Terör örgütü PKK 40 yıldır varlığını sürdürüyor. Türkiye bu terör örgütüyle yaklaşık 40 yıldır mücadelesini sürdürüyor. Ancak bu örgütün bir türlü sonu gelmiyor. Dibine kadar temizlenemiyor.
Şu anda Türk Silahlı Kuvvetleri’nin yürüttüğü, Mehmetçiğimizin büyük özveri ile dağ-taş demeden karadan yaptığı temizliğin yıllar öncesinden yapılması gerekirdi.
Yalnız bu gün içeride yapılan temizliğin aynı şekilde Kuzey Irak’ta da yapılması lazım.
Türkiye Büyük Devlet!
Ama bir türlü bu örgütünü başlarını yok edemiyor.
Eğer bu terör örgütü bebek katillerinin lider kadrosu Kandil dağında, Kuzey Irak’ta, Suriye’de ve hatta İran’da barınabiliyorsa, bu ülkelerin de terör örgütüne desteği açıktır.
O zaman da devlet olarak gerekli girişimlerde bulunmalıyız.
Terörün bitirilmesi devletin elindedir.
Terör ciddi bir çalışma ile süreklilik arz ederek, hiçbir yerde açık kapı bırakmadan üzerine gidildikten sonra bitirilir.
Tabi burada devletin karar vericilerine düşüyor en büyük görev.
Yani siyasetçileri…
Öncelikle siyasi dil; bir ülke topraklarında yaşayan tüm vatandaşların birlik beraberlik ve vatan sevgisi konusunda ortak olmalı…
Devletin en tepe noktasındaki Cumhurbaşkanı, kendisine oy vermeyen yüzde 49’la ilgili konuşurken terörist imasında bulanamaz.
Yine, karşı tarafta bu ülke halkının seçtiği devletin en üst makamında bulunan Cumhurbaşkanı’na karşı konuşurken, saygılı olmalı.
Tabi bunlar karşılıklı gelişiyor.
Cumhurbaşkanı sıfatına Partili sıfatının eklenmesinin ne kadar sorunlu olduğunu bu gün herkes görüyor. Bundan Türk milleti rahatsız.
Bugün Ak Partili arkadaşlarla da yaptığım sohbetlerde oldukça rahatsızlar.
Çünkü bu gün için Tayyip Erdoğan’ın oturduğu koltukta yarın bir başka düşünceye sahip insan oturacak. O gün geldiğinde aynı rahatsızlığı bugün iktidar olanlar taşıyacak.
Cumhurbaşkanlığı koltuğumda oturan kişi bugünkü yasa ile; parti toplantılarında dahi konuşa edebine dikkat etmeli. Çünkü O 82 Milyonun Cumhurbaşkanı… Yani Türkiye’yi temsil ediyor.
Bu bir tarafa şu anda Cumhurbaşkanı, parti değil Cumhurbaşkanlığı ile ilgili konuşmalarda bile işi siyasete çekip muhalefete atıp tutuyor.
Mesela Cumhurbaşkanı’na ‘Bay kemal’ ‘Bunlar terörist’, ‘Teröristleri destekliyorlar’ gibi sözleri yakıştıramıyorum.
Eğer bu ülkede bir terörist varsa, bunu yok etmekte Cumhurbaşkanı’nın görevidir. Çünkü şu anda tüm birimler aşağıdan yukarı tek birim olarak ona bağlıdır.
DP’nin başında bulunan kadrodakiler, özellikle Milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisi kürsüsünden “PKK terör örgütüdür. Bunların yok edilmesi için ne gerekiyorsa yapılmalıdır” demeli.
Ama bu partiye oy veren yaklaşık 6 milyon insanı terörist ilan edemezsiniz.
Bu insanlarımıza yani Kürt kardeşlerimize varsa bir sıkıntıları Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne aidiyet duygularını geliştirmek gerekir.
Bu da kimin görevi… Devleti yönetenlerin.
Bir önerim var… Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde bir karar alınsın. Tüm Milletvekillerinin PKK ile ilgili düşüncelerini ve önerilerine aktaracağı ve PKK’ya terörist demesi ve kökünün kazılması için yapılacak öneriler istensin.
Ve bu toplantıda PKK’ye terörist demeyenlerin milletvekillikleri oylanarak düşürülsün. Ve haklarında terör örgütüne yandaş, yataklık ve propagandasını yapmaktan yargılansın.
O zaman Kürt vatandaşlarımız da göreceklerdir ki oy verdikleri insanların vatan haini ya da vatansever olduğunu…
Terörle mücadele, içeride ve dışarıda havadan ve karadan devam etmeli. Havadan bombalamak vurmak terörü bitirmez. Mağaralarda saklanan hainleri tek tek bulup çıkarmak, vatan hainleri ve katilleri o mağaralarda sonu gelene kadar boğmak lazım.
Geçen yıllar içerisinde terörle mücadelede Süleyman Soylu İçişleri Bakanı olduktan sonra fark edilen adımlar atıldı. Daha önce de yazmıştım, hatırlatmak isterim; Soylu Yüksekova, Şemdinli gibi kıyı ilçelerinin dağlarına kadar çıkıp silahlı kuvvetlerimizin yanında durup, onlara moral verdi.
Ene önemli mesaj ise; Buralar Türkiye toprakları!
Türkiye’de şu anda gündem terör…
FETÖ terörü, PKK terörü…
Bunların bir an önce kökünün kazılması lazım… Bir 0 yıl daha terör konuşmak yerine eğitim, bilim, teknoloji konuşalım. Gelecekle ilgili neler yapabiliriz bunların üzerinde duralım.
Tüm kanallarda, kendini bilmez, gazeteciyim diyen, siyasetçiyim diyen neidiüğü belli olmayan onlarca kişi çıkıyor aynı siyasetçilerin diliyle birbirlerine atıp tutuyor. Bu programları yapan arkadaşların da buna dikkat etmesi lazım…
Reyting uğruna gençliğe kötü örnek olmayalım…
Sonuç: Türkiye AKP, CHP, MHP, İYİ Parti, HDP ve tüm siyasi partiler bir araya gelip terörü nasıl bitiririz. Bunu görüşmeli. Teröristlikle suçlanan HDP’li milletvekillerinin PKK’yı terör örgütü olarak ilan eden açıklamaları yapmasının Meclis kararı haline getirilmesi şart. “PKK terör örgütüdür” demezler ise partinin de kapatılması, hepsinin vekilliğinin düşürülmesi gerekir. Bu de devletin birimlerinin görevidir.