GÜNDEM

Soylu'dan İstanbul Sözleşmesi açıklaması: Kadın Cinayetlerinin arttığı söylemi yalan!

İçişleri Bakanı Soylu, Türkiye'nin İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmesine ilişkin, "Kadına karşı şiddetle mücadelede bizi sorumlu kılan İstanbul Sözleşmesi değildir" dedi.

İçişleri Bakanı Soylu, Türkiye'nin İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmesine ilişkin, "Kadına karşı şiddetle mücadelede bizi sorumlu kılan İstanbul Sözleşmesi değildir" dedi. Bakan Soylu, kadın cinayetlerinin arttığı söyleminin de yalan olduğunu ifade ettiği açıklamasında, " Türkiye’de kadın cinayetlerinin arttığı söylemi, tamamen yalandır ve eldeki veriler tarafından desteklenmemektedir" dedi. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Türkiye'nin İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmesine ilişkin açıklama yayımladı.

"HER EGEMEN DEVLETİN HAKKIDIR"

Soylu, uluslararası  sözleşmelerin varlığı veya yokluğunun vatandaşların karşı karşıya kalacağı herhangi bir suç şeklini önlemeye ilişkin sorumluluklarını veya çalışmalarını eksiltmeyeceğini ya da artırmayacağını belirterek, "Ayrıca belirtmek gerekir ki milletler arası andlaşmalara, sözleşmelere taraf olmak kadar taraflılıktan ayrılmak da her egemen devletin hakkıdır" dedi.

"BİZİ SORUMLU KILAN İSTANBUL SÖZLEŞMESİ DEĞİLDİR"

"Aile içi ve kadına karşı şiddetle mücadele, kadın cinayetlerini önleme konusunda bizi toplumumuza karşı sorumlu kılan, İstanbul Sözleşmesi’nin varlığı değildir" diyen İçişleri Bakanı Soylu'nun açıklamasının tam metni şu şekilde:

"GÜCÜMÜZÜ ANAYASADAN, İNSANLARIMIZI KORUMA İLKESİNDEN ALMAKTAYIZ"

"Ülkemizde huzurun, asayişin ve güvenliğin sağlanmasında, terörle mücadelede, hırsızlıkla, organize suçlarla, siber suçlarla, uyuşturucu ile ve şiddetin, suçun her türü ile mücadelede güvenlik güçleri olarak gücümüzü anayasadan, kanunlardan ve her türlü suça karşı insanımızın masumiyetini koruma ilkesinden almaktayız.

"SÜREÇ BİZİ MAHCUP ETMEYECEKTİR"

Anayasa’nın 10. Maddesi ve 41. Maddesi, TCK’nın ilgili maddeleri, “6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun”’un ilgili maddeleri, bu konuda ilgili bakanlıklarla yürüttüğümüz eylem planı, İçişleri Bakanlığı tarafından yürütülen Kades, Elektronik Kelepçe İzleme Merkezi gibi uygulamalar, sayılarını 81’den 1086’ya çıkararak tüm ülkemize ve ilçe düzeyine yaydığımız “Aile İçi ve Kadına Karşı Şiddetle Mücadele Büro Amirlikleri” ve tüm bakanlıklarla uyumlu olarak yürüttüğümüz süreç, inanıyoruz ki bu mücadelede bizi vatandaşımıza karşı mahcup etmeyecektir.

Anayasamızın, kanunlarımızın, medeniyetimizin ve tüm değerlerimizin bize yüklediği görev ve sorumlulukları tamamen bir uluslararası sözleşmeyle cıro etmek ve eşitlemek, hem kendi büyük devlet geleneğimize, hem bin yıllık medeniyet birikimimize, hem de ortaya koyduğu gelişmeyle bölgesinde ve dünyada önemli bir güç haline gelen Türkiye’ye, özgüvenine, kendi yapabildiklerine ve kapasitesine haksızlık olacaktır.

"KADIN CİNAYETLERİNİN ARTTIĞI SÖYLEMİ YALAN"

Bir kadının şiddete uğraması ve bir kadının cinayete kurban gitmesi, insanoğlu tarafından kabul edilemez. Bununla birlikte, Türkiye’de kadın cinayetlerinin arttığı söylemi, tamamen yalandır ve eldeki veriler tarafından desteklenmemektedir.

"DÜN OLDUĞU GİBİ BUGÜN VE YARIN DA DEVAM EDECEK"

Tüm suçlarla mücadele ettiğimiz gibi devletimiz, güvenlik güçlerimiz, elbette ki aile içi ve kadına karşı şiddetle mücadeleyi de insan hakları çerçevesinde, 'huzur, güven ve asayiş' anlayışıyla, vatandaşımızın her şeyin en iyisine layık olduğu bilinciyle, dün olduğu gibi bugün ve yarın da devam ettirecektir.

"ÖRNEK TEMSİLCİ OLACAĞIZ"

Yakın zamanda herkes görecektir ki aile içi ve kadına karşı şiddetle mücadelede atılan tüm adımların olumlu sonuçlarını alacağız ve dünyada bu mücadelenin örnek temsilcisi olacağız."