Yaşamın güzergahında hepimiz bir yol almış gidiyoruz.

İyiler, kötüler, fedakarlar, benciller...

Nedense her yerde, her zaman bir fedakar kurban bulunur mutlaka.

Ailede, işte, arkadaşlıklarda, evliliklerde, kardeşler arasında sıralamaya koyarsak, alır başını gider...

İyi niyetliler, her zaman ezilmeye, üzülmeye mahkumdurlar.

Sırtlarına verilen yükü, önce iyi niyetleriyle alırlar, sonra vazifeleri haline dönüşür.

İyi niyetli insanların ruh inceliklerini kimse anlamaz veya anlamak istemezler maalesef!

Çünkü duygusal hassas kişilikli insanlar, her yerde yardım melekliği yapmak isterler.

Bir müddet sonra, iyi niyet sıkıntı doğurur.

Hayatınızda "Hayır" kelimesini kullanamıyorsanız vay halinize bittiniz!

Gereken olaylar karşısında cevap veremiyorsanız, sıkıntı yükünüz artar.

Bencil insanlar her zaman, her yerde kullanabilecekleri insanları bulurlar.

Açıkçası, kurbanlarını mutlaka her ortamda seçerler ve harika bir şekilde kullanır, atarlar.

Sanki o seçilmiş, iyi niyetli insanların, asli görevleridir.

İnsan ego'su güçlüdür.

Bazı kişiler egosunu bastırır ortaya çıkaramaz, bazılarının egosu ise fazlasıyla güçlüdür.

Bazı insan egosunda doyumsuzluk, tatminsizlik, kıskançlık vardır.

Paylaşmayı sevmez. Bencildir, kıskançtır.

Herşey benim olsun ister.

Aile bireylerini, çevrelerini, iş ve sosyal arkadaşlarına kadar herkesi sürekli kullandıklarını zanederler.

Hayat bu işte sömüren ve sömürülen bir dünya.

İyiler ve kötüler; Yardımseverler ve benciller.

Bunun için yapılması gereken tek yol, bizleri yıpratan insanlardan, olaylardan uzaklaşmak...

Konuşmak, çoğu zaman yetersiz kalabiliyor.

Çünkü, konuşan insanın eylem yapamadığı çoğu kez gözlendiğinden, sürekli kullanılan kişi durumuna
düşmesi, kişide psikolojik sıkıntılara yol açmıştır.

Bunun için düşüncelerimizi, hedeflerimizi sessizce eyleme geçirerek mutluluğu yakalayabiliriz.

Güzel bir söz vardır;
"İyi insan aklından hiç kötülük geçirmeyen saf insan değildir. İyi insan, her kötülüğün farkında olup
iyliği ve asaleti tercih edendir.

Hiçbirşeyi kaçırmama telaşı ile çoğu insan değişmez.

Gerçekleri bastırır. Korkaktır, ürkektir...

Her an yanlış yapabilirim korkusuyla sıkıntıları yüklenir, gerçekleri bastırır.

Yaşamımızda uygun bedelini ödeyemeyeceğimiz hiçbirşey yoktur.

Bu bedelin adı bizi üzen ve korkutan herşeyden "Vazgeçmektir".

Öncelikle "ben" duygusunu yerleştirip önce kendimiz ve ruh mutluluğumuz için yüreğimize sevgi ve
özgüvenle sarılıp, sonra başkaları için gönül yürek kapılarımızı açmalıyız.

Mutluysanız, mutluluk kapınız bütün insanlara açıktır.

Mutluluk Kalbiniz her zaman mutlu anahtarla açık kalsın...