ÜMİT ÖZDAĞ’DAN EKONOMİK KRİZDE ‘ERKEN GENEL SEÇİM’ ÇAĞIRISI
Zafer Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ, İzmir’de basın açıklaması yaptı. Ümit ÖZdağ yaptığı açıklamada, Türkiye'nin içinde bulunduğu ekonomik ve siyasi konulara dekkat çekti. Özdağ, "Büyük bir ekonomik yangın Türkiye'yi yakıyor" uyarısında bulundu.
Prof. Dr. Ümit Özdağ ekonomi ile ilgili görüşlerini şöyle ifade etti:
Büyük bir ekonomik yangın Türkiye’yi yakıyor. AKP, Saray ekonomi üzerindeki kontrolü tam anlamıyla yitirmiş durumda. Erdoğan’ın durumu ekonomi ile ilgili freni patlamış bir belediye otobüsünün yokuş aşağı hızla inen ve gittikçe hızlanan direksiyondaki şoföre benziyor. Yapabileceği hiçbir şey yok. Mehmet Şimşek de biletçi, o da düşmemek için bir yere tutunmuş sallanıyor sadece. Mehmet Şimşek’in modeli çok basit; enflasyonu düşürmek için dövizi sabit tutmak. Bunun için de sıcak paraya ihtiyacı var. Sıcak paraya büyük faiz veriyor. Bu sıcak para sonunda Türkiye’den çıkacak, büyük kazançlar elde ederek çıkacak. Bunun bedelini de bugün tarlada domatesin kilosunu geçen sene 4 lira iken bugün 5 liradan satan çiftçi ödüyor. Bunun bedelini 12 bin 500 liraya geçinmeye çalışan emekli ödüyor. Enflasyon düşüyor mu? Hayır, düşmüyor. Enflasyon artıyor. Yani, Mehmet Şimşek’in politikaları çökmüştür. Bu politikaların bir sonuç alması mümkün değildir. Bakın, muhasebeciler sokağa döküldüler., Türkiye’nin değişik yerlerinde miting yapıyorlar. Enflasyon muhasebesi makaleleri yazılıyor iş dünyasında bunların tartışmaları yapılıyor. Köylüler, Türkiye’nin değişik yerlerinde tarlalarını terk edip otoyollara çıkıp gösteriler yapmaya başladılar. Çanakkale’de, Balıkesir’de, Gaziantep’te, Antalya’da köylüler sokakta. Türkiye’de son kalan 500 bin çiftçi sokağa çıktı ve çıkmak üzere. Oysa çiftçi en sabırlı halk kesimidir. Üretim modelinden dolayı da çiftçi sabırlıdır. Eğer çiftçiler sokağa çıktılarsa bu ekonominin gerçekten kontrol edilemez bir yıkım içerisinde olduğunu göstermektedir.
Türkiye’nin yüzde 10’un ancak doldurduğu lokantalar, AVM’ler hiç yanıltıcı olmasın. Yüzde 10 sadece. Onlar da artık para biriktirmenin anlamsızlığı ile evlerine gelen parayı hiç olmazsa bugün lokantada yiyeyim veya alayım, yarın yiyemem, alamam diye harcayan insanlar. "
CAN ATALAY KARARI
Ümüt Özdağ, Enflasyonun artması, işsizliğin artması bu ortamda hükümetin gizlemeye çalıştığı büyük israfın artmasının artık içinden çıkılmaz bir çembere dönüştüğünü ifade ederek; " Türkiye için. Ekonomik olarak Türkiye yönetilemiyor. Türkiye’nin yönetilemediğini dün TBMM’de çıkan kavga da göstermiştir. Anayasa Mahkemesi bir karar almış, Can Atalay’la ilgili. Kararı beğenmeyebilirsiniz. Mesele burada Can Atalay siyasi görüşü değildir. Mesele burada sistemdir. Mesele burada hukuktur. Eğer hukuk uygulanmazsa guguk çıkıyor. Türkiye bugün hukuk devleti değil guguk devleti olmuştur" vurgusunu yaptı.
Özdağ açıklamasında, "TBMM’de kürsüde, bir milletvekili dayak yemeden konuşamayacaksa Türkiye’de hiçbir vatandaşın özgürce fikirlarini anlatma imkanı kalmamıştır" hatırlatması yaparak şunları söyledi:
‘Kürsü dokunulmazlığı’ diye bir kavram var biliyorsunuz. Şimdi, dün yaşananlardan sonra ‘kürsü yumruğu’ kavramı ile de tanıştı Türkiye. TBMM’de kürsüde, bir milletvekili dayak yemeden konuşamayacaksa Türkiye’de hiçbir vatandaşın bundan sonra özgürce fikirlerini dayak yemeden anlatma imkanı kalmamış demektir. Bu aslında yönetilemeyen bir Türkiye’yi ortaya koymaktadır.
Türkiye ekonomide, siyasette, hukukta yaşadığı bu kilitlenmeyi aşmak için erken genel seçime gitmek zorundadır. Zafer Partisi olarak tek çareyi bu kilitlenmeyi aşmak için erken genel seçimde görüyoruz. Bu erken genel seçimde Türk halkı, seçmen sadece yeni bir partiyi seçmeyecektir. Halk, bunun ötesinde yeni bir ekonomik yaklaşımı, modeli tercih edecektir. Ekonomiyi kur ve faiz denklemi arasına sıkıştıran neoliberal ekonomik model, kalkınmadan, istihdamdan, büyümeden bahsetmeyen bu modelin dışında istihdamı, üretimi, sürdürülebilir planlı kalkınmayı, teknoparkları, petrokimya tesislerini, yüksek teknoloji, demir çelik sanayinde yeni atılımları, yeni iş yerlerini, yüksek katma değerli üretimi ve dar gelirli halk kitlelerinin dar gelirli olmaktan kurtulmaya başladıkları bir ekonomik modeli de bu seçimlerde Türk halkı seçecektir.