Ölüm yolunda yaşamak.
Askerler şehit oluyor siviller ölüyor.
Her yöresinde diyorum doğuda kirli pis bir savaş sürerken, batı da göçmenlerin çoluk çocuk ölümlerine şahit oluyoruz.
Batı bölgemiz yani Marmaris, Bodrum, Fethiye tatil bölgelerinden ziyade göçmenlerin ölülerinin sahillerine vurduğu yöreler olarak anılmaya başlandı.
Kim ne derse desin dünyanın dengesiz ekonomik yapısı orta yerde durduğu sürece bu olaylar bitmeyecektir.
Bir tarafta bir lokma ekmeğe muhtaç milyonlarca insan,diğer tarafta bolluktan kıçları karınları büyümüş şişmanların ülkeleri.
Bir tarafta kedisi öldüğünde üç gün yas tutan bir kültür, diğer tarafta çocukları her üçer beşer ölen fakir insanlar.
Bir tarafta ''Allah verdi Allah aldı'' derken diğer tarafta ölümlerin sebebini araştıran bilime inanmış kafalar.
Diğer tarafta Emperyalist ülkeler silah sattığı sürece petrol için çıkar için insanları birbirine düşman ettiği sürece göçte bitmez, ölümlerde, şehitlerde.
Sadece ülkeyi yönetenlerin kısa koltuk hesapları için emperyalist ülkelerin çıkarlarına alet olmaları ve bile bile ''müttefikim dostum'' demelerini içime sindiremiyorum.
Bu gün güneydoğuda olanların Irak'ta ve Suriye de olanların kökünde ne olduğunu ülkeyi yönetenler bilmiyor mu?
Elbette bal gibi biliyorlar.
Katil sensin diyemiyorlar,defol git toprağımızdan bizimle oynama,kardeşi kardeşe düşman etme diyemiyorlar.
Ne diyorlar'' Üst akıl''...
Bu üst akıl kimdir açık açık söylesene hayır söyleyemezler çünkü üst akıl dediği emperyalist onu çoktan kafa kola almış olduğu için sadece üst akıl diyebiliyor.
Defol git emperyalist diyemiyorlar.
Diyenlerin başına neler geldiğini çok iyi biliyor.
Bir lider çıtı dediki;
Toprak işleyenin su kullananın.
Emperyalist haşhaş ekemezsin diye baskı yaptığında dediki;
''Gölge etme başka ihsan istemem.''
Kıbrıs'a müdahale edemezsin dendiğinde'' Bizim garantör devlet olarak buna hakkımız var'' dedi ve müdahale etti.
Sonuçta ne oldu?
Sana yağı,tüp, benzin, ekmek, sigara kuyrukları, silah ambargoları ve halkı canından bezdiren kaotik ekonomik yapı.
Bütün bunlar ne zaman iktidar olduysa o zaman Ecevit'in başına geldi.
En son iki bin bir krizinde ''Saddam'a müdahalede biz yokuz, incirlik üssünü vermeyiz,emperyalist askerlerini ülke toprağına sokmayız'' dedi ne oldu?
Bir gecede dolar iki katına çıkıverdi ve her iktidar oluşunda bağımsız Türkiye düşüncesinin önüne emperyalistler ve yerli satılık işbirlikçileri set çekti.
Bizim fakir fukara garip guraba eğitin düzeyi ortlama beş yıl olan sevgili halkımız da Ecevit'i sürekli beceriksiz, ülkeyi kuyruklara mahkum eden, dirayetsiz birisi olarak tanıdı.
Emperyalistler şimdi ne yapıyor?
Ne isteniyorsa veriliyor,incirlik açılsın deniliyor açıyorlar,Türkiye uçakları komşu toprakları bombalayacak diyorlar bombalıyorlar kuzey Irak tan sonra kuzey Suriye de bir Kürt devleti kurulacak diyorlar karşı çıkar gibi yapıyor koltuk gidecek gibi durunca okey patron deyiveriyorlar.
Oysa bu ülkede Kürt- Türk ilk defa birlikte şunu yapabilir.
Ey emperyalist bu coğrafyadan elini çek sorunlarımızı biz çözeriz, sana ihtiyacımız yok,kanlı ellerini üzerimizden çek defol git kahrolası emperyalist diyebilirler.
Kahrolsun emperyalistler defolun topraklarımızdan diyemiyorlar.
Zorla kuzey Irakta da, kuzey Suriye de de Kürtler emperyalistlerin kucağına itiliverdi.
Yani bizler kardeşçe yaşamanın şartlarını kurmak için büyük fırsatlar yakalamışken barışı yok ettik tekrar savaşı tercih etik.
Kürtleri emperyalistlerin müttefiki yaptık,kardeşi kardeşe düşman ettik.
Şimdiyse Kürt-Türk gençleri her gün onar yirmişer bir birini emperyalistin sattığı silahlarla katlederken biz Hollanda'yı 3-0 yendik diye seviniyoruz.
Oysa gollerin Hollanda kalesine girdiği dakikalarda onlarca gencin yüreğine kalleş kurşunlar saplanıyordu.
İşte biz böyle bir ülkeyiz ve içten teslim alınmışız bundan dolayı emperyalist oyunları görüyoruz görmezden geliyoruz çünkü gören Ecevit örneği orta yerde duruyor.
Bu ölümleri yaşayan aileler kardeş kavgasında her ölüm sonrasında ''On tane daha olsa ölüme gönderirim'' diyerek ölüm üzerinden ticaret yapanlara,siyasi rant bekleyenlere ''Siz merak etmeyin sizin saltanatınız için biz her an her dakika ölüme hazırız'' mesajı veriyorlar.
Ey fakir fukara anam babam sen böyle konuştuğun sürece bu ülkede ölümler bitmez,şehitler gelmeye devam eder.
Halk ölümlere tepki vermeli bu acıyı yaşatanlardan hesap sormalı ölüm acıdır kalleştir pistir buna neden olanları lanetlenmeli.
Halk tepkisi olmadığı sürece fakir fukara garip guraba çocukları ölmeye devam edecektir.
Not:Bu yazı 16 askerin Dağlıca da şehit edilmesi ve ölümler üzerine yazmaya çalışırken Iğdır'dan on üç polisin şehit edildiği haberi geldi.Kim bu ölümlere sebep oluyorsa kim kandan çıkar umuyorsa Allah belasını versin,aynı acıları onlara da versin.