Başbakan iddia etti, SSK da Kılıçdaroğluyla ilişkisi olan yetmiş kişinin onun döneminde işe alındığını söyledi, Kılıçdaroğlun’dan cevap geldi, “Akrabalarımın bir yere sınavla girmesi suç mu?”…
Bence değil, olmamalıda, akraba diye SSK da çalışma hakkı elinden alınamaz, buraya kadar her şey normal, yani yasalara uygun…
Ama sorun şurada…
Sen, SSK ya alınan yetmiş akrabanın yasalara uygun olarak alındığını söyleyip, bunun suç olmadığını dile getiriyorsan, diğer yandan Başbakanın oğlunun, yirmi bir gün valinin himayesinde askerlik yaptığını sorguluyorsan, kendi içinde çelişirsin! Yirmi bir gün askerlik yapmak yasal bir haksa ve burada kanuna aykırı bir durum yoksa, bunu gündeme getirmek mide bulandırmaya çalışmaktan başka bir şey değildir, yani bir durum ya yasaldır, ya da yasal değildir, kendi durumunla ilgili kanun kitabından konuşurken, Başbakanın oğluyla ilgili durumu ayasal gibi gösteremezsin, ben o zaman şunu anlarım, yarın iktidara gelecek olsan kendine yakın kişilerle, senden farklı olanlar arasında çifte standart uygulayacaksın demektir!
Birde benim kafama şurası takıldı, kırkıma merdiven dayadım, henüz herhangi bir akrabama kamu kuruluşunda görev alamazken, senin döneminde, bir çırpıda yetmiş tane akrabanın oralarda olması bana çok tuhaf geldi! Madem Türkiye’de herkesin yüze yakın akrabası SSK da sınav kazanabiliyor da, benim neden bir tane bile yok? Sahi merak ettim, gerçektende Türkiye’de kişi başına yetmiş akraba istisnası başka herhangi bir ailede var mı? Durum böyle olunca ben doğal olarak sınavı da sorgularım, yoksa şimdilerde sınavlarda usulsüzlük şüpheleri, daha önce bu usullerin kullanılıp da yine öyle oluyor sanılmasının bir eserimidir? Merak ettim doğrusu, bu arada aklıma bir film geldi, “MAVİ ELMAS” filminde bir hırsız çaldığı elması inşaata saklar, ceza evinden çıkınca inşaatın polis merkezi, hatta hırsızlık masası olduğunu görür, elması almak için içeri sızması gerekir ve sahte evrak düzenleyerek polis olur, daha sonra azılı hırsızları birer, birer yakalar, çünkü hırsızlığın metodunu biliyordur. Sanırım anlatmak istediğim anlaşıldı…
“Valinin himayesinde” askerlik nasıl oluyor? Onu da daha açarak anlatırsanız biraz daha aydınlamış oluruz, himaye kavramı kamuda yöneticilik yapmış birisinin daha net izah edebileceği bir durum olsa gerek, yoksa siz “sınavla giren” yetmiş, yakın akrabanızı işe girdikten sonra himaye mi ettiniz?
Çelişkiler, çelişkiler…
Kılıçdaroğlunun çelişkileri sadece yukarıdaki konuyla ilgili sınırlı değil…
İşte bazı örnekler…
Zaten her şey dakika bir gol bir başlamıştı, seçildiği kongrede attığı halkçı sloganlarıyla giydiği gömleğin markası ve fiyatı çok kötü bir çelişki olarak kaldı belleklerde…
Başbakanın bir “çiftçiyi” azarlamasına kızarken, diğer yanda parti grubunda kendine haksızlık yapıldığını iddia eden bir partiliyi azarlayıp “CHP grubu şov yeri değildir haddini bil” demesi…
Başörtüsü meselesini anayasa mahkemesine götürüp, sonrada açılım yapması, İstanbul Avcılarda başörtülüye rahibe afişi basılması…
Başbakana havuzlu villada oturuyor demesi (Kirada) fakat kendinin sadece yazları kullanacağı halde bir havuzlu villası olması (Kaç Memur Kemal bu lükse sahip?)
Başbakanı Ergenekon’un başsavcısı ilan edip, diğer yanda bu davaya muhatap kişileri aday göstermesi, hatta Abdullah Öcalan’a methiyeler düzüp Atatürk’e hakaretler yağdıran Yalçın Küçük'e kefil olması…
Başbakanı yalancılıkla suçlayıp bir mitinginde “BEN BAŞBAKAN GİBİ SÖZÜNÜN ARKASINDA DURACAK ADAM DEĞİLİM” demesi…
Katıldığı bir programda “Osmanlıda Türk olmak ayıptı” sözüne, İlber Ortaylı bunlar bilgisiz memur yorumları diye cevap vermesi…
Fenerin efsane futbolcusu Lefter'i kaleci olarak anlatması…
Belediye başkan adaylığı döneminde Haliç’in İzmir de olduğunu sanması…
Bir yandan temiz siyaset derken, katıldığı bir televizyon programında, programın yapımcısıyla yaptığı etik dışı sohbetin kayıtlara geçmesi…
CHP’nin mazotu çiftçiye 1 TL ye verme iddiası da ayrı bir çelişki, ben hatırlıyorum da CHP li yıllarda mazot yoktu…
Daha buna benzer birçok çelişkiyi sıralamak mümkün…
Geçenlerde Siyaset meydanın da CHP li aday Payev vardı, gördüğüm kadarıyla iyi ve düzgün bir insan, seçim bölgesi olmadığı halde Ümraniye de bir eve ziyarete gittiğini ve gittiği evin bahçesinde ağaç dikecek kadar yer bulamadığını söyledi, ben birilerinin ona CHP döneminde orada çöp dağının patladığını, yüzlerce insanın çöplerin altında kaldığını ve toplam 39 insanımızın pisliğin içinde can verdiğini anlatmasını beklerdim…