Ülkemize birçok parti Genel Başkanı geldi geçti. Ama bunların içinde rahmetli Erdal İnönü çok farklı kişiliği, bilim adamlığı, kibarlığı, dürüstlüğü ve birçok insancıl yönüyle ayrı bir yer tutmaktadır.

Çoğumuzun anımsayacağı gibi asla çantasını başkasının taşımasına izin vermeyen, korumalarla dolaşmaktan hoşlanmayan ve sık sık onları atlatıp halkın içine karışıveren, bu nedenle de korumalarının en çok şikâyetçi oldukları bir genel başkan olan, hiçbir mitingde kendini omuzlara aldırmayan, konuşmalarını ders verir gibi sakin, bağırıp-çağırmadan, masayı yumruklamadan yapan biriydi. Bu yönleriyle kimilerince eleştiri konusu olurken büyük çoğunluğun saygısını almayı beceren, ülkemiz gerçeklerine pek uymayan bir siyasetçiydi.

Bu sakin tavırlarından partisindeki kaşarlı siyasetçiler de rahatsız olur, rakipleri, gibi mitinglerde olsun, gurup toplantılarında olsun, biraz daha sert tavırlı olmasını isterlerdi.

Yine bir gün İzmir milletvekillerinden biri genel başkanı Erdal İnönü’yü kürsülerde çok zayıf ve kibar olduğu için eleştiriyordu.

-Sayın genel başkanım, bu konuşmanızda çıkıp elinizi masaya vurun ve peş peşe “şey yapa şey yapa iktidara geleceğiz deyin! Halk sizden bunu bekliyor” demiş.

Erdal Bey gayet kibarca “tabi, olur” demiş ve çıkmış kürsüye, gerçekten de elini kürsüye vurarak seslenmiş;

-Arkadaşlar, iktidara geleceğiz! Nasıl geleceğimizi de birazdan Falanca Bey size anlatacak!

Şu nezakete, kibarlığa, üsluba bakın! Ülkemizde bu tür liderler zor bulunuyor. Gelenin de kıymeti pek fazla anlaşılamıyor.

Ülkemizde ise sanki lider değil, boksör, karateci, kabadayı, masaya yumruk vuran, bağırıp kükreyerek konuşan… kişileri seçiyoruz!

Bu da yetmiyor artık; rakibine ince şakalar yapanlar anlaşılamıyor, kabul görmüyor! En kaba haliyle hakaret etmek, aşağılamak moda oldu. Bunu yapanlar ise alkış alıyor; eleştiri değil!

En son ülkemizin Sayın Başbakanı, yine bizim ülkemizin Ana Muhalefet Partisi Genel Başkanına ne demişti; “talihsiz bedevi!” Yandaşlarının yüzünün kızarmasından vazgeçtik, avuçları patlayana kadar alkışladılar! İşte düzeyimiz bu!

Bu sözü söyleyen ve alkış tutanlara şimdi soruyorum; içinizde hanginiz evinizde çoluk-çocuğunuzla birlikte iken çocuğunuz “baba talihsiz bedevi fıkrası ne demek?” diye size sorarsa;

Yüzünüz kızarmadan bu fıkrayı açıklayabilirseniz size başka sorum yok! Ayıp falan diyorsanız o zaman yine sorum yok! Ne olmuş yani diyenlere ise hiçbir sorum yok!

İşte iki insan ve ikisi arasındaki benzerlik ya da uçurum; nasıl derseniz deyin.

Ne demişler; insanlar hak ettikleri tarzda yönetilirlermiş!