SARAÇHANE / İSTANBUL - Türkiye siyasi hareketinin farklı yelpazelerinde yer almış, ülke politikasına yön vermiş yaklaşık 94 duayen siyasetçi, hakkında hapis ve siyasi yasak kararı verilen İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na destek vermek için Saraçhane’de buluştu. Ülke siyasi tarihinin önemli isimlerinden aldığı destek nedeniyle çok onurlandığını ve gururlandığını vurgulayan İmamoğlu duygularını, “Muhteşem bir an benim için, ‘Her şerde bir hayır vardır’ misali. Böyle bir şer hiçbir zaman istenmez ama bazen de eğer insanın güç aldığı merkez sağlıklıysa, sağlamsa, o zaman böyle anlar sizi daha da kuvvetli hale getiriyor, daha dayanıklı hale getiriyor. Hepinize yürekten teşekkür ediyorum. Gerçekten bahtiyar oldum, mutlu oldum. Ama daha da önemlisi, gücüme güç kattınız” sözleriyle dile getirdi.

Türkiye siyasi hareketinin farklı yelpazelerinde yer almış, ülke politikasına yön vermiş duayen siyasetçiler, hakkında hapis ve siyasi yasak kararı verilen İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’na destek vermek için Saraçhane’de buluştu. İmamoğlu, aralarında Altan Öymen, Murat Karayalçın, Hikmet Çetin, Hüsamettin Cindoruk, Saadettin Tantan, Algan Hacaloğli, Nesrin Nas, Hikmet Sami Türk, Seyfi Oktay, Mukadder Başeğmez, Celal Doğan, Nurettin Sözen, Ali Müfit Gürtuna, Yaşar Okuyan, Ercan Karakaş, Yüksel Yalova, Süleyman Çelebi ve Süheyl Batum gibi isimlerin bulunduğu yaklaşık 90 duayen siyasetçiyi, İBB Meclis Salonu’nda ağırladı. 

NAS: “SİYASAL MEŞRUİYETİN HİLE HURDA İLE YOK EDİLMESİNİN DİMDİK KARŞISINDAYIZ”

Farklı siyasi geleneklerden gelen önemli isimleri bir araya getiren buluşma, eski Anavatan Partisi Genel Başkanı Nesrin Nas moderatörlüğünde gerçekleştirildi. Cumhuriyet tarihimizin en hayati seçimine gidileceğine vurgu yapan Nas, özetle şunları söyledi: 

“Üstelik anayasal düzenin yok sayıldığı, devletin sırrı kadem bastığı askeri darbe döneminde de rastlamadığımız, belirsizliğin bir şiddet, yargının bir şantaj aracı olarak kullanıldığı, asla eşit, serbest, adil ve özgür olmayan bir ortamda yapacağız bu seçimi. Ya demokratik irademize sahip çıkarak ülkeyi vasatın tasallutundan, cahilin cüretinden, iktidarın kibrinden kurtarıp, özgür ve demokratik medeni dünyanın bir parçası olacağız ya da öfke ve korku arasındaki gerilimin tuzağına kavuşacağız. Haddim olmayarak, buradaki haziruna, ‘Yarın artık bugündür’ hatırlatmasını yapmak isterim. Doğu ve Güneydoğu’da, Yalova'da millet iradesini gasp edenler, bugün soruşturmalar ve davalar silsilesiyle siyasal zorbalık karşısında iki kez seçilerek gelen İstanbul Belediye Başkanı'nı siyasetin dışına itmek, İstanbullunun iradesine el koymak istiyorlar. Bilmiyorlar ki, ne Ekrem İmamoğlu zannettikleri kadar yalnız ne de bizler, tahmin ettikleri kadar azız. İBB Başkanı'nın arkasında, bu demokratik iradeye sahip çıkacak milyonlar var. İBB Başkanımız Ekrem İmamoğlu'na karşı, siyasallaşmış yargı eliyle yapılan ve yapılacak her zorbalığın bize karşı, halka karşı, İstanbulluya karşı yapılmış örtülü bir darbe olduğunu hatırlatıyor, ‘Bu zor zamanda Başkanımızın, demokratik irademizin yanında siyasal meşruiyetinin hile hurda ile yok edilmesinin dimdik karşısındayız’ demek için buraya gelen siz değerli siyasetçilere çok teşekkür ediyorum” dedi. 

CİNDORUK: “EKREM BAŞKAN, MENDERES GİBİ, ECEVİT GİBİ HALKIN KORUMAYA ALDIĞI SİYASETÇİLERDEN”

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin 17. Başkanı Hüsamettin Cindoruk’un, “70 yıllık siyasi hayatımda bir şey görmüşümdür. Halk, bazı siyasetçileri kucağına alır, benimser, onları koruması altında tutar. Menderes öyle biridir, Ecevit öyle biridir. Şimdi bugün de Ekrem Başkan öyle biridir. Halkın tamamen himayesi altına, koruması altına aldığı, kucakladığı bir siyasetçidir. O siyasetçimizin siyaseten üstüne gitmek isteyen var eblehler var. O eblehlere bakmayınız. Siyasi hayatımızın zenginliği içinde Ekrem Başkan siyasetini sürdürecektir. Evvela İBB’ye üçüncü defa Belediye Başkanı olması da mümkündür, başka siyasi konumlar elde etmesi de mümkündür. Biz buraya, sadece Ekrem Başkan’ın yanında olduğumuzu göstermek için gelmedik. Cumhuriyetin yanında olmak için geldik. Biz Cumhuriyetçiler, ölmeyiz, bitmeyiz; varız, var olmaya devam edeceğiz. Bugün ben, 90 yaşını aşmış olmama rağmen, hala bu siyaset içerisinde bir söz söyleme imkanını buluyorsam, bu Cumhuriyet’imizin ve demokrasinin sayesindedir. Ekrem Başkanımıza diyorum ki; korkma kardeşim. İstiklal Marşı’mız gib: Korkma sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak” sözleri salondan büyük alkış aldı. 

ÇETİN: “SADECE SARAÇHANE'DE İKİ MİTİNG YAPMAKLA BU İŞ OLMAZ”

Eski CHP Genel Başkanlarından Hikmet Çetin de konunun sadece İmamoğlu meselesi değil, Türkiye meselesi olduğuna vurgu yaparak, “Bunu böyle düşünmediğimiz sürece, birçok haksızlıkları önleyemeyiz. Aslında iktidar şunu yapıyor: Alanı temizliyor. Yani karşısına çıkabilecek olan insanları yok etmeye çalışarak, alanı temizliyor. Ekrem Bey’den başladı, Yakında HDP'yi de kapatacaklar ve böylece alanın temizlemeye doğru gidiyorla. Bunun karşısında dimdik durmak zorundayız. Sadece Saraçhane'de iki miting yapmakla bu iş olmaz. Muhalefet olarak, ‘Nasıl olsa bir şey olmaz’ dersek yanlış yaparız” dedi. 

ÖYMEN: “CUMHURBAŞKANI DA AYNI MUAMELEYİ GÖRDÜ; ‘İNSAF’ DİYORUM”

Yine eski CHP Genel Başkanlarından Altan Öymen ise, “Demokrasinin yok edilmesi dönemindeyiz. Sayın İmamoğlu'na uygulanan muameleye bakın” diyerek, aynı durumun geçmişte Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da başına geldiğini hatırlattı. Erdoğan’ın CHP’nin inisiyatifiyle gerçekleştirilen Anayasa değişikliği sonucu yeniden siyaset sahnesine çıktığını aktaran Öymen, “O zaman herkes memnun oldu. Tabii bugünkü Sayın Cumhurbaşkanı da memnun olmuştu o zaman. Neler çektiğini de sık sık anlatırdı. Şimdi kendi dönemine benzeri bir muamele, siyasetten yasak muamelesini Sayın İmamoğlu'na uygulamak üzere olduğunu da -kesin sonuç alınmadı ama- böyle bir girişimi de görüyoruz. Ve ‘insaf’ diyorum ben. Ve başlarına neler geldiyse bugünkü iktidar mensuplarının, o başlarına gelenlerin başkasının da başına gelmesinden memnun olmuş bir halleri var. Bu psikolojik olarak üzerinde durulması gereken bir şey. Ama Türkiye, bütün bu gürültünün içinden mutlaka çıkacak ve güzel günler görecek Türkiye'ye. Hepimiz güzel günler göreceğiz” ifadelerini kullandı. 

KARAYALÇIN: “TÜRKİYE'NİN DEMOKRATLARI, BİRLEŞİN”

Eski Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı ve eski SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın da “Farklı siyasi partilerde görev yapmış kişiler olarak şimdi bir aradayız. Demokrasi için bir aradayız. Dayanışmamızı ortaya koymak için bir aradayız. Türkiye'nin kurumları, çok ciddi bir gerileme sürecinin içinde bulunuyorlar. İdari, iktisadi, siyasi kurumlar ya içleri boşalmış durumdalar ya da çöküntü içindeler” diyerek görüşlerini dile getirdi. İktidarın, kazanamadığı yerlerde kendisini yerel yönetimlerin yerine koymaya çalışmasını eleştiren Karayalçın, “Örneğin metro yapıyorlar. Üzerine ‘U’ koyuyorlar. Hiçbir şey koyamazlar. Yapmamalılar. Yapamazlar. Çünkü, Anayasa’nın 127. maddesi diyor ki; yerel ortak hizmetleri, yerel yönetimler yapmak zorundadır. Ya da görevden alıyorlar. Doğu’da, Güneydoğu’da bunu yaptılar. Kayyum atadılar. Şimdi de İstanbul'da yapıyorlar, yapmaya çalışıyorlar. Çok sayıda dava açıyorlar, ‘Birinden tuttururuz’ düşüncesiyle. Niyetleri Sayın Ekrem İmamoğlu’nu almak. Sevgili Ekrem İmamoğlu; sizi vermeyeceğiz, sizi kaptırmayacağız bunlara. Bugün buradaki birlikteliğimiz, tüm Türkiye'ye verilen çok güçlü bir mesaj. Biz, farklı partilerin demokratları olarak birleştik. Bence buradan bir çağrı yapalım. Türkiye'nin farklı partilerine mensup demokratlarının da bir araya gelmesini talep edelim. Onlara çağrıda bulunalım; Türkiye'nin demokratları birleşin diyelim” şeklinde konuştu. 

RAKİBİ GÖKÇINAR’DAN İMAMOĞLU’NA DESTEK

Eski Adalet Bakanları Seyfi Oktay ve Hikmet Sami Türk de konunun hukuki değerlendirmelerini yaparak, yaşanacak süreçleri detaylarıyla anlattı. 31 Mart ve 23 Haziran 2019 yerel seçimlerinde İmamoğlu’na Saadet Partisi adayı olarak rakip olan Necdet Gökçınar da duygularını, “Şimdi ben, burada Ekrem Başkan’ı orada otururken görmekle beraber, kendimi görüyorum. Neden? Efendim ben de Başkan olabilirdim. Aynı şey, benim başıma da gelebilirdi. O pozisyonda olan bir arkadaşımızın başına böyle bir şey gelince, yanında yer almalıyız” sözleriyle dile getirdi. 

BAŞEĞMEZ: “EDEPLİ, HAYALI İNSANLAR ÇOK TERLER”

Eski Saadet Partisi milletvekillerinden Mukadder Başeğmez de “Halk arasında utanmaz adamlar için bir söz söylenir: Senin alnına hiç mi ter gelmiyor. Edepli, hayalı insanlar çok terler. Seçimleri, iptal ettirip, arkasından 805 bin fark yiyenlerin alnı terlemiyorsa, bu terlemeyi de anlayamazlar. Tarih bize şunu gösteriyor, kendi hayatımızda: Kendilerinde sonsuz kuvvet ve kudret vehmedenler, bir adım ötesini göremiyor. Bir gün sonrasını göremiyor. Halbuki tarih göstermiştir ki, bu tür insanların akıbetleri berbat olmuştur. Zulüm, her şeyin inceldiği yerden sonra, en kalın yerinden kırılır. Gördüğümüz kadarıyla zulmü kalınlaştırıyorlar. Ben buraya bu bakımdan Ekrem İmamoğlu'nun şahsi uğradığı bir haksızlığa karşı çıkmak için gelmedim. O kendisi baş eder. Ama bütün İstanbul’a yapılan bir haksızlığa karşı çıkmak için geldim. ‘Ekrem Başkan, seninleyiz’ demek için geldim” ifadelerini kullandı. 

İMAMOĞLU: “MUHTEŞEM BİR AN BENİM İÇİN”

Eski TBMM Başkanvekili ve eski Devlet Bakanı Yüksel Yalova ile eski milletvekilleri DYP’den Ufuk Söylemez ve CHP’den Süleyman Çelebi, konuşmalarında İmamoğlu’na desteklerini dile getirdi. Ülke siyasi tarihinin önemli isimlerinden aldığı destek nedeniyle çok onurlandığını ve gururlandığını vurgulayan İmamoğlu da özetle şunları söyledi: 

“Muhteşem bir an benim için, ‘Her şerde bir hayır vardır’ misali. Böyle bir şer hiçbir zaman istenmez ama bazen de eğer insanın güç aldığı merkez sağlıklıysa, sağlamsa, o zaman böyle anlar sizi daha da kuvvetli hale getiriyor, daha dayanıklı hale getiriyor. Hepinize yürekten teşekkür ediyorum. Gerçekten bahtiyar oldum, mutlu oldum. Ama daha da önemlisi, gücüme güç kattınız. Nesrin Hanım'a, Süleyman Bey'e ve diğer dostlara yürekten teşekkür ediyorum. Buraya gelemeyip, güzel duygularını bana ileten, buraya gelemeyen saygıdeğer büyüklerime de teşekkür ediyorum. Burada çok farklı bir yelpazenin içinde tuttuğu insanlar var ve o insanların ortak kabulle, demokrasiye olan inançlarıyla bizi burada sahiplenmesi, aslında Türkiye adına bir vazife olduğunu düşünerek burada bulunması çok kıymetli. Bugün hala aktif siyasette bulunan, geçmişte çok kıymetli görevlerde bulunmuş insanlar yine burada. Yoğun mesailerine rağmen gelen çok kıymetli dostlarımız yine bizimle beraber. Dolayısıyla mutluyum, gururluyum.”

“BU CÜMLELERE LAYIK OLMAK ZORUNDAYIM”

“Az önce her konuşmacının, kıymetli büyüğümüzün birer cümlesini yazdım. Her bir cümle, aslında benim için hayat boyu manşet gibi duracak gözümün önünde. Hiçbir zaman unutmayacağım. Benim için çıkarımı şu: Ben bu cümlelere layık olmak zorundayım. İşte o layık olma meselesi, aslında sizi daha çok çalışan, daha çok iş yapmaya dönük sevk eden bir duygu. Bugün burada, benim şahsımda vücut bulan bir demokrasi mücadelesine katkı verdiğinizi biliyorum. Bu, Ekrem İmamoğlu'nun şahsına bir destek değildir. Bu, Türkiye'nin demokrasisine, Türkiye Cumhuriyeti'nin adalet, hukuk devleti olma mücadelesine verdiğiniz katkıdır. Ben, buna layık olmak mecburiyetinde olan bir seçilmişim. Görevi olan, İstanbul gibi dünyanın en kuvvetli, en kadim kentine seçilmiş bir insan olarak buna layık olmaya gayret eden bir insanım.”

“YETMİYOR; BUNU DAHA DA BÜYÜTMEMİZ LAZIM”

331,2 milyon TL'lik tarımsal destekler hesaplarda 331,2 milyon TL'lik tarımsal destekler hesaplarda

“Tabii ülkemizin şurada görünen bu uzlaşmayı, bu kültürü, bu ortamı yaşaması ve hissetmesi lazım. Şu an ülkede ne yazık ki böylesi bir anlayışa karşı bir iradeli iktidarla karşı karşıyayız. Hayır; kesinlikle uzlaşma yok. Kesinlikle istişare yok. Kesinlikle tartışmak yok, konuşmak yok. ‘Ben ne dersem olur. Buna karşı gelenler de bana karşı’ diye tarifle bakan bir anlayışla karşı karşıyayız. Buna karşı işte bu uzlaşma kültürünün, daha da büyütülmesi için bir mücadele verilmektedir. Bugün siyasi partilerimizin genel başkanlarımızın vermiş olduğu mücadele budur. Yeterli midir? Yetmiyor. Bunu daha da büyütmemiz lazım.”

İmamoğlu ve konukları, konuşmaların ardından, Saraçhane’deki İBB ana yerleşkesi önüne CHP İstanbul İl Gençlik Kolları tarafından konumlandırılan “Haysiyet Duvarı”nı ziyaret etti. İmamoğlu, “Haysiyet Duvarı”nı imzalayan eski siyasetçilerle anı fotoğrafı çektirdi. 

Bazı isimlerin sağlık sorunları nedeniyle gelemediği ziyaretin davetli listesi şöyle oldu:

  1. Abdülkadir Ateş
  2. Abdüllatif Şener
  3. Adnan Keskin
  4. Ahmet Tan
  5. Algan Hacaloğlu
  6. Ali Haydar Konca
  7. Ali Ilıksoy
  8. Ali Müfit Gürtuna
  9. Ali Özcan
  10. Altan Öymen
  11. Avni Akkan
  12. Aytaç Durak
  13. Aziz Kocaoğlu
  14. Bahattin Alagöz
  15. Berhan Şimşek
  16. Beyhan Aslan
  17. Burhan Kara
  18. Celal Doğan
  19. Cemal Canpolat
  20. Cemal Özdemir
  21. Cengiz Altınkaya
  22. Dursun Bulut
  23. Engin Güner
  24. Ercan Karakaş
  25. Ertuğrul Kumcuoğlu
  26. Ethem Cankurtaran
  27. Eyüp Aşık
  28. Ahmet Fehmi Işıklar
  29. Fikri Sağlar
  30. Fuat Çay
  31. Gökhan Günaydın
  32. Güler İleri
  33. Gülseren Onanç
  34. Hakan Tartan
  35. Halil Çulhaoğlu
  36. Hasan Gemici
  37. Hikmet Çetin
  38. Hikmet Sami Türk
  39. Hüsamettin Cindroruk
  40. Işın Çelebi
  41. İbrahim Çebi
  42. İbrahim Yener
  43. İlhan Aküzüm
  44. İmren Aykut
  45. İsmail Müftüoğlu
  46. İsmail Sancak
  47. Kemalettin Cansızoğlu
  48. Abdullah Levent Tüzel
  49. Mehmet Alp
  50. Mehmet Çevik 
  51. Mehmet Dönen
  52. Mehmet Kahraman
  53. Miraç Akdoğan
  54. Murat Karayalçın
  55. Musa Çam
  56. Mustafa Akaydın
  57. Mustafa Kul
  58. Kemal Naci Ekşi
  59. Nazif Okumuş
  60. Ragıb Nebil İlseven
  61. Necdet Gökçınar
  62. Necdet Tekin
  63. Nesrin Nas
  64. Nihad Matkap
  65. Nurettin Sözen
  66. Mahmut Oltan Sungurlu
  67. Önay Alpago
  68. Prof. Dr. Ahat Andican
  69. Ramis Topal
  70. Rıdvan Budak
  71. Sadettin Tantan
  72. Edip Safter Gaydalı
  73. Salih Sümer
  74. Salih Uzun
  75. Mehmet Sefa Sirmen
  76. Mehmet Seyfi Oktay
  77. Ahmet Sırrı Özbek
  78. Burhan Suat Çağlayan
  79. Prof. Dr. Süheyl Batum
  80. Timucin Savaş
  81. Tülay Ateş
  82. Ufuk Söylemez
  83. Yaşar Okuyan
  84. Yaşar Topçu
  85. Yüksel Çakmur
  86. Prof. Dr. Yüksel Yalova
  87. Ziya Halis
  88. Kemal Gök
  89. Gökmen Söğüt
  90. Çetin Soysal
  91. Süleyman Çelebi     
  92. Hasan Akgün           
  93. Turhan Tayan          
  94. Ayhan Altuğ 
Editör: TE Bilişim