Türkiye Komünist Partisi (TKP) İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Orhan Gökdemir’den İstanbullulara mektup var. Mektubunda İstanbul’u 70 yıllık yağma düzeninin şekillendirdiğini hatırlatan Gökdemir, ranta açılan şehirlerin, sermayeye teslim edildiğinin altını çizdi. Sözlerini “Sadece bu yağmaya son vererek, halkın olanı halka teslim ederek başka bir İstanbul yaratabiliriz.” diye sürdüren Gökdemir’in mektubunun tamamı şu şekilde:

“Sevgili İstanbullu,

Yaşadığın şehri 70 yıllık yağma şekillendirdi. Oy verdiğiniz sağcı-sermayeci-piyasacı partiler geldiler, inşaat yaptılar ve arsa rantı yarattılar. Yarattıkları bu rantı yandaşlarına ve tabii sahiplerine, büyük sermayeye aktardılar. 

Köprüler yaptılar, para vererek geçmek istiyorsunuz, trafikte çile çekmek düşüyor payınıza. Yol yaptılar, otomobiliniz ve bol paranız olması lazım geçmek için. Sizin verginizle yapılan yoldan geçmek için ödüyorsunuz bu bedeli. Üstelik o yolları o köprüleri yaparken vergilerinizi de halka sülük gibi yapışmış üç beş müteahhite yağmalatıyorlar. Susasanız su parayla, acıksanız ekmek parayla. 

O yağmacıların ele geçirdiği devlet piyasaya hizmet ediyor artık. Eğitim, sağlık, hatta askerlik paraya tahvil edildi, patronlara teslim edildi. Devlet, bir parti başkanının yönettiği kuralsız bir anonim şirket artık. O devletin bütün varlıklarını, kârlı yönetilecek diye, o şirketin patronuna teslim edip adına ‘varlık fonu’ dediler. Devlet artık bir fondan ibaret.

Belediyeler de öyle, şirketleşti tamamı, piyasaya göre çalışır hale getirildi. Bir sürü ‘ceo’ ve onların başında yönetiyormuş gibi yapan bir patrondan oluşuyor belediye. Kurtarmıyor diye içme suyunuza zam yapıyorlar. Elektriğiniz, gazınız hep piyasa şartlarına endeksli. 

DEVA'dan 'Çiftçiye hibe desteği peşkeş çekildi' iddiası DEVA'dan 'Çiftçiye hibe desteği peşkeş çekildi' iddiası

O şartlar sadece sizin için geçerli değil. Ücreti varlık fonunun başındaki patron belirliyor, adına “asgari ücret” diyorlar.  

Sevgili İstanbullu,

Eskiden ‘başka İstanbul yok’ derlerdi. Şehirdeki ‘medeniyete’ bir göndermeydi bu. Şehirlerde medeniyet bırakmadılar. İnsanı ezdiler, yoksulları sürdüler, zengin gökdelenler şehri şehrin artık. Yani pek çok İstanbul var. Gecekonduların İstanbul’u var, gökdelenlerin İstanbul’u var. Denize kıyısı olanların İstanbul, denizi görmeyenlerin İstanbul’u ile tamamen farklı. Varsılların İstanbul’u ışıltılı, yoksulların İstanbul’u loş, pis, ürkütücü. İstiklal İstanbul’u bolluk içinde, Tarlabaşı İstanbul’u barbarların istilasını bekliyor. İşçiler başka İstanbul'da patronlar başka.

Sevgili İstanbullu,

Sadece bu yağmaya son vererek, halkın olanı halka teslim ederek başka bir İstanbul yaratabiliriz. Denizin yakamozuna hepimiz türkü yakabiliriz. Şehrin güneşinde hepimizi yıkanabiliriz. Sokaklarını yeniden çocuk cıvıltıları doldurabilir yeniden. Eşitlik kokar her yanı, mutluluk kokar. 

‘Çok şükür bunu da gördüm, ölsem de gam yemem’ diyeceğimiz bir şehir yaratabiliriz. 

Uzat elini.”

Ekran Resmi 2024-03-05 20.52.17

Editör: MURAT AYDIN