu sistemin de ilk lideri ise sistemin mimarı olan Recep Tayyip Erdoğan...
Peki Türkiye’nin yeni yönetim sistemindeki bu değişiklikler ne getiriyor?
Başbakanlık makamı kaldırıldı. Seçilmiş Başbakan AhmetDavutoğlu’nun yerine bir nevi atama ile getirilen Binali Yıldırım Türkiye’nin son Başbakanı olarak tarihe geçti.
Yürütmeye ait tüm yetkiler Cumhurbaşkanı’na aktarılıyor.
Cumhurbaşkanı hem devletin hem de hükümetin başı oluyor.
Cumhurbaşkanı bakanları, üst yargının birçok üyesini, üst düzey çok sayıda bürokratı ve sayısı yasal düzenlemelerde belirtilmeyen Cumhurbaşkanı yardımcı ya da yardımcılarını atama yetkisine sahip.
Görüldüğü gibi artık yüksek yargı organlarının başındaki kişileri bile Partili Cumhurbaşkanı atayacak. Yani yüksek yargı bile siyasi yürütmenin tamamen elinde olcak.
***** ***** ***** *****
Bütçeyi hazırlama ve Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne (TBMM) gönderme yetkisi de cumhurbaşkanına geçiyor. TBMM’nin, Cumhurbaşkanı tarafından hazırlanan bütçe tasarısını reddetmesi halinde ise bir önceki yılın bütçesi yürürlükte kalmayı sürdürüyor.
Cumhurbaşkanı TBMM’ye sormadan erken seçim kararı alma yetkisine sahip. TBMM’de erken seçim kararı alabiliyor. Ancak TBMM’nin bu kararı alabilmesi için 3’te 2 çoğunluk gerekiyor. Bir başka deyişle üye tam sayısı 600’e yükseltilen mecliste 360 oyla alınabiliyor.
Ayrıca TBMM’ye Cumhurbaşkanı hakkında soruşturma açma yetkisi de veriliyor. TBMM üye tam sayısının salt çoğunluğunun, yani en az 301 milletvekilinin vereceği önergeyle cumhurbaşkanı hakkında soruşturma açılması talep edilebilecek, üye tam sayısının beşte üçünün, yani 360 vekilin oyuyla soruşturma açılmasına karar verilecek ve soruşturma açılmasının ardından Yüce Divan’a sevk için ise üçte iki çoğunluk, yani 400 milletvekilinin desteği gerekiyor.
***** ***** ***** *****
Görüldüğü gibi bu da hiç bir zaman olmayacak bir çoğunluk olarak görülüyor. Çünkü, bu sistemde yüzde 50’nin üstünde oy ile seçilmiş bir Cumhurbaşkanı’nın partisinin karşısında muhaliflerin bu rakama ulaşamayacağı açık bir şekilde görülüyor.
Bu da gösteriyor ki, “Yürütme gücü” tamamen Cumhurbaşkanı’nın elinde toplanıyor. Yani herşey tek kişiye teslim ediliyor. Seçim öncesi OHAL’de uygulanan sistem gibi Cumhurbaşkanı istediğini yapabilme yetkisine sahip.
Ancak başta iktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi ise bu düzenlemelerin istikrar getireceğini savunuyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, meclisin ve milletvekillerinin “tarihte ilk kez kendi iradeleriyle yasama çalışması yapma” imkanına kavuşacağını söylüyor.
Muhalefet ise yeni sistemin “tek adam rejimi” olacağı eleştirilerini yöneltiyor. Muhalefet partileri ve cumhurbaşkanı adayları seçilmeleri halinde parlamenter rejimi geri getireceklerini vaat ediyor.
Erdoğan, daha önceki açıklamalarında Batı’daki başkanlık sistemlerini de örnek olarak göstermişti.
***** ***** ***** *****
Batı’daki başkanlık sistemleri
ABD’de kuvvetler ayrılığı ilkesi çok katı bir şekilde uygulanıyor ve yasama, yargı ve yürütme arasında kesin ayrımlar yer alıyor.
Kongre’nin bütçe tasarısını reddetmesi halinde, bir uzlaşmaya varılan kadar federal hükümet “kepenk indiriyor.”
Yüksek yargı ve kabine üyelerini başkan atıyor. Ancak bu kişilerine göreve başlayabilmesi için Kongre’den onay almaları gerekiyor.
Fransa’da hükümetin başı başbakan ve bazı dönemlerde hükümet ile cumhurbaşkanı farklı partilere mensup olabiliyor.
Fransız cumhurbaşkanı ülkenin en üst yargı organında görev yapan 9 yargıcın üçünü atayabiliyor. Bu sayı Türkiye’de 15’te 12.
Yeniden seçilme ile ilgili düzenlemeler
Türkiye’deki yeni sistemde de ABD’de olduğu gibi başkanlık süresi iki dönemle sınırlandırılıyor.
Buna göre, bir kişi 5’er yıldan en fazla iki dönem ve toplamda 10 yıl cumhurbaşkanlığı yapabiliyor.
Yeni düzenlemelerde buna istisna olarak, bir kişinin ikinci dönem cumhurbaşkanlığı sırasında TBMM’nin erken seçim kararı alması getiriliyor.
Buna göre, cumhurbaşkanının ikinci döneminde TBMM’nin erken seçim kararı alması halinde ise aynı kişi üçüncü kez aday olabiliyor.
Cumhurbaşkanlığı makamının “herhangi bir nedenle” boşalması halinde 45 gün içinde yeni seçimlerin yapılması ve bu süre içerisinde de cumhurbaşkanı yardımcılarının birinin vekale etmesi öngörülüyor.
Genel seçimlere bir yıldan daha az bir zamanın kalması halinde de TBMM seçimlerinin de cumhurbaşkanlığıyla birlikte yenilenmesi gerekiyor.
Seçimlerin yenilenmesi kararının alınması halinde, bunun 48 saat içinde Resmi Gazete’de yayınlanması ve takip eden 60’ncı günden sonraki ilk Pazar günü hem cumhurbaşkanlığı hem de TBMM seçimler birlikte yapılıyor.
Vatana millete hayırlı olsun…