Türk halkı Türkiye Cumhuriyeti’nin geleceğini oylayacak... Türkiye’de milletin önüne konulanlarla arka planda dönen dolaplara iyi bakmak, iyi teşhis koymak lazım.
Özellikle yeni yüzyılda Türkiye’de farklı atraksiyonlar yapılıyor.
Türkiye’de siyasetçiler ve kendisini siyasi bilimci olduğunu öne süren bazı kişilere göre; yapılanlarla ilgili değerlendirmeler, bildim bileli aynı:
Dış güçler, Yahudiler, Emperyalistler, Kapitalistler... V.S...
Bunlar bilinen şeyler, bunları sürekli dile dolamaya gerek yok ki; Bunlara karşı biz konuşmaktan başka bir şey yapmıyoruz.
Biz Türk milleti, düşüncemiz, dilimiz, dinimiz ne olursa olsun, Türkiye Cumhuriyeti topraklarında yaşayan, Türkiye Cumhuriyeti kimliğini taşıyan fertler olarak kendi içimizde birliğimizi beraberliğimizi sağlayıp, ülkemizin geleceği ile ilgili adımları birlikte atabilecek yaklaşımları sergileyebilsek, dışarıdan kim ne yaparsa yapsın, hepsi vız gelir...
Ama biz ne yapıyoruz; birbirimize karşı sürekli itici hareketlerden öteye gidemiyoruz.
Bugün Anayasa değişikliği yapıyoruz...
Bu değişiklikle ilgili maddeler hazırlandı...
Nasıl hazırlandı, kimler hazırladı, Meclisten nasıl geçti...
Bu anayasa değişikliği Türkiye’nin öncelikleri mi?
Türkiye’nin gerçekten demokratik bir cumhuriyet olarak Atatürk ilke ve İnkılapları doğrultusunda yaşamasını istiyor muyuz?
Nasıl bir adalet?
Daha akla gelebilecek çok sayıda soru var? Şimdi söz sırası halkta...
Oysa Türkiye’de yapılacak ilk değişiklerden birinin Siyasi Partiler Yasası olması lazım.
Seçim kanunu olması lazım.
Milletvekili adaylarını siyasi parti başkanlarının değil, parti üyelerinin tamamının belirlediği bir ön seçim olması lazım.
Parti liderlerinin seçtiği milletvekillerini yıllardır görüyoruz. Lider ne derse o.
Şimdi Anayasa değişecek, eklenen madde bunu daha da pekiştirecek.
Artık, milletvekilleri değil, ülkeyi tek kişi yönetecek...
Partili Cumhurbaşkanı...
Böyle bir ismi her şeyden önce bu Cumhuriyete bir hakaret sayıyorum.
Partili Cumhurbaşkanı olmaz... O partisizler Cumhurbaşkansız mı kalacak.
Diyelim ki HDP’li Demirtaş, Cumhurbaşkanı seçildi...
Bu herkesin Cumhurbaşkanı olabilecek mi?
Cumhurun başkanı tabi ki bir siyasi gelenekten gelebilir. Seçimle gelmesi de en doğal, en demokratik bir seçim sistemidir.
Ancak bu makama gelen kişilerin geldiklerinde etik olarak, toplumun her kesimin kucaklaması kadar doğal bir şey var mıdır?
Kanunlar kişilere göre değil, ülkenin devlet temelinin geleceği için yapılır.
Onun için bu referandum çok önemli...
İnsanlara sorduğunda ‘Evet’ diyenlerin bile ‘yüreklerinden ‘Hayır’ dedikleri gözlerinden okunuyor.
Ülke öyle bir durumda ki, bu gün hangi devlet dairesinde ki çalışan ‘Hayır’ diyebilir. İsterse desin...
Bugün bazı üniversitelerin rektörleri ‘Evet’ fikirlerini açıkladılar.
Varsa cesareti olan bir rektör çıksın ‘Hayır’ desin...
Süresi bitmeden bir şey uydurulup görevden alınır.
Şimdi hesaplar yapılıyor, toplumun hangi kesimleri ‘EVET’ hangi kesimleri ‘HAYIR’ diyecek?
******** ****** ******** *******
Benim yaptığım araştırmaya göre;
AKP’ye oy verenlerin yüzde 8’i hayır diyecek...
MHP’ye oy verenlerin yüzde 70’i (Gerçek ülkücüler, ülkücü kültür ile yetişenler)
‘Hayır’ diyecek...
CHP’lilerin tamamı ‘Hayır’ der...
HDP’ye gelince iş değişir.
İşte burada bir çok şey değişebilir. Hani deniyor ya, hep batının planları diye...
İşte bu referandumda, HDP’ye oy verenlerin en az yüzde 85’i evet diyecektir.
Aslında referandumlarda, Ülke geleceğini ilgilendiren kanun değişikliklerinde kabul ve red oyları farklı olmalı...
Mesela Anayasa değişikliği ve yapımı için halkın en az yüzde 75'inin oyunun 'Evet' olması lazım.
Yüksek oranda bir 'EVET'le değiştirilen Anayasa veya çok önemli yasal değişiklikler, toplumda bölünmeleri, karşıtlıkları engeller.
YÜZDE 50 YETMEZ YÜZDE 75
Bugün düşünsenize "yüzde 50.1 Evet " dedi, her şey değişti.
Veya "yüzde 50.1 Hayır" dedi, hiç birşey değişmedi... Halk tamamen 2'ye bölündü.
Böyle bir durumda bu ülkede iktidar olan bu yasaları uygulamaya haiz olan kişiler bile kendisini rahat hissedemez.
Hele ki Partili Cumhurbaşkanı....
Adı üstünde partisinin cumhurbaşkanı.... Halkın yarısının başkanı kim olacak...
Hatta Cumhurbaşkanı seçimi ile ilgili yasayı bile yüzde 75'e çıkarmalı derim...
******** ****** ******** *******
Gerçek burada yatıyor...
Halkın nasıl kandırıldığı, ön planda olanlarla arka planda olanların neler olduğunun ileride ortaya çıkacağını iddia ediyorum.
O yabancı güçlerin planı Büyük Kürdistan....
O Büyük Kürdistan için Irak’a girildi...
O Büyük Kürdistan için Suriye karıştırıldı.
O Büyük Kürdistan’ın Türkiye ayağında başarıya ulaşılamadı...
Önümüze sürdükleri ‘Oslo ve Açılım Projesi’ Türk halkı nezdinde ters tepti...
O projenin içinde de ‘başkanlık’ vardı.
Hem de Türkiye yi de aşan bir başkanlıktı...
“BOP Başkanlığı’ (Büyük Ortadoğu Projesi)
******** ****** ******** *******
Şimdi başkanlık....
Başkanlığın yarısı, tamı, Cumhurbaşkanlığı falan olmaz....
Bunlar geçiş adımlarıdır.
Geleceği, eyalet sistemine götürecek olan atılımlardır...
Bugünkü Cumhurbaşkanımız Sayın Tayyip Erdoğan, bu planları gördü, bunlardan vazgeçti...
Ama gelecekte ne olacağı, onu da aşan konular ortaya çıkabilir.
Onun için bu referandumda, bugünü değil geleceği düşünmemiz lazım...
******** ****** ******** *******
HDP TARAFSIZ GÖRÜNÜP 'EVET' DİYEBİLİR
Şimdi kampanya zamanı..
.
Kampanya da bile kutuplaştırmayla yol almaya çalışılıyor...
AKP, MHP bloku ‘Evet’...
CHP ise direkt HDP ile iş birliği gibi gösteriliyor...
Oysa, Ülkücüler ‘Hayır’ diyecek... Ülkü Ocakları terbiyesiyle yetişmiş, koltuk ve menfaat sevdasına kapılmamış (Bu terbiyeyi almış hiç kimse böyle bir sevdaya kapılmaz) hiç bir ülkücü bu referandumda ‘Evet’ demez...
Ama, HDP’lilerin yüzde 85’i ‘Evet’ diyecektir.
Bu iddialarımın ne kadar doğru olduğunu zaman gösterecektir
Peki, aynı maddelerle yapılan anayasa değişikliğine HDP ‘Evet’ diyeceğini açıklarsa ne olacak?
MHP, HDP’nin ‘Evet’ dediği nokta da durabilecek mi?
Bu süreçte en büyük kaosun burada çıkabileceği konuşuluyor.
Referandum öncesi herkesin kafası karışık...
Türkiye Cumhuriyeti için ‘HAYIR’lısı olsun...