Seks kasetleri gırla gidiyor
Tabi liderler bu kadar ağzını bozup her gün meydanlarda boy gösterip ekranlarda halkın karşısına çıkarsa olacağı budur. Baksanıza liderin biri çıkıyor diğerine, “Benimle ilgili iddianı ispatlamazsan, açıklamazsan ana...” diyebiliyor, bir diğeri diğerini aşağılıyor. Her gün kavga her gün küfür... Bununlada kalmayıp, seçim yaklaştıkça daha da çirkef işler ortaya çıkıyor.
Bir kesim var ki özellikle MHP’yi takip edip, MHP’nin çürüklerini ayıklıyor. Seçim öncesi belden aşağı vuruş tam gaz devam ediyor.
CHP’de parti içi iktidarı değiştiren kaset skandalı şimdi ise MHP üzerinde kara bulutlar estiriyor. Ama ne var ki MHP’de henüz Devlet Bahçeli’nin kasetini çıkartamadılar.
Siyasette hiç bir dönem bu kadar belden aşağı vuruş olmadı. Öyle anlaşılıyor ki, organize bir gücün tek işi özellikle muhalefet partilerine mensup yöneticilerin özel hayatlarını gözetlemek ve kaydetmek. Yine öyle anlaşılıyor ki; bu organize güç işini iyi yapıyor.
Düşünüyorum da; daha kimlerin seks kasetleri var elde?
Merak ediyorum Devlet Bahçeli’nin evinde, Kemal Kılıçdaroğlu’nun evinde ve diğer gittiği yerlerde konakladığı otel odalarında da gizli kameralar var mı?
Hiç kuşkusuz bu liderler de gizli kameralarla gözetleniyordur. Belki henüz belden aşağı birşey yakalayamadılar ama, özel görüşmelerde geçen konuşmalar kaydediliyordur.
Kim ne yapıyorsa cezasını mutlaka çekmeli.
MHP ile ilgili son skandalın mudilerinden İhsan Barutçu’da partisinden istifa etmek zorunda kaldı. Barutçu, kasette birlikte olduğu kadın ile imam nikahı yaptırdığını açıkladı. Gelen bir bilgiye göre Barutçu zaten uzun süredir eşinden ayrı yaşıyor ancak, boşanmamış.
Her neyse bu Barutçu’nun özel hayatı, bizi ne kadar ilgilendirir.? Barutçu, (birine tecavüz mü etmiş, birini taciz mi etmiş) bu konularda bir şikayetçi, mağdur olmuş biri çıkarsa o zaman kötü. O zaman Barutçu ahlaksız, hayasız, arsız diyebilirsiniz.
Bugün ülkede kaç kişi imam nikahıyla yaşıyor.
Hatta Bugün gazetesi yazarı Nuh Gönültaş, AK Parti iktidarı döneminde palazlanan muhafazakar çevrelerle ile ilgili öyle bir yazı kaleme almıştı ki; Gönültaş’a göre Tayyip Erdoğan’ın Belediye Başkanlığı döneminde yapımına başlanan ve bugün İstanbul’un popüler semtlerinden Başakşehir ikinci eşler için cennet olmuştu.
Buralarda gizli kamera kurulsa, demek ki neler çıkacak neler? Ama kimin özel hayatı kimi ilgilendiriyor ki?
Telefon dinlemeleri, kaset skandallarının ardı arkası kesilmiyor.
Özel hayatın gizliliği diye birşey kalmadı.
Kendi özel hayatımıza bakmadan başkalarının özel hayatları ile o kadar ilgileniriz ki!
Neredeyse, adamı kızıyla alışveriş merkezinde görüntüleyip sevgilisi diye servis yapacak kadar...
Peki özel hayata bu kadar müdahale verken, devlet ne yapıyor. Tamam anladık yapan cezasını ahlaki yönden çekiyor. İşte İhsan Barutçu hikayesi. Adam bir defa rezil oldu. Yıllarca yaptığı siyasetin doruk noktasına ulaşacaktı ki; partisinden istifa etmek zorunda kaldı.
Bu tuzağı kuranlar kim?
Sipariş edilmiş kadınlar mı, yoksa özel bir örgüt mü?
Yerli mi yabancı servis mi?
Bahçeli bu sefer isim vererek adres gösterdi. Hem adres gösterdi hem hedef. Peki; Bahçeli’nin sözünü ettiği Küçükçekmece Belediyesi’inde Meclis üyesiyken istifa edip Ak Partiden milletvekilliği için başvuru yapan kişi ne iş yapar?
Cumhuriyet Savcılarının Bahçeli’nin sözlerini ihbar kabul edip soruşturma açması gerekir.
Kimse bu gibi çirkefliklerin yanına kar kalacağını düşünmesin, ve bunların ortaya çıkardığı ranttan beslenmeye çalışmasın.
Haram haramdır, kimseye yaramaz. Bir gün birilerinin konuşmalarını kasede alıp onlarla ilgili soruşturma başlatılmasına karar verenler, bugün hepsi takıldıkları dinlemeler sonunda elde edilen bilgilerle yargılanıyor.
Unutulmasın ki, keser döner sap döner, gün gelir hesap döner.