Ankara da siyaset ateşi epey harlanmış durumda, parti genel merkezlerine yakın lüks restoranlar, kafeler siyaset kulislerinin podyumu gibi! Herkes kendine bir yer kapma hevesiyle partide sözünün geçeceğine inandığı kişilere takla atma derdinde…
Kapılarda valelere teslim edilen lüks arabalar, pahalı marka gömleklerden hediye paketleri, tatlı yiyelim tatlı konuşalım açılımının baş rol oyuncuları tarafından çikolata kutularıyla şirinliklere şirinlikler katma çabaları, protokol gülüşler, falanlar feşmekanlar, anlayacağınız bir acayip dünya var Ankara da…
Esasında siyaset tercihi ummalar silsilesinin kabulüdür, kendini bir anda umdurulmuş ama buldurulmamış bir dünyanın içinde buluveririsin, ilk önceleri herhangi bir yer olsunda nasıl olursa olsundur mantık, sonraları olunması gereken her yer esasında sizin hak ettiğiniz yerdir, bu ta ki partinizin Cumhurbaşkanlığı adaylığına kadar gidebilir, durmaz dinlenmez gece gündüz koşturursunuz, tam umudunuz tükendiği anda teşkilattan umma duygunuzun bam teli gıdıklanır ve engellenemez umma dürtünüz harekete geçer ve yine ummaya başlarsınız, çünkü esasında başlangıç noktanızda bir umma vardır, buda zaman içinde sizin için umdurmaya döner, misafir geldiğimiz şu dünyada umduğumuzu değil bulduğumuzu yeriz ama sürekli umduruluruz, eee öyleye ummadan bulma olmaz…
Bu dil parti içinde kullanılınca çok tuhaf değildir, çünkü orada uman memnun umduran memnun durumu vardır, fakat umdurma dili politik bir vaat olarak kullanılmaya başlandıysa bu tehlikedir!
Son zamanlarda bu umdurma dili Kılıçdaroğlunun politik tavrına fazlasıyla yansımış durumda, her yoksula 600 TL maaş vereceğini söylemesi bir umdurmadır sadece, realitede böyle bir şeyin nasıl olacağını açıklaması gerekir, açılmalarda kaynak, Kemalden öteye geçmelidir!
Mesela, ben bu konuda ummadan öteye geçmek için, Sayın Başbakanın çağrısındaki soruya bir cevap bekliyorum!
Başbakan İstanbul seçimlerinde de aynı vaatle halkın karşına çıkan Kemal beye “İzmir senin partinin belediyesi hadi buyur orada yap, ver talimat yapsınlar, hadi yap, hadi” dedi, bence bu çok mantıklı bir çağrıydı, madem bu olabiliyor İzmir de neden yapılmıyor? İstanbul Büyükşehir belediye başkanlığında yapabileceğini söylediği bir uygulamayı, İzmir de neden hayata geçirmiyor? Şahsen ben hala bekliyorum, “umuyorum ki birileri bu vaadi bizi umdurmak için vermemiş olsun”
Birde, son zamanlarda CHP de şöyle bir tavır gözlemliyorum, sorulan her soruya Ak Partiden kendilerince yanlış olduğuna inanılan bir durumla örnekleyerek cevap verme tarzı. Ben bunu çok can sıkıcı hatta kaçamak bir tavır olarak görüyorum! Sorulan sorunun bir cevabı vardır, önce o cevabı verirsiziniz, sonrada soracağınız soruyu sorarsınız, bende şimdi bir vatandaş olarak soruyorum ve bekliyorum, madem her fakire 600 TL verilebiliyor, İzmir de uygulayın görelim bakalım olabiliyor mu? Ve lütfen bana onlarda şunu yapsın diye cevap vermeyin, bundan cidden çok sıkıldım, çünkü insanlara kendinizi ifade etmekte zorlandığınız müddetçe, onlara anlattığınız her şey masal tadında kalacaktır! Önce sizi tanımalı, sözünüze itibar etmeli ki başka bir parti hakkında söylediğiniz kabul görsün, işin özü başkalarının neye neden inandığını sorgulamaktan ziyade, size neden inanması gerektiğine yoğunlaşmanız daha makul değimli? Çünkü halk inandığı bir partinin karalanmasını dinlemekten ziyade başka bir partiyi neden seçmeli ona cevap arıyor “Umarım onlarda Umdurulmazlar”…
Haaa bu arada halk Umdurmalardan geçmişte çok çekti, arabalar, evler neler vaat edilemedi ki, ama sonuçta rahmetli Cenk Koray’ın yarışması gibi “kutudan sadece umdurma çıktı” CHP taraftarı ünlü tiyatrocular tarafından halkın “yüzde altmışı aptal” yerine konsada, valla bu ülkede bu insanlar yaşıyor, yani Türkiye bu insanlardan oluşan bir ülke! Bunu anlamamakta ısrarla direnen Müjdat Gezen gibi Darbukatör Baryamlar var… UMARIM HERŞEY GÜZEL OLUR VE UMARIM UMDURULMAM