Türkiye'nin Büyük Gücü; Selçuklu Devletinden Osmanlı İmparatorluğu'na ve akabinde Türkiye Cumhuriyeti'yle devam eden binlerce yıllık gurur duyduğumuz geçmişimizde bizler Anadolu’da her zaman hedef olduk. Üzerimizde her türlü oyun oynandı. Anadolu ölümle parçalanmayla ve kardeşi kardeşe düşman etme taktiklerinin her çeşidiyle karşı karşıya kaldı. Bundan sonra ne yapmalıyız? Geleceğimize, çocuklarımıza torunlarımıza bırakacağımız miraslar konusunda daha dikkatli olmalıyız bugün siyaset yüzünden bir birine düşman olmuş insanların görüntüsü ülkemizi küçük düşürmektedir. Hangi siyasi parti olursa olsun bu ülkenin milli bütünlüğünü düşünmek zorundadır çok gerilimli bir secimi geride bıraktık Maalesef sosyal medyadaki izlenimlerim aile bireylerinin en yakın dostların dâhil aralarında secim tartışmalarında bulunduğu bir ortam oluştu ve verilecek bir oy yüzünden kavgalar cinayetler işlendi. Şimdi kendimize soruyoruz. Kırk yaşında olmama rağmen hiç bir secimde oy kullanmadım bu secimde tatilde olmam sebebiyle yine oy kullanmak kısmet olmadı. Oy kullananlara saygı duyuyorum özellikle futbol ve siyasi tartışmalarda ülkemizde insanlar cinayet işleye bilmekte sokaklara dökülmek ve insanlara zarar vermek gibi eylemlerde bulunmaktadırlar hiç yoktan sebeplerle cahillikte sınır tanımayan bu insanlar karşı tarafın ömürlerini yok etmekte ve kendi hayatlarını hapishanelerde geçirmektedirler ve hayatları boyu pişmanlıklar yaşamaktadırlar.
Ülkeyi yönetenlerin aile ve çocuklarını düşündükleri gibi vatandaşların tamamını düşünerek duyarlı davranmaları lazım ama maalesef Türkiye’mizde insana verilen değerin ne kadar yetersiz olduğunu ve televizyonlarda her gün cinayet gasp hırsızlık tecavüz haberleriyle basında görmekteyiz. Devleti yönetenlerin kendi arabamda sigara içme hakkımı elimden alıp cezalandırması yerine bir insanı öldürüp beş ya da yedi yıl sonra hapisten çıkan ve tekrar cinayet işleyenleri önlem alıp bunları suçtan uzak tutacak önlemleri daha etkin alması gerekmiyor mu?
Beş on yaşlarında çocuklara tecavüz edip öldürenlerin beş on yıl hapisten sonra çıkarmakla kendi vatandaşımıza en büyük ihaneti yapmıyor muyuz? Bu canilerin serbest kalmasından sonra her işleyeceği suç, bunları rehabilite etmeden bırakanların sorumsuzluğudur. ABD süper güç olarak demokrasi ve özgürlüğün merkezi olarak idam cezasını uygularken bir zamanlar dünyayı titremiş bizler bu gün Avrupa Birliği kriterlerine uyacağız diye çocukları öldürüp tecavüz eden masumların katillerinin aynı şeyi tekrar yapmalarına nasıl göz yumabiliriz? Öldürenleri kendi ellerimizde paşa gibi beslemekteyiz. Rehabilite edilmemekteler. ABD bilim adamları cinayet ve tecavüz zanlılarını gen ve DNA grafiklerini incelediğinde bu kişilerin aile gelen genler sebebiyle bu sucu işlediklerini ve bu kişilerde devam eden genleri. Aynı sucu işleme olasılığını. % 90 oranında var olduğunu söylemekteler. Bizler bu insanları idam etmemekle cinayet ve tecavüzcü potansiyelimizi yükseltmekteyiz. Devlet yöneticilerimizin kendine ait bir arabasında bile sigara içmesine izin vermeyerek bu kadar ince düşünen sayın yöneticilerimizin bunlara kafa yorması üzücüdür.
Masum yavrularımıza keçi sütü diye inek sütunu karıştırıp içeren namussuzların kendi halkına domuz eti yedirebilecek kadar alçalan hayvanları ufak cezalara cezalandırılması ve yol kenarlarında hala bu alçakların Fabrikaları'nın harıl harıl işlemesi devletimin bu alçakları ebedi olarak gıda sektöründen uzak tutması gerekirken bu insanların ufak cezalarla yaptıklarının yanlarına kar kalması yine üzücüdür.
Bir başka mesele bir zamanlar bir asma bahçesinden geçerken bir salkım üzüm aldığında bir akçe bırakan bir milletten bu gün rüşvet ve haksız kazancın normal görülmesi ne kadarda acı bu gün milyon dolarlarsa belli makamlara gelemeyecekken devletin onları yönetici yapmış namus ve şerefini emanet etmişler milyonlarca insanın saygınlığını önüne sermişler bir devlet memurunun üç beş katı maaş alırken bunlara yetinmeyecek kadar aşağılık olan insanlar toprağın altındaki şehidin yetimin hakkını çalacak kadar namussuz olanlar en ağır cezalara çaptırılmalıdırlar. Bu olmalı ki kimse artık Devletin Malı deniz yemeyen domuz diyemesin ve cesaret edemesin.
Gezi parkında yeşillik için bu şekilde ölümüne mücadele verilmesi gözlerimi yaşattı sokaklar savaş alanına döndü bazı vatandaşlarımız hayatlarından oldu. Türk vatandaşı olarak sayın Başbakanımızdan istirham ediyorum; • 2015’i orman ve yeşillik ilan etsin ve her Türk vatandaşı aile bireyi kadar ağaç dikme zorunluluğu getirilsin.
• Her köy kasaba ve şehirde ağaç dikme seferberliği ilan edilsin.
• TSK ve Emniyet veya diğer kamu kurumları (Okul, Hastane) bulunduğu şehirlerde kendisine tahsis edilecek olan arazide ağaçları dikme ve bakımını üslenme görevini alsın. •
Türkiye'de Orman Bakanlığında çalışmak üzere görevi ağaçlandırmak olan maaşlı ağaç dikme birlikleri kurulsun. Bunlara araç ve teçhizat temini yapılsın. Bunun için bütçe ayrılsın
• İlköğretim, lise ve üniversiteler ağaç dikme bilinçlendirilmesi ezberci değil bilinçlendirme mantığı ile zorunluluğu getirilsin.
• 2015 in en büyük bütçesi bu konuya ayrılsın bozkır olan iç Anadolu artık yeşilliğe kavuşması için en uygun bitkilerin dikilmesi sağlansın.
Yol kenarları ve tepeler sarı toprak değil yeşil alan olsun.
Ben kendi adıma 20 tane fidan dikmeyi şimdiden kabul ediyorum.