Önümüzde yerel seçimler var ve zaman hızla azalmakta. Partilerde ve aday adayı olacaklarda ise büyük beklenti ve heyecan olduğu kesin. Ancak yıllardan beridir AKP tarafından “tek parti diktatoryası” gibi yönetilmekte olan ülkemizin artık bir kırılma noktasına da geldiği görülüyor. Bu nedenle önümüzdeki 3 seçimden ilki olan yerel seçimler, özellikle İstanbul ve Ankara seçimleri çok büyük önem taşıyor. Bu seçimlerin diğer seçimler için bir “dip dalgası” yaratacağı düşünülebilir.

İstanbul’da AKP ve CHP çekişiyor. Diğer partilerin fazlaca şansı görünmüyor. Ankara’da MHP’li adayın kişisel olarak şansı yüksek görülüyor.

CHP için bu seçimler “iktidara uzanan merdivenlerin ilk basamağı” dır. Bu seçimlerde oy oranını yükselteceği de kesindir. Ancak CHP’de seçimlere kimlerle ve hangi seçim bildirisiyle çıkacağı hakkında henüz bir şey yoktur. Kalan zaman hızla azalmaktadır.

CHP ve Sarıgül

İstanbul’da CHP için en önemli olay ise Mustafa Sarıgül’dür!

- Sarıgül; CHP’den doğru ya da yanlış; sonucu şöyle ya da böyle olsa da bir “yolsuzluk-rüşvet” suçlamasıyla ihraç edilen bir kişidir.

- Sarıgül’ün hangi yaptıkları ile İstanbul’daki diğer CHP’li belediyelerden çok daha fazla öne çıktığı ise ayrı bir araştırma konusu olabilir.

- Şişli’de sevilen bir kişidir; arkasında ise ciddi bir sermaye gurubu vardır.

Ancak siyaseten duruşu hiç net değildir. Gülen cemaatine de -kendi deyimi ile- Başbakanın ailesi ile de içli-dışlıdır.

- Sanki dilekçe verirse “tek aday O olacağı” izlenimi doğru mudur? Bu koşullar altında birçok kişi aday adayı olmaktan çekinmekte midir?

- Yasal olarak Sarıgül’ün partiye af dilekçesi ile başvurması, gizli oylama ile af edilip edilmeyeceğinin belli olması gerekir. Hukuki yol budur. Bunun dışındaki her söz ve davranış yanlış yorumlara yol açacak ve CHP sadece seçmenini değil, CHP adayına oy vermeyi düşünenleri de etkilemeyecek midir?

- Bu aşamalardan sonra Sarıgül tüm CHP seçmenini ve CHP’ye oy verecek kişileri arkasına alabilecek midir?

- Sarıgül aday gösterilmez ise seçimlerde CHP’yi destekleyecek midir?

- Eğer aday gösterilmez ise başka bir partiden ya da bağımsız olarak seçimlere katılacağını beklenmeli midir? Bu da Sarıgül için en az önceki şık kadar önemli bir “kişilik” testi olacaktır denebilir mi?


Neler Yapılmalı?



- Başta İstanbul olmak üzere Ankara ve diğer büyük şehirlerde en demokratik yollarla ve çoğunluğun katılımı ile aday belirlenmeli; tüm parti yönetimi ve önseçimi yitiren aday adayları da derhal birlik-beraberlik mesajları ile seçilen adayın arkasında yer almalıdırlar.

- İstanbul ve Ankara AKP’nin kırılma noktalarıdır. Bu iki ili veya en az birini yitirdiğinde hızla çözülüp dibe vuracağı beklenebilir. İç ve dış güçlere rağmen CHP bunu başarabilir!

- Tüm ülkede ve özellikle İstanbul’da “Gezi Direnişçileri” mutlaka dikkate alınmalı, istekleri ve beklentileri parti seçim programında seslendirilmelidir.

- CHP başta Genel Başkanı olmak üzere öncelikle tüm yönetim kadroları ile belediyecilik hakkında düşüncelerini kısa, öz, anlaşılabilir sloganlarla halka duyurmalıdır. Belediye yönetimi bir ekip ve proje işidir. CHP’de de bunu yapabilecek kişiler çoktur. Önemli olan buna önce kendilerinin, sonra halkın inanmasını sağlamaktır.

- AKP iktidarının elindeki belediyeleri kaptırmamak için dün yaptığı gibi bu günde her şeyi yapabileceğini unutmamalıdır. Seçim sandıklarına sahip çıkılmalı, sandık listelerindeki seçmenler ziyaret edilmeli, çakma seçmen olayına dikkat edilmelidir.

- Özellikle AKP’nin rakip aday adayları için dosya hazırlatacağı da beklenmelidir. Bu nedenle CHP’li aday adaylarının geçmişe dönük hiçbir yolsuzluk olayına bulaşmamış olması çok önemlidir. Önceki yıllarda CHP’de ve MHP’de son anda ortaya çıkan kasetler unutulmamalıdır.

- CHP daha önceki milletvekili seçimlerinde yaptığı hatayı yinelememelidir. Başka bir partinin elemanı olan kişiler CHP’ye üye yapılmalı; oy vermeleri için elbette çalışılmalıdır. Ama bu türlü transferler gelir-gelmez parti yönetiminde ve seçimlerde aday olmamalıdır. Bu açıkça bir siyasi rüşvettir. Başka partiler bunu yapabilir; ama CHP yapamaz!

- CHP’ye üye olmak her türlü mevki ve makamdan daha yüksek ve onurlu sayılmalı, özendirilmeli ve pratikte uygulanmalıdır. Sonuçta tüm ülkede 550 milletvekili ve 1000 kadar belediye başkanı varken yüz binlerce üye vardır!

- Sonuçta İstanbul seçimin altın anahtarıdır. Aradaki puan farkı her zaman kapatılabilir. Bunun için partinin tam bir birliktelikle hareket etmesi; aradaki farkı başta Gezi Direnişçileri olmak üzere, AKP’nin ülkemize verdiği zararları gören ve ülkenin geleceğinden endişe eden her görüşteki seçmenin kapatması beklenmelidir.

CHP için beklenecek tehlike!

Bana göre; İstanbul seçimlerinin Sarıgül ile alınmasında da, kaybedilmesinde de CHP’yi iki önemli tehlike bekleyecektir.

1- Sarıgül ile İstanbul kazanıldığında; “en büyüğe” oynamayı ve “başbakan” olmayı düşleyen Sarıgül için “CHP liderliği” gündeme gelmeyecek midir?

2- Sarıgül ile İstanbul kaybedildiğinde; “Genel Başkan başarısız oldu” denilerek yine liderlik kavgası beklenmeyecek midir? Özetle Sarıgül CHP için bir “Truva Atı” olmayacak mıdır?

- Amaç seçimi kazanmaktır; kabul! Ancak hiçbir seçim, CHP gibi kökleri ülkemiz tarihine bağlı bir partiden daha önemli olamayacağı gibi, hiçbir kişi de partinin önünde olmamalıdır!

- Eğer ille de Sarıgül aday adayı olacaksa bunun hukuki şekli bellidir. Hiç bu günlere kadar uzatılmadan dilekçesini verip sonucunu beklemesi; çıkacak karardan sonra belirlenen süreç içinde herkes gibi aday adayı olması gerekmez miydi?

- Ama öyle bir durum yaratıldı ki; sanki ne zaman gelirse gelsin mutlaka tek aday Sarıgül olacak! O zaman başka biri ne diye aday olacaktı ki?

Bu süreç –bana göre- çok başarısız yönetilmiştir. Yani CHP bir kişinin rüzgârına kapılmış, birilerinin iktidar hırsına teslim edilmiş gibidir.

İstanbul seçimini alayım derken yıllardır süren iktidar kavgası – görünen o ki- ara vermeden, yeniden ve yine başlayacaktır!

Umarım ki yanılmış olayım!