Oturduğunuz bina tabutunuz olmasın!

OTURDUĞUNUZ BİNA TABUTUNUZ OLMASIN !

Kartal'da çöken binanın son olması ve bir daha minnacık canların enkaz altından çıkmaması en büyük dileğim.

Dilemekle veya dua etmekle binaların ayakta kalamayacağını bilen bilimsel akıl, Kartal faciasının da son olmayacağını bilir, buna rağmen gene en büyük dileğimiz son olması.

Oturduğumuz binalar içinde çökmeye hazır binalar olduğuna göre o halde vatandaş olarak ne yapalım?

Başımız ,midemiz,kolumuz,böbreğimiz ağrıdığında nasılki doktora gidiyorsak binamızda da bu tür sıkıntılar gördüğümüzde mutlaka bir mühendise gitmeniz gerekiyor.
Binada bu sıkıntılar ne olabilir?

Dış kapıdan apartmana girerken giriş kapısının kenarlarında sıva dökülmeleri,kolonlarda(direk),kirişlerde(yatay taşıyıcılarda) çatlak ve dökülmeler varsa,

Merdivenden çıkarken merdiven kenarlarının duvarla birleştiği yerlerde ayrılmalar varsa,

koridorlarda tavan döşemesi ile duvarların birleştiği yerlerde ayrılmalar boşluklar varsa,

evin içine girdiğinizde salonda ve odalardaki duvarlarınızda çatlamalar ve boyuna uzun çizgi şeklinde çatlaklar oluşmuşsa,
banyoda, fayansların derzlerinde tavanla birleşme yerlerinde derin ayrılmalar çatlaklar varsa,

tuvalette muslukların diplerinde ayrılmalar varsa,
pencereleriniz dış pervazlarının duvarla birleştiği yerler boşalmışsa,

mutlaka tanıdığınız bir mühendis veya belediye yapı denetim müdürlüğünden bir yetkiliyi çağırın baktırın.

En önemliside daire içindeki kolonlarda 45 derece açıyla çatlaklar olmuşsa,

kirişlerde dikey,kırk beş derece açıyla çatlaklar varsa, mutlaka bir mühendise haber verin.

Binanın camları zaman zaman çatlıyorsa,kırılıyorsa,
evde otururken camlarda çıtır,çıtır sesler geliyorsa,

evin içinde odanın döşemesinde küçük toplar veya misketler bir yerde sabit kalamıyorsa, odanın diğer tarafına doğru yuvarlanıyorsa,

mutlaka bir mühendise başvuru yapın.

Binanın bodrum katları daha çok yeraltı sularına maruz kalan yerlerdir.

Eğer temelinde zemin yalıtımları yapılmamışsa,

temelden itibaren bina suyu çekiyor ve su bodrum kattaki kolonlara kadar çıkıyor ,hatta üst katlara kadar gidiyorsa,

bu durumda suyu alan demirlerde hacim genişlemesi olur ve üzerindeki betonu dışa doğru patlatır.

Bu durumda demir çürüyor,paslanıyor(korozyon) demirin ve betonun taşıma gücü ortadan kalkar.Tıpkı insanın kemiklerinin zayıflaması ve en küçük dış etkiyle kırılması gibi,dikey taşıyıcı kolonlarda bu durumda en küçük bir dış etki altında,kar yükü, rüzgar ve depremde,kendi düşey yükleri altında kırılıverir.

Eğer bu tür durumlarda, bodrum katlardaki kolonlarda bu tür durumlar varsa,

mutlaka bir mühendise veya belediyenin yapı denetim müdürlüğüne veya serbest çalışan yapı denetim şirketlerine baş vuru yapın.

Evin dış cephesinde kaplama malzemeleri çatlamışsa,
cam mozaikler yarılmış ,düşmüşse bunlar binanın kontrol edilmesine nenden olan olaylardır.

Ayrıca binanın 2000 yılından önce yapılmışsa mutlaka binanın beton kontrolleri ve demir kontrolleri yapılmalıdır.

Eğer projesinde üç kat imar verilmiş ama yerinde üç kattan daha fazla kat bulunuyorsa,

o binaya acil bakılmalı kontrolleri yapılmalıdır.

İmkanınız varsa, o binadan hemen taşının,oturmayın derim.

En son İstanbul Bahçelievler'de bu tür bir bilince sahip olan bir yurttaş sayesinde binanın kötü olduğu tespit edildi ve bina boşaltıldı.

Bunun anlamı, o binada en az kırk, kır beş yurttaşın canı kurtulmuş oldu.

Bunları niye yazıyorum,bu ülkenin imkanlarıyla okuduğum için mühendis olduğum için sorumluluk duygum beni rahat bırakmıyor.

Bu tür kötü binaların ne olduğu konusunda bir rakam vermek istemiyorum ama şundan eminimki, İstanbul'un hemen hemen her mahallesinde bu tür kötü binaların içinde insanlar yaşamaya devam ediyor.

Şehri yöneten insanlar ise, bu durum olana kadar bu binaların kontrollerini yapmayarak görevlerini ihmal ediyorlar daha sonra da ölümler olunca ''Takdiri ilahi'' diyerek kendi beceriksizliklerini ilahi kudrete havale edip kurtulduklarını sanıyorlar.

Eğer inancınız,insansanız,damarlarınızda kan dolaşıyorsa, o görev ihmalinden dolayı ölen insanların ahı tepenizde olacaktır.

Kötü binalarda ölüm kader değildir,kötü binalarda ölüm ihmaldir,tedbirsizliktir, teknik yetersizliktir,görevi ihmaldir,suistimaldir.

Bir fıkrayla bitirelim;
Allah meleklerine görev veriyormuş,İngilize, Fransıza,Almana birer melek vermiş ve demişki; sizlerin görevi bu milletleri kontrol etmek, göz kulak olmak.

Bakmışlar Allah Türklere melek görevlendirmemiş.

Herkes şaşırmış,meleğin birisi sormuş, Türklere görevli vermedin dediğinde, Allah demişki,siz onlarla baş edemezsiniz, Türkler her işini bana havale ederler, onlarla ancak ben baş ederim.